Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İstanbul Milletvekili ve Medya Komisyonu Üyesi Eren Erdem, medyaya yönelik baskı, saldırı, tehdit ve sansürün araştırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne araştırma önergesi verdi. Erdem, "Özgür medyaya yönelik saldırılar darbe dönemlerini aratmayacak boyutlara ulaştı. Bu anlamda sistematik olarak saldırıya maruz kalan özgür medya ve basın emekçileri açıkça tehdit altındadır. Meclis bir an önce toplanıp medyanın korunması için gerekli önlemleri alacak çalışmalara başlamalıdır." dedi.

Erdem'in TBMM Başkanlığı'na konu ile ilgili sunduğu araştırma önergesi şöyle:
"7 Haziran seçimlerinden sonra tek parti iktidarının bitmesiyle birlikte ülkemizde terör olayları bir anda ciddi bir şekilde artmış ve bu artışla birlikte özgür basına yönelik saldırı, tehdit ve baskı da darbe dönemlerini aratmayacak kadar artmıştır. Bu süreçte başta Milliyet ve Hürriyet gazetelerinden olmak üzere 30'a yakın gazeteci işten atılmıştır. 10 gazeteci, 9'u görevi başında polis tarafından, 1'i ise işinden evine giderken kimliği belirsiz kişiler tarafından olmak üzere saldırıya uğramıştır. 3 gazeteci görev başında polis tarafından tehdit edilmiştir. Evrensel ve Sol, mesaj yoluyla TİT tarafından tehdit edilmiştir. Sözcü Gazetesi yine 'susması' noktasında tehditler aldığına dair haberler yapmıştır. Benzer şekilde 2 İngiliz uyruklu gazeteci tutuklanmış, 21 gazeteci hakkında toplam 157,5 yıl talebiyle dava açılmış, bir medya grubu polis tarafından basılmıştır. Temmuz ayında Suruç saldırısı sonrası Erdoğan'a dair tweetlerinden dolayı Kadri Gürsel talimatla işten çıkarılmıştır. O günlerde yine AKP'li bazı bakanlar ve başbakan yardımcıları, gazetelere yönelik tehditler ve karalama kampanyası yürütmüşlerdir."

Erdem, muhalif yayın yapan sendika.org gibi sitelerin bulunduğu 96 sitenin TİB tarafından erişime kapatıldığını, ağustos ayında Cumhuriyet, Şok, Millet, Posta, Yurt, Bugün, Özgür Gündem, Aydınlık ve BirGün gazetelerinin sorumlu müdür ve yetkilileri hakkında hapis cezaları verilmesi talebiyle davalar açıldığını hatırlatarak şöyle devam etti: "Eylül ayında ise tablo daha da karartıcı bir hal almış ve basın kuruluşlarına sosyal medya yoluyla maaşlı bazı troll hesaplar ve AKP'li bazı vekiller, basına alenen tehditler savurmuştur. Sözcü'nün tehdit edilmesinden sonra cumhuriyet.com.tr de İstanbul'da erişime engellenmiş ve sosyal medyada bu sansüre ciddi tepkiler verilmiştir. Ardından yine AKP'li bir vekilin kışkırtmasıyla Hürriyet Gazetesi'nin binasına baskınlar yapılmış ve binanın kapısı ve camları kırılmıştır. Bu saldırı esnasında polisin gerekli emniyet tedbirini almadığı ve hatta eylemi teşvik edici tutumlarda bulunduğuna dair iddialar yine yazılı basında yer almıştır. Bu saldırı sonucu hiç kimsenin gözaltına alınmaması da yine eleştiri konusu olmuştur. Baskının gerçekleştiği günden bir gün sonra, Hürriyet Gazetesi'ne tekrar bir saldırı gerçekleştirilmiş ve yine binanın camları ve kapıları kırılmış ve yine gerekli emniyet tedbirleri alınmadığı için basın görevlileri can güvenliği endişesiyle seslerini sosyal medya aracılığıyla duyurmaya çalışmışlardır. Bu baskın sonrası gözaltına alınanlar ise serbest bırakılmıştır. En son Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan, Star Gazetesi'nin bir yazarı tarafından açıkça ve hedef gösterilerek ölümle tehdit edilmiş ve bu konuyla ilgili henüz bir soruşturma başlatılmamıştır. Yüzlerce gazeteci bir yandan yıllarca suçsuz yere 'terörist' suçlamasıyla yıllarca cezaevlerinde tutulurken, bir yandan mevcut iktidarın, vekillerin, AK trollerin ve havuz medyası mensuplarının devletin gücünü arkasına alarak diğer basın mensuplarını ölümle tehdit edip adeta 'terör' estirmesi üzerinde durulması gereken ciddi bir konudur. Bu anlamda sistematik olarak saldırıya maruz kalan özgür medya ve basın emekçileri açıkça tehdit altındadır. Bu gerekçelerle 07 Haziran seçimlerinden sonra basına yönelik baskıların ve sansürün araştırılması, saldırıların arkasındaki güçlerin ve bunların nihai hedefinin tespit edilmesi ve özgür medyayı ve basın emekçilerini tehditlere karşı korumanın yollarının belirlenmesi amacıyla Anayasa'nın 98'inci maddesi ve TBMM içtüzüğünün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince bir araştırma komisyonu kurularak konunun tüm boyutları ile araştırılmasını saygılarımla arz ederim." CİHAN