Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya'yı görevden aldı. Çetinkaya'nın yerine yardımcısı Murat Uysal tayin edildi.
TCMB Başkanı’nın Erdoğan’ın yayımladığı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi görevden alınması "karar hukuki mi?" tartışması başladı.
ÖZEL BİR KANUN KARARNAME İLE AŞILAMAZ
Özel bir kanunu ve bağımsız bir hukuki statüsü bulunan Merkez Bankası’nda başkanların nasıl görevden alınacakları Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’nun 28'inci maddesinde düzenleniyor.
Hukuki tartışma da “özel bir kanun hükmü kararname ile aşılamaz” görüşünde odaklanıyor.
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, “Cumhurbaşkanınca süreli atanan üst kademe kamu yöneticileri, ilgili kanunlarda öngörülen görevden alma gerekçeleri yanında kurumsal hedeflere ulaşılamaması nedeniyle de süreleri tamamlanmadan görevlerinden alınabilirler” hükmünü taşıyor.
Erdoğan’ın bu kararnameye dayanarak Murat Çetinkaya’yı Merkez Bankası Başkanlığı’ndan aldığı belirtiliyor.
27'NCİ VE 28'İNCİ MADDELER NE DİYOR?
TCMB Kanunu’nun 28'inci maddesi ise, 27'nci maddeye gönderme yaparak, Merkez Bankası başkanlarının nasıl görevden alınacağını hükme bağlıyor.
Kanunun “Yasaklar” başlıklı 27'nci ve “Geçici ayrılma, görevden af” başlıklarını taşıyan 28'inci madde hükümleri şöyle:
MADDE 27- Başkanlık (Guvernörlükk) görevi, özel bir kanuna dayanmadıkça Banka dışında teşrii, resmi veya özel herhangi bir görev ile birleşemez. Bundan başka Başkan (Guvernör), ticaretle uğraşamayacağı gibi, bankalar ve şirketlerde de hissedar olamaz.
Hayır dernekleri ile amacı hayır, sosyal ve eğitim işlerine yönelmiş vakıflardaki görevler ve kâr amacı gütmeyen kooperatif ortaklıığı bu hüküm dışındadır.
Bakanlar ve müsteşarlar seviyesindeki bakanlıklar arası komite toplantılarında Başkanın (Guvernör) görev alması, birinci fıkra hükmüne aykırı sayılmaz.
MADDE 28- Başkanın (Guvernör) geçici olarak yokluğunda kendisine, tayin edeceği Başkan (Guvernör) Yardımcısı vekâlet eder.
Başkan (Guvernör) ancak 27'nci maddedeki yasakların gerçekleşmesi ve bu Kanunla kendisine verilen
görevlerin devamlı surette ifasını imkânsız kılacak durumların ortaya çıkması hallerinde, atanmasındaki usule göre görevinden af olunabilir.
Başkanlığın (Guvernörlük) boşalmasında en yaşlı üyenin başkanlığı altında toplanacak Banka Meclisince Başkan (Guvernör) vekili olarak seçilecek bir Başkan (Guvernör) Yardımcısı, Başkanlık (Guvernörlük) görevini ifa eder ve yetkilerini kullanır.
"YÖNTEMİNE VE ZAMANLAMAYA AKLIM ERMİYOR"
Eski Borsa İstanbul (BİST) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü, 2008-2011 yılları arasında da Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkan Yardımcısı olarak görev yapmış olan İbrahim Turhan, kararı anlamakta güçlük çektiğini söyledi.
"Yöntem ve zamanlamaya aklım ermiyor." diyen Turhan şunları kaydetti: "Merkez bankalarının başkanlık konumu çok kritiktir. Görevden alınan ve yerine atanan kişilerden bağımsız olarak, bu değişikliğin gerçekleşme yöntemine ve zamanlamasına benim aklım ermiyor. Bunun ciddi zararlar verebileceğinden endişe ediyorum."
Turhan, "Başkanların görev süresi bitmeden görevden alınamaması, merkez bankası bağımsızlığının önemli bileşenlerindendir. Ayrıca ekonomi yönetiminde öngörülebilirlik ve kurumsallaşma açısından da kritik önem taşır. Bütün dünyada da böyle algılanır." dedi.
Turhan 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kanun arasındaki çelişkiye dikkati çekti: Karaname 'Cumhurbaşkanınca süreli atanan üst kademe kamu yöneticileri, ilgili kanunlarda öngörülen görevden alma gerekçeleri yanında kurumsal hedeflere ulaşılamaması nedeniyle de süreleri tamamlanmadan görevlerinden alınabilirler' diyor.
Oysa TCMB Kanunu'nun 28’inci maddesi; 'Başkan (Guvernör) ancak, 27'nci maddedeki yasakların gerçekleşmesi ve bu kanunla kendisine verilen görevlerin devamlı surette ifasını imkansız kılacak durumların ortaya çıkması hallerinde, atanmasındaki usule göre görevinden af olunabilir' der."
"BAĞIMSIZLIĞA BÜYÜK ZARAR VERİR"
Turhan, "Özel kanun niteliğindeki 1211 Sayılı TCMB Kanunu görevden af edilmeyi sadece iki şarta bağlamışken KHK Hükmüyle Merkez Bankası başkanını görevden almak hukuken de yanlıştır. Bildiğim kadarıyla görevden alınan son başkan 12 Eylül rejimi döneminde İsmail Hakkı Aydınoğlu olmuştu." ifadelerini kullandı.
"Tekrar vurguluyorum; içeriğinden ve kişilerden bağımsız olarak, Merkez Bankası başkanının bu yöntemle değiştirilmesi kurumsallaşmaya, kurumsal kapasiteye ve bağımsızlığa büyük zarar verir." diyen Turhan,
2011 yılı ağustostan beri ekonominin gerçekleri ile uyumlu, Merkez Bankası bağımsızlığının gerektirdiği ve sürdürülebilir para politikası izlendiğini düşünmediğini kaydetti.
İBRAHİM TURHAN: ENDİŞELİYİM
Eski TCMB Başkanı Yardımcısı Turhan, "2016’nın sonundan 2018 Eylül’üne kadarki uygulamalarla ilgili eleştirilerim ise bu hesapta açıkça yer alıyor. Buna rağmen Merkez Bankası kurumsallığı, bağımsızlığı ve para politikasının güvenilirliği açısından bu kararın olumsuz etki yaratacağından endişeliyim." dedi.
Temmuz’da gerçekleştirilecek Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı öncesinde yapılan müdahalenini faiz kararını da etkileyeceğine işaret eden Turhan, "Görev süresinin dolmasına 9 ay kalmış başkanın “kurumsal hedeflere ulaşılamaması nedeniyle” görevden alınması para politikasının bundan sonraki seyri açısından da büyük sıkıntı oluşturacaktır." diye konuştu.
Turhan şunları dile getirdi: "Para politikasındaki başarısızlığın en önemli nedeninin faiz konusunda mâruz kaldığı politik baskılar olduğunu biliyoruz. Bugünkü kararın Merkez Bankası'nın kurumsal hedeflerine ulaşmasına ne ölçüde katkı (!) sağlayacağını maalesef hep birlikte göreceğiz."