Yüksek bir ihtimalle asla "mükemmel bir cep
telefonu" üretilmeyecek, artık bunu kabullendik.
Nokia ve
Sony Ericsson gibi büyük üreticiler bile hata yapıyor. Ama bu aksaklıklar gerçekten de olmak zorunda mı?
Üreticiler yeni
ürünlerini
test merkezlerinde aylarca işkence altında tutuyorlar. Bu süreçte hataların büyük bir kısmı ortadan kaldırılıyor. Fakat bazı problemler vardır ki, ancak ürün dağıtılmaya başlanıp birçok müşteri tarafından kullanıldığında ortaya çıkar.
Nokia: Üst segmentte zayıflıklar
Yüzlerce dolar sayıp aldığınız telefondan elbette büyük beklentileriniz olur; özelikle de üreticinin meşhur üst seviye modelleri söz konusu ise... Nokia sonunda burada da duvara tosladı.
N95: Büyük aralıklar
N95'in ilk serisi yeni çıktığı zamanlarda kullanıcılarda çok iyi bir izlenim bırakmıştı. Kısa bir süre sonra sallanan kızaklar ve özellikle düzenli kullanımda cihazın ek yerlerinde ortaya çıkan boşluklardan şikâyetçi olundu. Nokia, N95 8GB modeliyle daha iyisini yaptı ve kasayı tamamen yeniden elden geçirdi.
N76: Cila problemleri olan cazibe
N76 da işçilik konusunda hayal kırıklığında uğratmıştı. Daha çıktıktan birkaç gün sonra kullanıcılar cihazın köşelerinden pul pul dökülen ciladan şikâyetçi olmaya başlamıştı. Bu tip aşınma belirtileri bir senelik normal kullanımdan sonra bile ortaya çıkmamalı. Bu durumda ancak telefonu bir kılıfın içine yerleştirmek çare oluyordu fakat bu da kapaklı bir cep telefonu için hiç de pratik bir çözüm değildi.
Prism ve tasarım denemeleri
Şüpheli bir klavye konseptine sahip cep telefonunun pek de kolay kullanılamaması bariz bir durumdur. Fakat Nokia buna rağmen inatçı davranıp 7500 Prism modeline karo biçiminde bir klavye ve süngerimsi bir joystick koydu. Müzik cep telefonu N78 yapılan testlerde iyi bir puan elde etmiş olsa da sağ alt tarafa yerleştirilmiş ufak tuşları yüzünden eksi puanlara katlanmak zorunda kaldı.
Sony Ericsson: Problemli çocuk
Sony Ericsson'un UIQ akıllı cep telefonlarının olmadığı bir piyasa düşünülemese de sorun hep aynı: Çalışma hızı.
Symbian UIQ işletim
sistemini kullanan ilk Sony Ericsson akıllı telefonu P800 2003'te çıktı. Daha sonra 2006'da UIQ serisi genişletildi, P-serisinin yanında M ve W serisine de giriş yapıldı. Aralarında P1i ve W960i'nin de bulunduğu telefonlar güncel UIQ akıllı telefonları temsil ediyor. Tüm güncel cihazlar özellikle multimedya konusunda frenleyici olan 208 MHz'lik bir işlemciyle idare etmek zorunda. Gerçi P1i'de daha fazla RAM kullanılmış ama bazı uygulamalar başlamak için yine birkaç saniyeye ihtiyaç duyuyor. Bunun dışında P1i'nin
menü hızı ve eşitleme temposu da bu eksikliğin cefasını çekiyor.
S500i: Materyal hatası
Kötü işçilik ve yanlış materyal seçimi S500i'nin imajını zedeledi. Cep telefon sitesi Mobile Review telefon piyasaya sürüldükten kısa bir süre sonra kullanılan materyal yüzünden ortadan ikiye ayrılan tuşların haberini yapmıştı. Sallanan kızak ve cihazın bıraktığı
ucuz izlenim sebebiyle geri kalan işçilik de asla kimseyi ikna edemedi.
Fastport: İstenmeyen geniş ekran
Tüm güncel Sony Ericsson cep telefonları Fastport ismindeki aynı sistem bağlantısını kullanıyor. Bu porta
masaüstü şarj cihazı ve
müzik istasyonu gibi birçok aksesuar takılabiliyor. Güncel cihazların birçoğunda bu girişin yan taraflarda sunması ise çok kötü olmuş. Sonuç olarak cihazını bir istasyona bağlayanlar istenmeyen bir geniş ekran görünümüne katlanmalı ve kafasını 90 derece çevirmeli; hiç de pratik değil. Gerçi bazı cihazlarda yatay görünümü de destekleyen tümleşik medya menüsü kullanılıyor fakat geri kalan menü kalıpları için bu kullanışlı fonksiyon sunulmuyor.
Motorola: Alıcı problemleri
Bir cep telefonuyla her şeyden önce düzgün bir şekilde
telefon görüşmesi yapılabilmeli;
şebeke sinyallerinin zayıf olduğu yerde de. Motorola modelleri bu konuda bazı sorunlar ortaya çıkarıyor.
MOTOROKR Z6 kullanıcıları telefon görüşmesi sırasında vasat ses kalitesinin yanında zayıf bir alım gücüyle de baş etmek zorunda kalıyor. Bu durum kızaklı telefonun tasarımından kaynaklanıyor olabilir. Kullanıcı telefon görüşmesi sırasında cihazın tam olarak anteninin bulunduğu yere dokunuyor ve bu da alım gücünü etkiliyor. Bunun dışında telefon sürekli
yazılım çökmeleriyle negatif bir izlenim bırakıyor. Ancak yeni bir firmware ile yazılım çökmelerinden kurtulabiliyorsunuz.
MOTORAZR maxx V6: Sallanıyor gibi
Özel bir materyalle iyi bir şekilde işlenmiş ama V6 yine de kullanım konusunda ikna edemiyor. Sebep: Kapaklı telefonun menteşesi sallanıyor.
RAZR2 V9: Sıralama problemleri
Telefon rehberine çokça isim kaydedenlerin
soyadına göre
sıralama göre yapması beklenir. Aynı şekilde telefonunu iş amaçlı kullananlar da bu tip bir düzenlemeyi
tercih edebilir. Fakat V9'da böyle bir seçenek yok. Tek çözüm: Adı ve soyadı tek bir kutuya kaydetmek ki, bu da yine PC ile eşitleme konusunda sorunlar çıkaracaktır. Bu konuda V9 yalnız değil; Nokia ve Samsung cihazları da bu durumdan muzdarip.
Bir kez daha Z6: Toz
Z6'da ekranın altında arada sırada toz birikebiliyor. Bu da Z6'nın diğer birçok cep telefonu üreticisiyle paylaştığı bir problem. Ekler arasında daha kısa mesafe ve kasada daha az açık
bölge bırakılarak bu durumun önüne geçilebilir.
Samsung: Para tuzağı internet tuşu
Samsung da tüketicilerin senelerdir yaptığı şikâyetleri göz ardı etti. Merkezi navigasyon tuşu birçok modelde hala direkt internete götürüyor. Bir veri tarifesi kullananlar kolayca bu
maliyet tuzağına düşebilir.
G600: Birçok eksik
G600'de de orta tuş internet tuzağına doğru götürüyor. 5 Megapiksel
kameralı kızaklı-telefon bu tuşa basıldığı anda kullanıcı onayı almadan internete giriyor. Acınacak durumdaki kullanıcı kılavuzunda ise bu fonksiyonu devre dışı bırakmanın bir yolu anlatılmıyor. Fakat G600 farklı problemlerden de muzdarip: Menüler çok yavaş tepki veriyor ve bu da uzun listeler içinde gezinmeyi zorlaştırıyor. Ayrıca kullanıcı güvenilir olmayan pil göstergesinden de şikâyet ediliyor. Uzun süre boyunca üç çubuk gösterilirken, iki çubuğa düşüldüğü anda
batarya kapasitesi asimetrik bir hızda düşüyor.
i550: Topla kontrol
i550'nin merkezi kontrol öğesi bir iztopu. Fakat testlerde bu topçuk baş
parmak tepkilerine çok kötü tepki verdi. Bu konuda Samsung kullanıcıdan çok daha fazla parmak ucu hissi bekliyor.
G800: Optimizasyon lazım
G800
mobil fotoğraf çekimine odaklanmış bir cep telefonu. 5 Megapiksel kamerayla beraber optik bir zum da söz konusu oluyor ki, bu pek sık rastlanan bir durum değil. Yine de kamera yapılan testlerde ikna edemedi, donuk ve kontrastsız resimler çekti. Bunun sebebi ise zayıf otomatik çekim modu. Manüel ayarlamalar ile daha iyi sonuçlar elde edilebiliyor, fakat bu tip bir cihazda buna gerek kalmamalı. Samsung başka bir konuda da tasarruf yaptı: Müzik çaların bir ekolayzırı yok, hâlbuki artık orta seviye cihazlarda bile standart bir fonksiyon.
Apple, Windows ve daha fazlası
Fenomen bir cep telefonu olsun ya da olmasın:
iPhone 3G de belirgin zayıflıklar gösteriyor. Dokunmatik cep telefonu kullanım konusunda etkilemeyi başarırken donanım konusunda hayal kırıklığına uğratıyor.
Mesela iPhone'da multimedya
mesaj (MMS) desteği yok ve kamera hayal kırıklığına uğratıyor. Zayıf resimlerin yanında video çekme yeteneği yok ve görüntülü konuşma yapmak da mümkün değil. Durum böyle olunca bu tip eksikliklerin ancak 3.0 numaralı firmware ile telefonun çıkışından tam üç sene sonra giderilmiş olması da pek işe yaramıyor.
Windows Mobile: Eksik özellikler
Windows Mobile yüklü akıllı telefonların en büyük zafiyeti çalışma tempolarından kaynaklanıyor. Gerçi üreticiler daha güçlü işlemciler kullanarak bu durumun üstesinden gelebilir. Fakat sistemde eksik olan özellikleri dengelemek neredeyse mümkün değil, genellikle kullanıcının ek yazılım satın alması gerekiyor. Bir diğer eksiklik ise çevre profilleri. Üreticiler bu konuda da takviye yapmak zorunda kalıyor. Sörf sırasında ortaya çıkan veri yığınını denetleyen bir sayacın da olması gerekir ama burada durum aynı: Namevcut.
Çift SIM: İyi fikir, geliştirilebilir
Çift SIM kartlı telefonlar yakında moda olabilir. Eğer özel bir hattın yanında işte kullandığınız farklı bir hat daha varsa iki cep telefonu taşımak zorunda kalmıyorsunuz. Çift SIM kartlı cep telefonları iki SIM kartını aynı anda aktif olarak kullanabiliyor: Her aramadan önce hangi hattı kullanmak istediğini seçiyorsunuz. Matsunichi D620 bu tip telefonlar arasında popüler olanı. Aslında avantaj olması gereken durum, günlük kullanımda dezavantaj haline geliyor: İki hattı da aynı kullanmak zorundasınız, SIM kartlardan birini kapatmak (mesela akşamleyin iş hattını veya toplantılar sırasında özel hattı) mümkün değil.
Şüpheyle bakılacak eğilimler
Şu an cep telefonu pazarındaki eksiklikler iki genel başlık altında toplanıyor: Parlak cilalı yüzeyler ve "müşteriyi beta testçisi yerine koyma".
Sinir bozucu parmak izleri
Mobil alanda da gün geçtikçe cihazların daha iyi gözükmesi ve tüketiciye kutuyu açtığında hayretler içinde "Vaay" dedirtmesi gerekiyor. Bu sebeple üreticiler güncel modellerde yoğun bir şekilde parlak cilalı yüzeyler kullanıyor. Kısa bir süre önce gerçekleşmiş fuarlarda tanıtılan cep telefonları da parlaklıklarıyla kullanıcıyı etkilemeye çalışıyordu. Güzel ve iyi. Fakat cep telefonları yapıları gereği günlük kullanıma elverişli olmalı. Durum böyle olunca bir kısa mesaj yazımı sonrasında cihazın her bir yanında parmak izleri belirmeye başlıyor. Sonuç olarak titiz kullanıcılar yanlarında sürekli bir
temizlik bezi bulundurmak zorunda kalıyor, yoksa cep telefonları hemen yağlı ve kirli gözüküyor. Temizlemeyle uğraşmak istemeyenler klasik
gümüş cihazlara yönelmeli.
Geniş çapta beta testi
Bir cep telefonu çıktıktan aylar sonra bile genellikler şu soru sorulur: Acaba bazı üreticiler tüketiciyi beta testçi olarak mı kullanıyor? Bu, cep telefonu üreticilerine has bir durum değil, bilakis cihazlarını aceleyle piyasaya çıkarmış firmalarda ve uzun süre geciktirilen
üretimlerde de ortaya çıkıyor. Sony Ericsson'un UIQ serisinde (P990i) ve artık üretim yapmayan (BenQ-)Siemens ürünlerinde bazı örnekler mevcut. Bu tip cihazlar piyasaya çıktıktan sonra alelacele firmware güncellemeleri yayımlanır ki, bu birçok tüketiciyi kızdırır ve aşırı yorar.
Sonuç: Cep telefonu sürekli "yapım aşamasında"
Work in Progress:
Türkçe karşılığı ise "Bazı telefonlar asla tamamlanamaz". Geliştiricilere gittikçe daha az zaman kaldığı için üreticiler genellikle güncellemeler ile takviye yapmak zorunda kalıyor.
Önceki sayfalarda gösterdiğimiz problem listesi asla her şeyi kapsamaz. Aynı zamanda çoğu kullanıcıda hiçbir problemin çıkmadığı ve cihazların genellikle sorunsuz çalıştığı durumlar da mevcut.
Özellikle fazla fonksiyonellik sunan ve üst seviye segmentinde bulunan cihazlarda sorunlar ortaya çıkar. Bu cihazları satın alan tüketiciler elindeki cihazdan maksimum seviyede yararlanan ve yüksek performans bekleyen kişiler olduğu için bu cihazların üretim hataları da çabucak ortaya çıkıverir.
Bu sebeple üreticiler cihazları alelacele piyasaya sürmemeli, çok ufak tuşlu
şüpheli tasarım denemelerine bulaşmamalı ve çok fazla parlak cila kullanmamalı. Zira bunu yaptıklarında hiçbir kullanıcıya uzun vadede fayda sağlamıyorlar ve kullanım izlerini belli eden cihazların yeniden satma değeri de kaçınılmaz bir şekilde düşüyor. CHIP