Ankara Üniversiteli (AÜ)araştırmacıların da aralarında bulunduğu çalışma grubu,
TÜBİTAK'ın
desteklediği proje ile nikel ve kadmiyum içeren
topraklarda yetişen bitkilerin bu
metalleri bünyelerinde biriktirme özelliklerini inceliyor.
Endüstride sıklıkla kullanılan nikel ve kadmiyum gibi değerli metallerin bitkiler yoluyla elde edilmesini öngören çalışma, çevre kirliliğinin önlenmesinin yanında, jeolojik ya da insan etkinlikleri sonucu oluşan kirli toprakların geri kazanılmasını hedefliyor.
Proje ile metalleri büyük oranda bünyesine alabilen ve ''hiper toplayıcı'' adı verilen bitkilerin
besin olarak hayvanlar ya da insanlar tarafından kullanılıp kullanılmadığı da araştırılıyor.
Çalışmanın bir sonraki aşamasında hiper toplayıcıların ihtiyaç duyacağı altyapıların kontrollü ortamda gerçekleştirilerek sürecin hızlandırılması hedefleniyor.
AA muhabirine bilgi veren AÜ
Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhami Ünver,
Atatürk,
Hacettepe üniversiteleri ve Tarımsal
Araştırmalar Genel Müdürlüğü ile ortaklaşa yürüttükleri çalışmalarının ana konusu olan nikel ve kadmiyum metallerinin topraktan arıtılıp temizlenmesinin tamamlanması durumunda endüstriye de büyük katkı yapılabileceğini ifade etti.
Bu tür çalışmaların Avrupa'da ve ABD'de yaygın olarak yapıldığını anlatan Ünver, şöyle devam etti: ''Bu ağır metallerin bitki yolu ile saflaştırılıp teknolojik olarak üretimde kullandırılması başarıldığında pek çok çıktısı olacak. Nikelin diğer metallerden ayrılan özellikleri var. Örneğin bir yerde çinko,
demir, bor işletecekseniz günümüzde en az yüzde 20'nin altındaki bir cevher verimliliği kabul edilemez. Ama nikelde ülkemiz koşullarında yüzde 1,5 nikelli bir kaynak bulsanız neredeyse zengin olacak kadar bir değerli cevher elde etmiş olursunuz. Kadmiyum da benzer şekilde. Kadmiyum, çinko ve kurşun metalleri ile birlikte gezdiği için ve özellikle çiplerle birlikte
elektronik endüstrisinde önem kazanan bir metal olduğu için çok düşük miktarlarda bile çok değerli bir metal olarak kabul ediliyor. O bakımdan biz proje sonuçlarının endüstriye de
hizmet edeceğini düşünmekteyiz. ''
BİTKİLER BESİN ZİNCİRİNİN HALKASI
Projenin TÜBİTAK tarafından da destek gördüğünü ve çevre kirliliğinin önlenmesi gibi bir amacı olduğunu da dile getiren Ünver şunları kaydetti: ''Jeolojik yoldan ya da insan etkinlikleri sonucunda dahi olsa, proje kirli toprakların geri kazanılmasını amaçlıyor. İkinci olarak da bitkiler besin zincirinin en önemli
halkalarından birisini oluşturur. Çalışma ile hangi bitki türlerinin, nikel ya da kadmiyumu bünyelerine alıp biriktirdikleri de ele alınıyor.
Bitkiler, bu metalleri biriktirmekle de kalmıyorlar, besin zincirine de dahil ediyorlar. Yani bunlar hayvanlar ya da insanlar tarafından doğrudan ya da dolaylı olarak tüketilebiliyorlar.''
Gen kaynakları açısından da çalışmanın önemine değinen Ünver, halk arasında ''lahanagiller'' adı verilen bitki familyasının, özellikle
Akdeniz kuşağında çok yaygın alt türlere sahip olduğunu da belirterek, şöyle devam etti: ''Dünyanın başka bir yöresinde olmayan alt türlere sahip bu türlerden bir bölümü de bizim hiper toplayıcı dediğimiz aşırı derecede nikel ya da kadmiyum toplayan özelliklere sahip. Bu konudaki çalışmalar sınırlı. Dünyadaki örneklere bakıldığında ülkesel ölçekte tam tarama yapan başka bir çalışmayı bulmak zor. Biz projenin her aşamasını
doğal topraklar üzerinde yürüteceğiz.
İklim odası ve
sera koşullarında kontrollü olarak, aşırı oranda nikel veya kadmiyum toplayan bitkileri yetiştirip
analiz edeceğiz. Böylece bir yandan serpantin üzerinde ve çinko yatakları çevresinde oluşmuş toprakları taramış olacağız. Öte yandan bu topraklarda yetişen başlıca türleri ve bu türlerin ağır metal toplama yeteneklerini incelemiş olacağız.''
Kadmiyum metalinin yanında var olan kurşun ya da nikelle bulunan demir gibi diğer metallerin bitki gelişimini ne yönde etkileyeceğini de araştırdıklarını kaydeden Ünver, ''O kadar iddialı çalışmalar yaptık ki, doğrudan cevher üzerinden de bitki örnekleri topladık. Doğrudan doğruya madencilerin piyasaya sürdükleri cevherleri de bu çalışmaya dahil ettik. Çalışmanın birinci bölümünden eminiz, taramalar yapıldı ve analizler devam ediyor. İkinci etapta uyum sağlama ve biriktirme yetenekleri nedir? bunları araştıracağız''dedi.
Kirli bir toprağın da bu bitkiler kullanılarak temizlenebilirliğine de dikkati çeken Ünver, şunları kaydetti: ''Binde 4-5 oranında nikel içeren bitkiler bulduk. Eğer bu bitkileri yakıp da külünü zenginleştirebilirsek belki ileride doğrudan nikeli cevher olarak kullanacağız. Endüstriye aktaracağız nikeli. Sonra bunun bir sonraki aşamasında bir adım atıyoruz. Bir bilim dalına bir hizmet daha sunacağız. Nikel toplayan bitkileri topladık. Daha sonraki çalışmaların ileriki aşamalarına bakılacak. Üçüncü aşamasında ise bu kez buralardan alınan toprak örneklerindeki biyolojik aktiviteyi inceleyeceğiz. Toprakta yaşayan mikroorganizmalar bu metallerin varlığından nasıl etkileniyorlar ve toprak özellikleri bu canlıların gelişimini hangi doğrultuda etkileyecektir? Daha sonraki aşamasında bitkilerin biyolojik kütleler de incelenerek bunların nikel ve kadmiyum biriktirme yöntemleri için gereken sıcaklık, nem gibi gereklilikler sağlanarak bu sistemi daha hızlı çalışır hale getirmeye çalışacağız. Bu araştırmayla daha sonra yapılacak çok sayıda çalışmaya yol açacağımız düşüncesindeyiz.''
AA