ADSL internetin paylaşılarak kullanılması,
sözleşmeyi imzalayan müşterilere Türk
Ceza Kanunu'nda yapılan yeni düzenlemelerle birlikte ağırlaşan cezai müeyyideler getiriyor. ADSL
hizmeti sözleşme gereği
yasal olarak bireysel kullanımla sınırlı bir hizmet ve dolayısıyla sözleşme kuralına,
satış koşullarına uygun tüketilmesi gerekiyor. Fiyatlandırma çalışmaları, hizmet kalitesi ve benzeri türlü kriterlere göre ortalama bir müşteriye göre planlayarak sunulan hizmetin bir sitede,
apartman gibi yerlerde tek müşteri adına toplu olarak kullanılması, sözleşme kurallarının dışında illegal kullanılması anlamına geliyor. Tüketicilerin imzaladıkları sözleşme kurallarına aykırı olan bu durumun yasa dışı olduğunu bilmeleri ve müşterilerin daha büyük sorunlarla karşılaşmamaları için
İnternet Servis Sağlayıcıların da illegal olan bu tür kullanımları bildirmesi ve engellemesi gerekiyor.
Günümüzde internet yaygın ve her konuda tüketilen bir mecra konumunda.
Güvenlik bu noktada çok büyük önem arz ediyor. Tüketicilerin basit gibi görünen kaçak internet kullanımıyla karşı karşıya kaldıkları riskler inanılmaz büyük sıkıntılara yol açabilir nitelikler taşıyor. Artık
elektronik bankacılıktan
sosyal paylaşım ağlarındaki özel bilgilere kadar, e-
posta ortamlarında iletişimden elektronik ticarete kadar internet o kadar hayatın içinde kullanılıyor ki, kişisel güvenlikle ilgili zafiyet doğurabilecek her şey, tüketicilerin karşılaşacağı çok daha büyük sorunlara dönüşebiliyor. Örneğin internetin apartmandaki ya da sitedeki komşularla paylaşılması durumunda, faturası ve ticari sözleşmesini yapan kişiye ait internet hattı üzerinden başkalarının yaptıklarını bilmek ve dolayısıyla meydana çıkabilecek herhangi bir suçtan kurtulmak mümkün değil. Bir e-ticaret sitesinde para transferiyle ilgili veya dolandırıcılıkla ilgili bir meselede soruna muhatap olacak kişi, hattan faydalandırılan kişi ya da kişiler değil hat sahibi olan kişinin kendisi olacak. Çünkü bütün kayıtlar suçun gerçekleştiği işlemin bu kişinin hattı üzerinden yapılmış olduğunu gösterecek.
STB ve Servisler
Pazarlama Müdürü Hakan
Gökçe Akgün, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları ifade ediyor:
"Müşterimizin yüklendiği risk ve olası zarar, bizim
servis sağlayıcı ve işletmeci olarak ettiğimiz zarardan çok daha büyük. İnternette oluşabilecek en
küçük risk tüketicilerimizin hiç arzu etmediğimiz hukuki ya da hukuk dışı unsurlar arasında oluşabilecek bir
takım negatif iletişimlere maruz kalmalarına yol açabilir.
Kaçak internet kullanımında sözleşme sahipleri kendileri göndermediği halde örneğin
hakaret içeren bir e-posta,
Facebook veya MSN iletisi nedeniyle adli sorunlar yaşamanın yanı sıra umulmadık şekilde hakarete maruz kalmış kişilerin saldırısına bile uğrama riskleri var. İnternet Servis Sağlayıcılar adli mercilerden gelen 'Bu
mesaj nereye, kimden, hangi saatte gitmiştir, kim erişmiştir?' gibi sorulara
lisans yükümlülüğü çerçevesinde bilgileri paylaşmak durumundalar. Bu yüzden müşterilerimizin büyük mağduriyetler yaşamamaları için kaçak internet kullanımından uzak durmalarını, bu gibi durumlardan şüphelendiklerinde
çağrı merkezimize, ilgili kurumlara başvurmalarını rica ediyoruz. Zira dünyada güncelliğini koruyan en önemli problemlerden birisi niteliğindeki çocuk pornografisi içeren internet sitelerine veya yasa dışı başka sitelere giriliyor olabilir."
Türk Ceza Kanunu'nun yenilenen ilgili maddelerine göre hattın sahibi bilgisi dışında bile olsa Akgün'ün bahsettiği gibi durumların tamamı
bilişim suçları kapsamında ele alınıyor. Kaçak internet kullanımına giren ortak ADSL kullanımlarında, internet üzerinden işlenen suçlarda, ADSL aboneliği kimin adınaysa, o kişi ya da
firma hukuken sorumlu tutuluyor.