Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov suikastında vurulma anına ilişkin görüntüler ilk olarak TRT 1 Ana Haber bülteni ekranlarından yayınlandı. TRT, Karlov’un sergisinde 3G (mobil telefon altyapısı) ile canlı yayındaydı. Birgün sonra iki ülke Dışişleri Bakanları arasında yapılacak zirve öncesi diplomatik bir temsilciden gelecek her değerlendirme flaş haber değerindeydi. TRT Haber ekibi, kendilerine Rusya Ankara Büyükelçiliği Basın Ateşesi İrina Kasımova tarafından gönderilen davetiyeyi bir gün önceden gündeme yazmış, olay günü sabah haber değerlendirme toplantısında ise sergiyi canlı yayınlayacak şekilde izleme kararı almıştı. Diplomasi muhabirleri Ankara’da olmadığı için olay yerine muhabir olarak Huriye İyiçınar Coşkun, kameraman olarak ise Spor Servisi’nden Tahsin Özkan görevlendirilmişti.
Büyükelçi sergi alanına geldiğinde gazeteciler genel değerlendirme yapıp yapmayacağını sordu. Sergi dışındaki konulara ilişkin değerlendirme yapmayacağını basın ateşesi aracılığıyla duyurdu Karlov. Tecrübeli gazeteciler yine de kayıt alıyordu. TRT kameramanı Tahsin Özkan da her gazeteci gibi önce sergiden genel görüntüler aldı, sonra kürsünün karşısındaki yerine geçti. Büyükelçi konuşmaya başladığında kayıttaydı. Konuşmalar doğrudan TRT teknik masasına gidiyordu. Mevlüt Mert Altıntaş’ı koruma polisi olarak algılamıştı. Bir kaç kez Büyükelçi ile aynı kareye girdiğini fark ederek gözle ‘görüntüye girme’ şeklinde uyarmak istedi. Altıntaş onu dikkate almamıştı. Sonra suikastçi büyükelçinin sağ çaprazına geçti. Kamera kayıttaydı. Silahını çekip ateş etmeye başladığında herkes gibi TRT muhabir ve kameramanı da yere yatıp kendilerini korumaya almıştı. Tecrübeli kameraman Tahsin Özkan refleks olarak düşerken kamerayı genele almayı başarmıştı. Kayıt sürüyordu.
ERHAN ÇELİK SORUŞTURMAYA NASIL DAHİL EDİLDİ?
Büyükelçi Karlov’un suikaste uğramasının ardından kısa bir süre geçtiğinde TRT 1 Ana Haber spikeri Erhan Çelik, vurulma anına ilişkin görüntülerle beraber bu sıcak ve flaş son dakika haberini izleyicilerine aktardı. Topu topu 21 saniyelik görüntü girmişti TRT Ana Haber. Büyükelçinin vurulmasından sonra TRT Genel Yayın Yönetmeni Kezban Bülbül, TRT Haber ve Spor Yayınları Daire Başkanı Yaşar Taşkın Koç’u aramıştı. Bülbül’ün verdiği bilgiye göre TRT’nin olay yerindeki kamerasından Altıntaş’ın her saniyesi hala TRT’nin ISOFT sistemine inmeye devam ediyordu.
TRT Ana Haber Spikeri Erhan Çelik, sıcak ve flaş haberi görüntülü olarak bütün dünyaya duyurdu. Yapılanın gazetecilik olduğunu hem savcıya hem TRT müfettişlerine anlatmaya çalıştı. İfadelerinin alınmasından kısa süre sonra görevinden alındı. Savcı, El Nusra marşları söyleyen Altıntaş’ın saldırı görüntülerinin dünyaya TRT vasıtasıyla ulaşmasını örgüt eylemi diye iddianameye ve dosyaya koydu, onlarca gazeteciyi sorguladı. TRT için ayrı soruşturma açtı.
Yapım ve yayın çalışanı Pınar Küçüksolak, Erhan Çelik’in sunumu ve görüntülerin TRT 1 Ana Haber Bülteninde yayınlanmasından sonra saat 19:32 sıralarında TRT Kurumu ile Avrupa Yayın Birliği (EBU) arasındaki anlaşma gereğince görüntüleri Avrupa (Eurovision) ile paylaşmıştı. Hollanda yayın kuruluşu NOS hızlı davranan ve görüntüleri yayınına ve sosyal medyaya taşıyan ilk kuruluş oldu. Daha sonra ortadan kaldırılmak istenen o görüntüler böylece bütün dünya medyasına ve kamuoyuna ulaştı.
SOYLU TÜM GÖRÜNTÜLERİ İZLİYOR, BAŞBAKAN DEVREYE GİRİYOR
Karlov’un vurulma anı ve görüntülerle ilgili bir trafik de olay yerinde sürüyordu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olay yerine intikal eden ve operasyonu yöneten isimdi. Bir müddet sonra yanına Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ da gelmişti. Büyükelçi 19:05’te vurulmuştu. Polislerin suikastçı Altıntaş’ı 33 mermi ile ölü geçirdiği operasyon bitiş saati ise 19:40 idi. Çatışma sürerken alanda beklemesi nedeniyle polisler TRT kameramanı Tahsin Özkan’ı uyarmıştı. Kameraman olduğunu duyan polisler onu İçişleri Bakanı Soylu’nun yanına götürdü. Özkan, Soylu’ya yaşananları anlatmıştı. Bir müddet sonra operasyon bittiğinde olay yerine ilk çıkanlardan biri yine kameraman Özkan’dı. Bir polis eşliğinde kamerasına almasına izin verilmişti. Kamerayı aldı aşağıya indi. Görüntüler canlı yayında TRT masasına giderken, kameranın hafızasına da kaydedilmişti. Soylu görüntüleri baştan sona izledi. Bir müddet sonra Başbakan Binali Yıldırım ile konuşup bilgi aktardı Soylu. Kısa bir süre geçmeden RTÜK üzerinden yayın yasağı geldi. Ancak görüntüler çoktan yayınlanmış ve dünya medyasının da yayın masalarına ulaşmıştı.
AKP YANDAŞI GAZETECİLER NASIL ŞÜPHELİ OLDU?
TRT kameramanı Özkan lobide beklemeye başladığında yanına gelen polisler kamera kartını elinden aldı. Savcı Adem Akıncı, gazetecilerin penceresinden yaşanan bu olayları da cemaate bağladı. TRT yayınını da soruşturma dosyasına aldı. Onlarca gazeteciyi sorguladı. F…ö’nün medya stratejisi başlığıyla akla almaz iddiaları yazmıştı. Örneğin suikastçı Mevlüt Mert Altıntaş’ın Büyükelçi Karlov sergi alanına girdiği anda değil, konuşmasını beklemesi ve TRT yayında iken eylemini yapmasını örgüt stratejisi olarak iddianameye kaydetti. Oysa orada aralarında AFP gibi bir dünya ajansı ile birlikte başka gazeteciler de vardı.
Savcı tezine yol bulabilmek için, Ana Haber sunucusu Erhan Çelik ve TRT Haber ve Spor Yayınları Daire Başkanı Yaşar Taşkın Koç dahil onlarca gazeteciyi sorgudan geçirdi. Suikastı TRT’deki cemaat çalışanlarına bağlamak istiyordu. TRT Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın haber, yayın, serginin izlenmesi ve görüntülerin yayınlanmasına dair teftiş raporunda hiçbir suç bulunmadığını yazdığı halde, TRT çalışanlarını geçmişe dönük ilişkileri üzerinden yayıncılık faaliyetini örgüte bağlamak istiyordu. Bu nedenle TRT 1 Ana Haber yayınını örgüt yayını gibi iddianameye kaydetti. Yaşar Taşkın Koç, Star Grubundan, İskele Sancak programı yapımcısı Erhan Çelik Kanal 7’den; AKP iktidarına en yakın gazetecilerden olmalarına karşın şüpheli muamelesi gördü.
Bu sorgulardan kısa bir süre sonra TRT Ana Haber sunuculuğu görevi Erhan Çelik’ten alındı. Çelik, gazeteci refleksiyle haberin sunulduğunu anlatmıştı. Diğer TRT çalışanları da aynı bilgileri paylaştı. Ancak savcı TRT yayınını örgütü bağlamada ısrarlıydı, dosyalarına tefrik edip yeni bir soruşturma açtı.
YAYIN MASASINA TALİMAT: SİLİN GÖRÜNTÜLERİ!
Olay yerindeki görüntü trafiği yaşanırken TRT’de yayından sonra gerçekten görüntülerin yayınlanıp yayınlanmaması gerektiği tartışılmıştı. Tetikçi El Nusra sloganları atıyordu, Rusya ile Türkiye krizin zirvesindeydi. Bir gün sonraki tarihi zirveye yönelik yapılabilecek en büyük eylem gerçekleşmişti. Ve bunu TRT yayını ile bütün dünya izlemişti. Görüntülerin silinmesi talimatını TRT Haber ve Spor Yayınları Daire Başkanı Yaşar Taşkın Koç verdi. 20:15’te bu işi tamamlayıp kurumdan ayrılan teknik masadaki Yakup Emin Akgül ifadesinde bütün bu ayrıntıları anlatmıştı.
Yargı ve medya dünyasının Ankara kulislerinde konuşulan konu ise görüntü silme talimatının çok üst düzey isimlerden geldiğiydi. RTÜK’ün jet yayın yasağı, Soylu’nun ve TRT’deki AKP’li yöneticilerin müdahaleleri ya da pişmanlıkları fayda etmedi. Radikal İslamcıların devşirdiği suikastçı Mevlüt Mert Altıntaş’ın El Nusra neşidi ve cihat marşı söyleyerek kameraların gözü önünde Büyükelçi Karlov’u katlettiği anlara ilişkin sözleri; en büyük deliller bütün dünya ulaşmıştı.
Tetikçi Altıntaş’ın arkadaşlarıyla fotoğrafları basına yansıyan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Büyükelçi Karlov cinayetini olayın 5. gününde cemaate bağladı. Soylu’nun argümanları Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Adem Akıncı’nın 600 küsur sayfalık iddianamesinin omurgası oldu.
BAKANIN İLİŞKİLERİ DEŞİFRE OLUNCA
Bakan Soylu, Karlov’u vuran katil Mevlüt Mert Altıntaş’ı bu saatten sonra AKP üst düzeyleri içinde en iyi tanıyan kişiydi. Altıntaş’ın ev arkadaşı Avukat Serkan Özkan olaydan sonra gözaltına alınmıştı. Ortağı olduğu PGS hukuk bürosu da mühürlenmişti. Özkan ortağı ve avukatlık stajını yanında yaptığı Abdullah Polat’ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Hamza Yerlikaya ile çekilmiş fotoğraflarının sosyal medyada yayınlanması dengeleri altüst etmişti. 19 Aralık’tan 5 gün sonra 24 Aralık 2016 akşamı Siirt Valiliği’nde askerlerle poz veren Soylu, Karlov suikastı iddianamesine de yön veren kolluk güçlerinden aldığı tüyo ile olayı cemaate bağlayıvermişti.
Soylu, “İstanbul Beşiktaş’taki, Kayseri’deki saldırı ve son olarak Rusya Büyükelçisi Sayın Andrey Karlov’a yönelik olarak gerçekleştirilen alçak saldırı, 7 Haziran seçimlerinden beri süregelen ve aslında tek bir çizgiyi takip eden, aynı yönetmen tarafından sahnelenen bir tiyatronun son perdeleridir. PKK, F..ö ve DEAŞ ise sadece bu tiyatronun sahnedeki aktörleridir” ifadelerini kullandı ve devam etti: “Bir nokta çok net, teröristin F..ö terör örgütüyle ilişkisi açık olarak görülüyor. Teröristin çocukluğu anından itibaren, görev aldığı yer itibariyle nasıl bir hayat ilişkisi ortaya koyduğu açık ve net. Son 1,5 yıldaki farklı bağlantılar oluşturma hedefi ve birtakım saptırma gayretleri yapılan soruşturmada açık bir şekilde belirlenmektedir. Hedef saptırma konusunda ortaya koymaya çalıştıkları aslında ne kadar da eğreti duyduğu çok nettir. Şahsi etkinlikten ziyade teröristin bir akıl kurgusu sonucu orada olduğu da nettir.”
Olaydan 5 gün sonra söylenen bu sözler, savcı Adem Akıncı’nın 2 yıl sonra tamamlayabildiği iddianamenin suçlaramalarının da ana omurgasıydı. Soylu’nun olay anından itibaren başlattığı AKP çevrelerinden Altıntaş ve ilişkilerini uzaklaştırma gayreti, savcı eliyle iddianameye çevrilmişti.
FETHULLAH GÜLEN İSMİ İDDİNAMEYE NASIL GİRDİ?
Savcı Akıncı, olayı cemaate bağlarken tetikçi Altıntaş’ın polis okulu arkadaşlıklarına, TRT’deki cemaat mensuplarının ilişkilerine, MİT’in adam kaçırma olaylarından sonra işkence altında elde ettiği delillerine, bazı gazetecilerin ve olaya ilişkin olaydan sonra yapılan yayın ve sosyal medya mesajlarına dayandırıyordu. Olayın kronolojisi ile ilgili akışta ise suikastın Amerika’da cemaatin otel toplantılarında yapıldığı iddia ediliyordu. Savcının bu iddiası için iddianameye dahil ettiği isim Fatih Üniversitesi eski Rektörü Şerif Ali Tekalan idi.
Profesör Şerif Ali Tekalan, akademik yönünün yanında fotoğrafçı ve gezgin olarak da tanınıyordu. Afrika üzerine yazı ve fotoğraflarının olduğu makalenin yayınlandığı Gezgin Gözü ile Afrika kitabı için Timur Özkan’a 2012’de gönderdiği 100 liralık kitap parası örgüt ilişkisi diye iddianameye girdi.
İddianamedeki deli saçması denecek bağlantıları Savcı Adem Akıncı şöyle kurguluyordu: ‘Cemaat Amerika’da yaptığı toplantılarda Türkiye ile Rusya’nın arasının açılması stratejisi ile bu suikastı planlamıştı. Büyükelçi Andrey Karlov’un katıldığı resim sergisinin organizatörü Timur Özkan, Tekalan’ın arkadaşıydı. Tekalan, Fethullah Gülen ile görüşüyordu. Dolayısıyla sergi de suikastte cemaatin işiydi. Talimatı Amerika’dan verilmişti….”
Savcı bu deli saçması tezini ispatlamak için Tekalan ile sergi organizatörü Timür Özkan arasındaki 25 mail yazışmasını delil olarak dosyaya dahil etmişti. Üstelik Prof.Dr. Tekalan, Bankasya üzerinden Timur Özkan’a 100 TL de para göndermişti.
Timur Özkan’ın Gezgin Gözüyle Afrika kitabı 42 Afrika ülkesine ait gezginlerin yazı ve fotoğraflarından oluşuyordu. Savcı Profesör Doktor Şerif Ali Tekalan’ın Timur Özkan’a bu kitabın 10 nüshası için gönderdiği 100 TL’yi örgüt bağı diye iddianameye koydu.
Tekalan ile Timur Özkan’ın arkadaşlığı ve ortak yönleri olduğu doğruydu. İkisi de Türkiye Gezginler Grubunun Ankara üyesiydi. Defalarca yurtdışı gezilerinde birlikte olmuşlar ve çektikleri fotoğrafları ortak yayınlarda ve sergilerde sergileme amacıyla bir hobi ortaklığı kurmuşlardı. İkisi de farklı dünyaların insanıydı. Timur Özkan, hem soruşturma ifadelerinden hem son savunmasında ‘ben sosyal demokrat bir kişiyim’ dese de savcıyı ikna edememişti. Timur Özkan’ın tabiriyle dolgu malzemesi olarak iddianameye şüpheli ve sanık olarak dahil edilmiş ve tutuklanmıştı.
GEZGİNLERİN KİTAP PARASI SUÇ DELİLİ!
Savcı’nın Şerif Ali Tekalan ve Timur Özkan ilişkisine yönelik en komik suçlaması olan para aktarma mevzu, traji komik bir hatayı gösteriyordu. İddinamede Özkan ve Tekalan arasındaki mail yazışmalarında Profesör Tekalan’ın gezginlerinin anılarının basıldığı Gezgin Gözüyle Afrika kitabının parasını gönderdiği (10 kitap 100 TL) açıkca yazıyordu. Tekalan makale ve fotoğraflarını Özkan ile paylaşmış o da aralarında onlarca meşhur gezginin de yer aldığı diğer isimlerle birlikte Tekalan’ın çalışmalarını bu kitaba almıştı. Savcı anlaşılan kendi iddianamesini de detaylı inceleyememişti! Örgüt bağlantısı ve finansal bağ diye koyduğu delil, gezginlerin fotoğraf ve makale paylaşımı, 100 liralık kitap alışverişi dışında birşey değildi.
İddianamenin genelinde olduğu gibi her olayı Hizmet Hareketi ve cemaati bağlama iddiası, iddianameyi bir iftiranemeye çevirmişti. Diğer yanda aynı el tüm delilleri, gerçek örgütü; tetikçi polis Mevlüt Mert Altıntaş’ın Sosyal Doku, AKP, radikal İslami yapılarla ilişkilerini gizlemek için çalışıyordu.