Bitlis Eren Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Beyarslan, 'Parazitoid arıcıklar' çalışması kapsamında 50'ye yakın yeni böcek türü keşfetti. Keşfedilen böcek türünün meyve ve sebzelerdeki haşereleri yok ettiğini ifade eden Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Beyarslan, "Keşfettiğimiz bu canlılar aynı zamanda yumurta koyma borusuyla zararlı böcek larvalarının içine yumurtalarını koyarak larvaların ölmesini sağlayan bir canlı türü. Bulunan canlıların arıya benziyor. Ancak arıdan çok daha küçük böcekler. Özellikle gelişmiş kanatlara sahip. Bu canlılar uzun antenleri ve parlak renkleriyle dikkati çekiyor. Canlının en büyük özelliği ise yumurta koyma borularına sahip olmaları. Aynı zamanda ormanlar için de büyük bir buluş. Çünkü iğne şeklindeki boru yardımıyla yumurtalarını ağaç kabuğu altında yuva yapan zararlı böcek larvalarının içine şırınga ediyor ve larvaların ölmesini sağlıyor. Biz bu buluş için yıllarımızı verdik ve en sonunda keşfettik. Bir canlı türünü keşfetmek için öncelikle canlı türü hakkında detaylı çalışma yapmak gerekiyor. Canlının yeni bir tür olduğunu ispatlanması için bilim dünyasında tanıtılması gerekiyor. Biz de bulduğumuz canlı türleriyle ilgili çalışmalarımızı tamamladıktan sonra bir makale yazdık. Makalemiz Alman bilim dergisi Entomofauna’da yayınlandı. Bulduğumuz canlıların dünyada yeni bir tür olduğu kabul edildi.”
“BULUNAN YENİ CANLILARA OĞLUM VE TORUNLARIMIN İSİMLERİNİ VERDİM”
Biyolojik mücadelede kullanılabilecek, bitki ve ağaçlara zarar veren böceklerin çoğalmasını engelleyen bu canlılardan birine 'Vipio Alpi' adını koyduğunu aktaran Beyarslan, şöyle devam etti: “Bu böceklerden bir tanesine 'Bracon dersimesis' bazılarına kuzgun, Berna gibi isimler koyduk. Bu ve bunlara benzeyen 50 canlı türünü keşfettim ve isimlendirdim. Bulduğum bazı canlı türlerinin isimlerine, oğlumun adı olan 'Alp' isminden esinlenerek 'Alpi' ismini, bazılarına torunlarımın isimlerini verdim. Birçok canlı türü dünyada oğlumun ve torunlarımın isimleriyle bilinecek.”
Türkiye’nin biyolojik çeşitlilik açısından çok zengin bir ülke olduğunu söyleyen Beyarslan, şunları kaydetti:
”Türkiye; Avrupa, Asya ve Afrika arasında bir köprü durumundadır. Kuzeyden, güneyden ve batıdan gelen böcekler Türkiye’de birleşir. Türkiye’de hayvanlar üzerindeki çalışmalar bitirilmediği için ülkemizin hayvansal biyolojik çeşitliliği tam olarak bilinmemektedir. Araştırmalarımızda, biyolojik çeşitliliğin ülkemizde çok fazla olduğunu gördük. Avrupa’dan gelen meslektaşlarımız da Türkiye’de biyolojik çeşitlilik hakkında çalışma yapmanın ayrıcalık olduğunu düşünüyor. Böcek türlerinin Yumurtası, larvası, ergini, dişisi çeşidine göre zarar şeklinin bitkiyi öldürme derecesine kadar giden bu zararlıların hepsiyle ayrı ayrı uğraşmak gerekiyor."
CİHAN