Yeni malzemeler, gemi,
uçak, helikopter,
denizaltı gibi askeri araçların
radarda görünürlüğünü binde 1'e kadar düşürüyor.
Hiçbir koşul altında alev almayan suya, tuza, yosuna, sürtünmeye ve
darbeye dayanıklı malzemeler en fazla 2 milimetre kalınlıkta oldukları için uygulandıkları platformlara fazla bir yük getirmiyor.
Malzemelerin üretimi için gerekli olan tüm girdiler,
ülke içinden sağlanabildiğinden
yurt dışına
bağımlılık gerektirmiyor.
AA muhabirine bilgi veren
ODTÜ Kimya Bölümü
öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Toppare, son yıllarda yüksek frekanslı
elektronik sistemler ile birlikte telekomünikasyon cihazlarında ileri derecede bir
büyüme ve gelişme yaşandığını anımsattı. Bu sistem ve cihazların yaydıkları
elektromanyetik dalgaların diğer elektronik cihazların normal çalışma koşullarını bozduğunu anlatan Toppare, ''
Elektromanyetik dalga soğurucu malzemelerin kullanımı ile elektromanyetik dalgaların soğurulması veya farklı bir yöne yönlendirilmeleri sağlanarak problemler çözümlenebilmektedir'' dedi.
Dalga soğurucu malzemelerin öneminin, askeri alanlarda hedefin radar tarafından tespit edilmesini zorlaştırması ile arttığını ifade eden Toppare, şöyle devam etti:
''Elektronik harp teknolojisinin oldukça ilerlediği günümüzde, mevcut ve yeni üretilen harp
silah ve araçlarının radarda görünmezlik özelliğine sahip olmaması düşünülemez. Dünyada radar soğurucu malzemelerin özellikle askeri platformlarda uygulanmasına dair birçok örnek mevcuttur. Bir ülke için büyük önem arz eden gemi, uçak, helikopter, denizaltı gibi araçların radar tarafından tespit edilme ihtimalini binde 1'e kadar düşüren radar soğurucu kaplamalar, bu noktada kullanılması kaçınılmaz bir teknoloji olarak karşımıza çıkmaktadır.''
Askeri amaçlı kullanıldığı ve ülkelerin menfaatlerini yakından ilgilendirdiği için literatürde bu tür malzemelerle ilgili ayrıntılı bilgi bulmanın mümkün olmadığına işaret eden Toppare, erişilebilen malzemelerin ise
uygulamada çeşitli nedenlerle yeterli olmadığının görüldüğünü dile getirdi. Piyasada ve literatürde var olan çoğu malzemenin kalınlık ve ağırlıkları nedeniyle uygulamayı imkansız kıldığını anlatan Toppare, şöyle konuştu:
''Geliştirilen malzeme ilk olarak uygulanacak platformun işlevini etkilemeyecek kadar ince ve hafif olmalıdır. Düşünülmesi gereken diğer bir husus ise geliştirilen malzemenin alev, su, darbe, sürtünme gibi koşullara dayanıklılık göstererek
kimyasal özelliğinden ve radar kesit alanı düşürme kapasitesinden kaybetmemesi gerektiğidir. Yine var olan çoğu malzeme sadece radar soğurma özelliği göstermekte olup belirtilen spesifikasyonların hiçbirini taşımamaktadır. Ayrıca bu amaçla üretilen malzemelerin tek bir dalga boyundan ziyade, geniş bir bant aralığında yüksek soğurma sağlaması gerekmektedir. Ancak bilinen malzemelerin çoğu tek bir frekansta yüksek soğurma sağlayıp diğer frekanslarda iş görmemektedir.''
TÜM PLATFORMLARDA UYGULANABİLEN YENİ GÖRÜNMEZLİK TEKNOLOJİSİ
Toppare, ODTÜ'de başkanlığını kendisinin yürüttüğü ve araştırma görevlileri Simge Tarkuç ve Funda Özyurt'tan oluşan çalışma grubunun iki yıl süren çalışmaları sonucunda, bu alandaki tüm eksiklikleri ortadan kaldırarak tüm platformlara uygulanması mümkün olan kaplamalar ürettiğini söyledi. Toppare geliştirdikleri kaplama malzemelerle ilgili şu bilgileri verdi:
''Geliştirdiğimiz malzemeler en fazla 2 milimetre kalınlıkta olup uygulandıkları platformlar üzerine minimum ağırlık katmaktadır. Aynı zamanda bu malzemeler değil ısıya, çıplak aleve dayanaklı olup hiçbir koşul altında alev almamaktadır. Deniz platformları için geliştirilen malzemeler suya, tuza ve yosuna; hava platformları için geliştirilenler ise ayrıca sürtünmeye ve darbeye dayanıklıdır. Bu kaplamaların en önemli özelliği ise geniş bant aralığında (2-18 GHz) yüksek soğurma sağlayıp uygulandığı cismin radar kesit alanını binde 1'e kadar düşürmesidir. Bu 100 metrekarelik bir cismin 0.1 metrekare olarak algılanması demek olup radar tarafından fark edilmesini neredeyse imkansız kılmaktadır. Bütün bunlara ek olarak bu malzemelerin üretimi için gerekli olan tüm girdiler ülke içinden sağlanabilmekte olup yurt dışına bağımlılık gerektirmemektedir.''
YANMAZLIK ÖZELLİĞİ FARKLI UYGULAMA ALANLARI SUNUYOR
Malzemelerin üretiminin oldukça basit ve düşük maliyetli olduğunu ifade eden Toppare, geliştirilen bu kaplamanın aleve dayanıklılık özelliğinin de farklı uygulama alanları sunduğunu anlattı.
Bu malzemelerin yanmazlık özelliği gerektiren uçak kabini, otomobiller, bina içi uygulamalar gibi her türlü platformda plastik kaplama olarak kullanılabileceğini vurgulayan Toppare, şöyle devam etti:
''Ticari olarak piyasada bulunan malzemeler, alev almamakta ancak erimekte veya kimyasal kompozisyonu alev karşısında değişebilmektedir. Yani alev almayan malzeme ile yanmayan kaplama arasında bir fark bulunmaktadır. Ayrıca malzemenin alevle etkileşiminde toksik gazların çıkmaması, insan sağlığına ve çevreye zarar vermemesi gerekmektedir. Tarafımızca geliştirilen bu malzeme bahsedilen nedenlerden ötürü piyasadaki diğer malzemelere alternatif gösterilecek gerekli tüm özelliklere sahiptir.''
AA