Gazeteci Ahmet Altan'ın avukatı infaz indirimi paketinde Terörle Mücadele Kanunu'ndan (TMK) ceza alanların bütünüyle kapsam dışında bırakılmasını "düşünceye karşı işlenmiş yeni bir cinayet daha" diye niteledi.
Çalıkuşu, "Terör örgütüne üyesi olmamakla birlikte yardım suçu bu dönemin düşünce suçudur. Bu suçun infazında da yarı oranında indirim yapılması, denetimli serbestlik ve şartlı salıverme uygulamaları geçerli olmalı." tespitinde bulundu.
"DÜŞÜNCE SUÇUNDAN HAPSE ATILANLAR DA TAHLİYE EDİLSİN"
Çalıkuşu, hırsızların ve mafya liderlerinin affedilmesine mukabil yazar Ahmet Altan başta olmak üzere düşünce suçlularının cezaevinde tutulmasının kabul edilemeyeceğini söyledi.
Altan'ın, "terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım suçu" sebebiyle 10 yıl 6 ay ceza aldığını ifade eden Çalıkuşu, kararla birlikte tahliye olduğunu, ancak tarihte emsali olmayan bir şekilde itiraz yoluyla yeniden cezaevine konulduğuna işaret etti.
Çalıkuşu, infaz paketinde Terörle Mücadele Kanunu'nun bütünüyle kapsam dışında bırakılmasını eleştirerek, şöyle devam etti: "Bu dönemin düşünce suçu maddesi TCK 220/7'nci maddesi olmuştur. Bu maddeye göre düşünce en ağır şekli ile cezalandırılmaktadır. Örgüte yardım eden hiyerarşik yapıya dahil değildir. Örgüt ile birlikte hareket etmez. Yardım ettiğine dair örgütün bilgisi dahi olmayabilir."
TCK 220/7 ÇOK EVLERİŞLİ BİR MADDE OLARAK KULLANILIYOR
"Bu özelliklerine göre TCK 220/7'nci maddesi düşünce suçu için çok elverişli bir madde olarak kullanılmaya başlanmıştır bu dönemde." diyen Çalıkuşu, "Çünkü maddi delile ihtiyaç yok. Ancak şimdi Korona var ve Ahmet Altan 71 yaşında. 3 yazı ile 10,5 yıl hapis. Kapsam dışı demek kolaydır, fakat vicdan ister, vebali vardır."
Çalıkuşu şunları ifade etti: "Örgüte yardım eden terör örgütünün üyesi olmadığına göre sıradan infaz rejimine tabi olmalı, cezası 1/2 oranında indirilmeli ve 3 yıllık denetim süresi uygulanmalı."
Ancak bu şekilde Ahmet Altan de diğer düşünce suçlularının hükümlü olmasa da yattıkları süreye göre tahliye olebileceğini vurgulayan Çalıkuşu, "İnfazda eşitlik ve adalet sağlanır." dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi kararları doğrultusunda geç de olsa 6 Kasım 2019'da tahliye edilen gazeteci Ahmet Altan, bir hafta geçmeden tekrar tutuklanarak 2016 yılı ağustos ayından beri tutulduğu İstanbul Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderilmişti.