Bu teknolojiyle yapılan cep telefonları, güzellik kremleri, kıyafetler, kameralar ve gözlükler, teknolojinin sonsuzluğunu gözler önüne seriyor.
Avrupa Birliği'nin de 3,5 milyar
avroluk bütçesi ile en büyük 4. alan olarak kaynak ayırdığı
nanoteknoloji, mikroteknolojiden sonraki en önemli teknolojik gelişme olarak değerlendiriliyor.
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekmel Özbay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''nano'' kelimesinin Yunanca'da ''cüce'' anlamına geldiğini, nanoteknolojinin atomik seviyedeki teknolojilerle çalıştığını anlattı.
Nanoteknoloji üzerine çalışmalarının 10-15 yıl öncesine dayandığını aktaran Özbay, üzerinde değişiklik yapılamayan pek çok maddenin özelliklerinin nanoteknoloji ile değiştirilmeye başlandığını kaydetti. Özbay, cep telefonlarının, güzellik kremlerinin, kıyafetlerin, kameraların ve gözlüklerin nanoteknoloji ile yeni bir boyut kazanacağını, bu teknolojiyle üretilen ürünlerin yakın gelecekte vitrinlerde yerini alacağını anlattı.
Her teknolojinin malzemeye dayandığını ifade eden Özbay, nanoteknolojinin malzemelerin boyutunu önemli ölçüde küçülteceğini belirtti. Özbay, ''
Boğaziçi Köprüsünün halatlarının kalınlığı 1 metre civarında, epeyce büyük. Nanoteknoloji ile bu 1 santimetreye kadar indirilebilir. Halatlar,
küçük olması ile beraber aynı zamanda sağlamlığı da yüksek olan malzemelerden yapılabilir'' diye konuştu.
TUNGSTEN LAMBALAR TARİHE KARIŞACAK
Nanoteknoloji alanında yaptıkları çalışmalardan söz eden Özbay, aydınlatmada kullanılan ve ''tungsten'' diye isimlendirilen lambaların kullanımının nanoteknolojide gelişmeler nedeniyle yakında tarihe karışacağını söyledi. Nanoteknolojiyle yüksek verimliliğe sahip ışık kaynağı elde etmeyi amaçladıklarını ifade eden Özbay, yeni lambaların daha az elektrik tüketerek daha fazla aydınlatma sağlayacağını söyledi.
Nanoteknoloji ürünü
elektronik aletlerin elektrik tasarrufu sağlayacağına işaret eden Özbay, dizüstü bilgisayarların enerjisinin büyük bölümünün
ekran aydınlatmasında harcandığını, nanoteknolojiyle
batarya ömrünün uzayacağını, dolayısıyla elektrikten tasarruf edileceğini söyledi.
Türkiye'nin nanoteknoloji alanında yapacağı çalışmalar sayesinde, enerji tasarrufunda önemli aşama kaydedeceğini vurgulayan Özbay, ''Bir anlamda, şu anki elektrik tüketimini arttırmadan, yeni doğalgaz kaynakları ya da yeni
nükleer enerji kaynakları kullanmadan, enerji daha verimli kullanıldığından aynı aydınlatma çok daha ucuza ve az elektrik tüketilerek elde edilecek'' dedi.
KOZMETİK VE TIPTA NANOTEKNOLOJİ
Özbay, nanoteknolojinin en çok
kozmetik sektöründe kullanıldığını ancak gelecekte kullanım alanının hemen her alana yayılacağını bildirdi. Kırışıklık kremlerinin nano kapsüller içine konulduğunda cildin tamamına uygulanabildiğine dikkati çeken Özbay, pek çok kozmetik firmasının bu teknolojiyi kullanmaya başladığını kaydetti.
Nanoteknolojinin
kanser tedavisine de çok büyük katkılar yapacağını kaydeden Özbay, kanser ilaçlarının nano kapsüllere yükleneceğini anlattı. Bu ilaçların vücuda verilmesinin ardından, nano tabancalarla yalnızca istenen bölgelerde patlatılacağını söyleyen Özbay, ilacın sadece tedavi edilecek noktada uygulanacağını ve tedavide yan etkilerin ortadan kalkacağını söyledi.
Özbay, bu teknolojinin kanser tedavisinde kullanılması için 3 yıllık bir sürenin öngörüldüğünü, başlatılan bir projede
Gazi Üniversitesi ve Eczacıbaşı firmasıyla çalıştıklarını bildirdi.
CEP TELEFONLARI KÜÇÜLECEK
Nano malzemelerin kullanıldığı tıbbi görüntüleme sistemlerinin çözümlemelerinin daha da artacağına dikkati çeken Özbay, DVD kapasitelerinin artırılabileceğini,
bilişim teknolojisinde de büyük bir çığır açılmış olacağını söyledi.
Nanoteknolojinin termal kameraların gece görüş sistemleri açısından da yenilikler getirdiğini anlatan Özbay, nanoteknoloji ürünü termal kameraların çok daha uzaktan görüntü alabileceğini belirtti.
Nanoteknolojinin günlük yaşamın vazgeçilmez ürünü olan cep telefonlarının küçültülmesine de olanak sağlayacağını kaydeden Özbay, nano malzemelerle yapıldığında cep telefonların boyutlarının bugün kullanılanlara göre 100 kat küçültülebileceğini ifade etti.
NANOTEKNOLOJİ PAZARINDA TÜRKİYE'NİN YERİ
Gelecek 15 yıl içerisinde nanoteknolojinin dünya ekonomisine 3 trilyon lira ek kaynak sağlayacağını belirten Özbay, bu teknolojinin Türkiye açısından da büyük önem taşıdığını vurguladı.
Türkiye'nin bu teknolojinin ''üreticisi'' ya da ''tüketicisi'' olma konusunda bir karar vermesi gerektiğine işaret eden Özbay, Türkiye'nin bugüne kadar nanoteknolojinin tüketicisi konumunda olduğunu söyledi. Özbay, ''Amacımız yalnızca bilim yapmak değil, bu teknolojiyi Türkiye'nin yararına kullanmak'' dedi. Türkiye'nin nanoteknolojiyi tüketen değil, üreten
ülke konumuna gelebileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Nanoteknolojinin insana sağlayacağı
refahı algılayabilen herkes bu teknolojiye sahip olmak istiyor. ABD 4 sene içinde nanoteknolojiye 4,5 milyar dolarlık kaynak ayıracak. AB 7. Çerçeve Programında bu alana ayırdığı kaynağı 3.5 milyar avroya çıkardı. Önümüzdeki 7 yıl içinde AB, nanoteknolojiye 100 milyar avro kaynak aktaracak. Bunu sadece bilim yapılsın diye değil, buradan çıkacak teknolojilerin refah seviyesini daha da arttıracağına inandıkları için yapıyorlar.
Çin bu konularda 1 milyon kişi yetiştirmek üzere bir eğitim çalışması başlattı.
Japonya,
Kore ve İsrail'de bu konuda çok önemli çalışmalar var. Yani tüm gelişmiş ülkeler buna kaynak ayırıyor.''