Terörle mücadele, insan haklarına saygı ve hukukun üstünlüğü arasında hassas bir denge gerektirir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Avustralyalı Akademisyen Prof. Dr. Ben Saul'u, terörle mücadelede insan hakları ve temel özgürlüklerin geliştirilmesi ve korunması konusunda Özel Raportör olarak atamıştı
Prof. Saul ilk raporunu Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyine sundu
BM Terörle Mücadele Ederken İnsan Haklarının Teşviki ve Korunması Özel Raportörü Ben Saul, bu dengeyi vurgulayarak terörle mücadelede insan haklarının korunmasının önemini belirtti.
Rapora göre, terörle mücadele kapsamında yaşanan insan hakları ihlalleri arasında hukuka aykırı cinayetler, keyfi gözaltılar, işkence, adil olmayan yargılamalar ve mahremiyet ihlalleri yer alıyor. Ayrıca, ifade, toplanma, örgütlenme ve siyasi katılım özgürlüklerinin sınırlanması da bu manzarayı oluşturuyor.
Saul, terörle mücadele önlemlerinin kötüye kullanılmasının sadece şüpheli suçluların haklarını ihlal etmekle kalmadığını, aynı zamanda masumların özgürlüklerini de tehlikeye attığını vurguladı. Siyasi muhalifler, aktivistler, gazeteciler ve azınlıklar gibi sivil toplum kesimleri, terör suçlarının yaygın bir şekilde silahlandırılmasını eleştirdi.
Uzmanlar, uzun süreli olağanüstü hallerin insan haklarını baltalamaya devam ettiğine dikkat çekti. Terörizme karşı aşırı askeri şiddetin, uluslararası insancıl hukuk ve ceza hukuku ihlalleriyle temel hakları yok ettiği de raporda belirtildi.
Birçok devlet, terörizmin temel nedenlerini ele almakta başarısız oldu ve bu ihlallerin cezasız kalması endemik hale geldi. BM’nin terörle mücadele konusunda sivil topluma daha fazla danışması gerektiği ifade edildi
Özel Raportör Ben Saul, terörle mücadelede insan haklarının korunmasının önemini vurguluyor. İşte raporun öne çıkan noktaları:
1-Bölgesel Örgütler ve İnsan Hakları: Bölgesel örgütlerin terörle mücadelede insan haklarına saygı göstermesi gerektiğine dikkat çekiyor.
2-Zorlayıcı İdari Tedbirler ve İnsan Hakları: Terörizmi önlemek için kullanılan tüm zorlayıcı idari tedbirlerin insan haklarına uygun olması gerektiğini vurguluyor.
3-Devlet Sorumluluğu ve Mağdurlara Çareler: Devletler, terörle mücadeleden kaynaklanan insan hakları ihlallerinden sorumlu tutulmalı ve mağdurlara tam ve etkili çareler sunulmalıdır.
4-Sivil Toplum ve Terörle Mücadele: Sivil topluma karşı terörle mücadele önlemlerinin kötüye kullanılmasını önlemeye yönelik çabalar sürdürülmelidir.
5-Yeni Teknolojiler ve İnsan Hakları: Terörle mücadelede kullanılan yeni teknolojilerin insan haklarını korumasını sağlamak önemlidir.
Çifte Standartlar ve Güvenilirlik: Büyük güçlerin insan haklarının uygulanmasındaki çifte standartları, uluslararası insan hakları sisteminin güvenilirliğini zedeliyor.
Özetle, devletler insan haklarını terörle mücadele önlemlerinin merkezine yerleştirmeli ve bu dengeyi korumalıdır .