İnternet aleminin guruları, web’deki yeni eğilimlere ortak bir isim koymak istiyordu. İnternette kullanıcıların başrole geçtiği, web’in kişiselleştirilebildiği ölçüde değer kazandığı, tasarımdan çok içeriğe önem verilen yeni nesil web dönemine Web 2.0 ismi verildi.
Web 2.0’da internet kullanıcıları web içeriklerini tüketen kişiler olmaktan çıkıyor,
blog’lar, forumlar, veri paylaşımı
siteleri sayesinde web dünyasına aktif olarak katkıda bulunuyorlar. Ancak Web 2.0’la ilgili tartışmalar da hálá sürüyor.
Web 2.0’ın tam olarak ne anlama geldiği, neleri kapsadığı geçen iki yılda çok tartışıldı.
Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google
arama motorunda karşımıza tam 463 milyon sonuçla gelen Web 2.0 terimi, internette kullanıcıların etkin konuma geçtiği yepyeni bir dönemi işaret ediyor. Kavramı ortaya atan O’Reilly firması, bir pazarlama unsuru olarak kullanmıştı. Zaman içinde interaktif web uygulamalarının ortak ismi haline geldi.
Birinci nesil web’de
internet sitesi ziyaretçileri sadece okuyucu ve site içeriğini tüketenler durumunda. Yeni nesil web ise bizzat kullanıcılar tarafından yaratılıyor. Artık web dünyasından ne kadar faydalandığımız değil, ona neler kattığımız önemli. Kullanıcıların yaratıcı taraf olduğu blog, forum,
dosya paylaşımı ve kişiselleştirilebilir web uygulamalarının tümü Web 2.0 kapsamında değerlendiriliyor.
BLOG SAYISI 50 MİLYON
Son dönemin trendi blog’lar, web 2.0’ın temeli sayılan uygulamalardan biri. Önceden sayfaları tek tek hazırlanan kişisel sitelerin yerini web 2.0’da basit tasarımlı blog’lar aldı. Her an güncel bilgi sunmanın esas olduğu blog’lar, internette ses duyurmak, bir şeyler yayınlamak isteyenin önce web bilgisi edinme zorunluluğunu ortadan kaldırdı.
Blog’larda günlüklerini yayınlayan milyonlarca kişi, özel bilgilerini, fotoğraflarını, notlarını, çalışmalarını tüm dünyayla kolayca paylaşmaya başladı. Myspace.com, blogspot gibi dev blog havuzlarında
politika,
gezi, yemek,
alışveriş gibi farklı alanlarla ilgilenen blog’lar oluştu.
Ünlü blog takip sitesi technorati.com’un verilerine göre,
Ağustos 2006 itibarıyla web’de blog sayısı 50 milyonu geçti. Her gün 175 bin, her saat 7.200 yeni blog yaratılıyor. Her gün blog’lara 1.6 milyon kez veri giriliyor.
Bilginin sınırsızca dağıtıldığı yeni web ortamında, bilginin sunuluş biçimi de kökten değişti. Yeni nesil web’de kullanıcılar bilgiyi, belirli bir konu üzerine hazırlanmış sitelere giderek almıyor. Çeşitli bilgilere tek yerden ulaşabileceği "havuzları"
tercih ediyor. İnternet sitesi adresi ezberlemiyor, bilginin ne şekilde sunulduğuna önem vermiyor. Sadece bilginin güncelliği önemli. İçeriği kullanıcılar tarafından oluşturulan siteler, blog’lar, forumlar sürekli taze bilgi sunmaları açısından önem kazanıyor.
Önceleri web’de indirme (download) önemliydi, şimdi esas olan yükleme (upload). Not, fotoğraf, dosya, ajandalar artık "
depo" sitelere yükleniyor. Sık kullanılan bilgiler bilgisayar yerine internette saklanıyor. Hem istenilen bilgisayardan ulaşabiliyor hem de kişisel bilgisayarınızın hafızasını doldurmuyorsunuz. Ancak nette depolanan bilgi,
bilgisayar korsanları için bir hazine.
Güvenlik daha da önem kazanıyor.
WEB 2.0 İNTERNET ÜNLÜLERİ ÇIKARDI
Bilginin sınırsızca dağıtıldığı yeni web ortamı kendi şöhretlerini çıkarıyor. Şarkılarını çektikleri kliplerle paylaşım sitelerine yerleştiren Lilly Allen, Sandi Thom gibi amatör şarkıcılar üne kavuştu. Ama Web 2.0’ın yarattığı asıl kahramanlar; internet kullanıcısına yepyeni fikirler sunan internet şirketleri. Google’ın 1.65 milyar dolara aldığı YouTube, video paylaşımı çılgınlığı meydana getirdi. Ücretsiz üye olan herkes YouTube.com’a görüntü yükleyip, bunu milyonlarca kişiye sunuyor.
Rapidshare.de sitesiyse dosya yükleme ve indirmede en ünlü adres. Geçen haftalarda kapasitesi doldu, yüklemeye kapandı. Dosya paylaşım programı Kazaa, dev blog havuzu myspace.com, fotoğraf paylaşım sitesi flickr.com, kullanıcıların yazdığı kolektif online ansiklopedi
Wikipedia, sanatla ilgilenen herkesin işlerini paylaşabildiği deviantart.com, Web 2.0’ın akla ilk gelen kahramanları...
Web 2.0, Tagging gibi yeni kavramlar da oluşturdu. Tagging, kullanıcıların kendi başlıklarını kendilerinin oluşturması demek. Önceden site yayıncıları, sitelerini tanımlayacak, arama motorlarında bulunmasını sağlayacak kelimeleri kendileri seçiyordu. Artık içeriği oluşturan kullanıcılar girdikleri verileri tanımlayan başlıkları da kendileri belirliyor.
Online alışverişte
yeni dönem başladı. Açık artırma sitelerinde, kullanıcılar verdikleri tekliflerle,
ürün fiyatlarını kendileri belirliyor.
Hürriyet