Bu teknoloji bizi öldürür

Geçen haftanın gündeminde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın aniden rahatsızlanıp hastaneye getirilmesi ve sonrasında araç içinde kilitli kalması başı çekiyordu.

Bu teknoloji bizi öldürür

Herkesin faturayı önce şoföre, sonra korumalara hatta aynı araçta bulunan milletvekili Ömer Çelik'e kestiği bu olay, Türkiye'de 'teknoloji teknoloji' deyip ondan uzak durma mantığımızı gözler önüne serdi. Yapılan en önemli gaflardan biri aracın kendi kendini kilitlemesinin zırhlı ve pahalı bir Mercedes olmasından kaynaklandığına bağlanması oldu. Oysa, sadece Başbakan ya da bakan otomobillerinde değil merkezi kilit, alarm ya da immobilizer sistemine sahip tüm araçlarda benzer bir olayla karşılaşmak mümkün. Hatta markasını yazamayacağım ama oldukça yaygın bir modelle benzer bir olayı iki yıl önce bizzat kendim yaşadım. Kapıları hızla kapatıldığı için aniden kendini kilitleyen otomobilin içinde kalan anahtarı alabilmek için gece yarısı çekiçle kelebek camını kırmak zorunda kaldım. (Yedek anahtarı da vardı ama onun da bir serviste daha önce şifresinin çözülmesi gerekiyor, bilginize) Otomobillerde teknoloji öğelerinin sayısı her geçen gün artıyor. Basit bir fotoğraf makinasının ya da ütünün bile özelliklerini dikkatle okuyup, öğrenen bizler sözkonusu otomobil olduğunda bazen o kadar bilgili olamıyoruz; aslında otomobilleri daha güvenli daha konforlu daha çekici hale getiren bu teknolojiler doğru bilinmediğinde fayda yerine zarar getirebiliyor. İşte bunlardan bazıları… Emniyet kemeri: En yaygın ve en eski olanlarından biri olan emniyet kemeri şimdi arka koltuklarda bile standart olarak kullanılıyor. Hatta birçok ülkede arka koltukta oturanın da emniyet kemeri takması isteniyor. Ne var ki emniyet kemerinin yanlış kullanımı zaman zaman kol, göğüş gibi yerlerde ezilme ve kırılmalara, kazalarda sıkışıp kalmalara neden olabiliyor. Özellikle hamileler doğru kullanımı bilmediği için takmamayı tercih ederek, risk alıyor. Doğrusu emniyet kemerinin alt bölümü iki tarafta leğen kemiğinin üzerinden, üstte ise omzun üzerinden geçmeli. ABS: Tekerleklerin frenleme sırasında kilitlenmesini önleyen bu sistem zaman zaman sürücüye aşırı güven gibi önemli bir risk getiriyor. ABD'de bu yönde yapılan bir araştırma var ve sonuçlar ABS'li araçların daha fazla kazaya karıştığı yönünde. Sistem temelinde frenleme sırasında hızlı bir biçimde 'tut/bırak' yöntemiyle tekerlerde kilitlenmeyi önleyip kızaklamadan doğacak kazalara engel oluyor. Ancak sistemin devreye girmesi için öncelikle tekerlerden birinde kilitlenme olması gerekiyor. Ayrıca sistem 'en nihayetinde' bir güvenlik ekipmanı ve gerçek hayat şartlarında yüzde 100 garanti sağlamıyor. Airbag: Ya da yaygın adıyla havayastığı, kazalarda faydası yüksek olan ek bir koruma sistemidir. Bu ifade havayastıklarının üzerinde (İngilizce SRS) bulunuyor. Bu da şu demek; ancak emniyet kemeri ile birlikte kullanıldığında işe yarar! İster önde bulunan havayastıkları ister yanlarda bulunan ek hava yastıkları için durum pek değişmiyor. Ayrıca her kazada açılmadığı da zaten bilinen bir gerçek. Belli bir açıyla belli bir hızla çarpma sırasında açılan havayastıkları kemersiz kullanımda ölümlere, boyun kırılmalarına yol açabiliyor. Bu yüzden yeni bir çok araçta havayastığı istenirse anahtarla devre dışı bırakılıyor. Merkezi kilit, immobilizer: Tek bir tuşla tüm kapıların kapanmasını sağlamak gibi bir göreve sahipken Başbakan'ın aracında olduğu gibi durumlarda en azından cam kırmak, çekici çağırmak gibi sorunlara yol açabiliyor. Çözüm, sürücünün aracından inerken anahtarı yanında taşımasında gizli! Elektronik motor kilidi ise anahtar çıkarıldıktan sonra motorun elektronik olarak kilitlenmesini sağlıyor. Anahtarın kaybolması durumunda aracınızın çekilmemesi için yedek anahtarın şifresini de yetkili serviste çözdürmeniz gerekiyor. Memduh Taşlıcalı - Zaman
<< Önceki Haber Bu teknoloji bizi öldürür Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER