Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısının ardından Gazze'ye başlayan abluka devam ederken, rehinelerin salıverilmesi ve Gazze'deki sivillerin korunması için girişim hazırlığında olan AKP, diğer taraftan iç siyasetin Filistin meselesi ile ilgili baskısı altında.
TBMM Genel Kurulu'nda bugün Hamas'ın saldırısının ardından İsrail'in Gazze'ye yönelik başlattığı hava operasyonu ile Filistin sorunu hakkında genel görüşme düzenlendi. Görüşmenin ilk olarak kamuoyuna ve basına açık yapılacağı belirtilirken, daha sonra alınan bir kararla görüşme kapalı gerçekleştirildi.
Kapalı oturumlarda yapılan görüşmelerin içeriği, TBMM Başkanlığı'nın söz konusu gizlilik kararını kaldırmadığı sürece açıklanamıyor.
7 Ekim'de Hamas'ın saldırılarında çocuklar da dahil olmak üzere İsrailli sivillerin hedef alınması, saldırının arkasında İran'ın olduğu düşüncesi ve bölgede son dönemde yaşanan normalleşmenin tehlikeye girerek bölgesel çatışmaya evrilme riski gibi kaygılar iktidarı itidalli bir politika izlemeye sevk etmişti.
Ancak son günlerde muhalefetteki Saadet Partisi ile seçimde Cumhur İttifakı'na destek veren Hüda Par ve Yeniden Refah Partisi gibi partilerin proaktif bir tutum izlemeleri, Hamas'a destek verir yönde açıklamalar yaparak Ankara'da Hamas yetkilileriyle bir araya gelmeleri ve mitingler organize etmeleri gibi gelişmeler tabanı Filistin konusunda hassas AKP iktidarını yerel seçim öncesinde zora soktu. Genel görüşmenin kapalı yapılmasının bu nedenle tercih edildiği belirtiliyor.
Bu arada Meclis'teki görüşme Türkiye'nin Hamas ile İsrailli rehinelerin bırakılması için görüşmeler yaptığına ilişkin basında çıkan haberler sırasında gerçekleşti. Hamas'ın elindeki İsrailli rehinelerin kurtarılabilmesi için Katar ve Mısır gibi ülkelerin yanı sıra Ankara'nın diplomatik girişimlerinin sürdüğüne ilişkin bilgiler var. Arap basınındaki haberlere göre Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın birkaç gün içinde bölgeye gitmesi söz konusu.
Kurtulmuş: Türkiye olarak hazırız
Filistin'e ilişkin kapalı genel görüşmenin yapıldığı oturumu TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş yönetti.
Kurtulmuş oturumun açılış konuşmasında Ankara'nın son günlerdeki arabuluculuk niyetini de belirtir ifadeler kullanarak, "Savaşın genişlemesinin önlenmesi için barış, güven ve istikrar ekseninde adil ve hakkaniyetli bir barışın tesis edilebilmesi için Türkiye olarak üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirmeye hazırız" ifadelerini kullandı.
İsrail-Filistin arasındaki gerilimin daha fazla sivil can kaybı olmaksızın çözülebilmesi için Türkiye olarak baştan beri büyük bir katkı ortaya koymaya gayret ettiklerini söyleyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bir an evvel çatışmaların durdurulması ve zaten açık bir hapishane olan Gazze Şeridi'nde insanları hayattan koparan bu saldırıların bir an evvel sonlandırılması; gıdası tükenmiş, suyu tükenmiş, sağlık hizmetlerine ulaşımı neredeyse tamamıyla engellenmiş olan Gazze halkının nefes alabilmesi için bir an evvel ateşkesin tesis edilmesi yönünde Türkiye'nin çok ciddi adımları, çok ciddi diplomatik temasları mevcuttur."
Kurtulmuş, "Zaten bir barut fıçısına dönmüş olan Orta Doğu'da" bu son saldırılar ve gerilimin daha fazla sürdürülmesinin, bölgesel ve küresel yeni çatışmaların fitilini ateşleyebileceğine de dikkat çekti.
Kurtulmuş'un ardından ise Hakan Fidan kapalı oturumda bir sunum yaptı.
Genel görüşmenin ardından Meclis'te grubu bulunan altı partinin imzasıyla, "Filistin ve İsrail'de yaşanan çatışmalar" başlıklı ortak bir bildiri yayımlandı.
"Filistin ve İsrail'de yaşanan çatışmalarda ağır sivil can kayıplarının var olması, sivil alt yapının hedef alınması ve sivillerin en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak durumda bırakılmaları vicdanları yaralamaktadır" denilen açıklamada, krizin başka bölgelere de sirayet potansiyelinin bölgesel güvenlik ve istikrarı ciddi biçimde tehdit ettiğine işaret edildi.
"Sivillerin her şartta korunması ve toplu cezalandırma mahiyetindeki uygulamalardan kaçınılmasının" hukukun, vicdanın ve insanlığın gereği olduğunun belirtildiği bildiride, bu gerilimin telafi edilemez sonuçlar doğurmaması için tüm taraflar itidale ve aklıselime davet edildi.
Bildiride sadece son çatışmalara değil, kalıcı çözümün gerekliliğine de atıfta bulunularak, "Filistin-İsrail meselesinin çözümü, sonuçları yönetmekten değil, sorunların temelinde yatan sebepleri ortadan kaldırmaktan geçmektedir. Son olaylar 56 yıldır devam eden hukuksuz işgal ve buna bağlı politikaların doğurduğu bir sonuçtur" denildi.
"Toprakları, hayat ve gelecek umutları elinden alınan Filistin halkının bugün yeni ve emsali görülmemiş bir kuşatma altında" olduğu kaydedilen bildiride, iki milyon insanın yaşadığı ve 16 yıllık ablukayla "açık hava hapishanesine dönüşmüş" bulunan Gazze'ye sağlanan gıda, enerji ve insani yardımların kesilmesi, sivil yerleşimlerin hedef gözetilmeksizin vurulmasının uluslararası hukukun açık ve ağır bir ihlali olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca "Siviller arasında bir hiyerarşi yaratılması ırkçılığın ve ayrımcılığın bir başka tezahürüdür" ifadesi kullanıldı.
Bildiride son olarak taraflara Filistin ve İsrail'de yaşanan çatışmaları tırmandırmaya son vermeleri ve sivilleri hedef almamalarına yönelik beklenti vurgulanarak, şu çağrıda bulunuldu:
"Gazze'de bitmeyen insani trajediyi derinleştiren kolektif cezalandırma yöntemleri ile hedefi doğrudan siviller olan tüm saldırıları kınıyor; Filistin ve Israil'i, iki devlet temelinde adil ve kalıcı bir çözüme ulaşmaları için, daha fazla gecikmeksizin kalıcı barışa yönelik müzakerelere başlamaya davet ediyoruz."
Bildiriye TBMM'de grubu bulunan AKP, CHP, YSP, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi'nin grup başkan vekilleri imza attı.