The Economist dergisi, Türkiye’nin, Strazburg merkezli mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Yüksel Yalçınkaya kararı sonrasında daha uzun süre üye olamayabileceğini yazdı.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan için “Avrupa Konseyi ile kavgaya tutuştu” başlığını kullandığı bir haber yayınlayan dergi, “Erdoğan, muhaliflerinin yargılanmasını eleştiren bir kurumdan ayrılacak mı?” diye sordu.
Konsey üyelerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uymayı ve AİHM’in yargı yetkisini kabul etmeyi kabul ettiğini hatırlatan dergi, “Geçtiğimiz hafta mahkeme, 2016 yılında darbe girişiminde bulunduğu iddia edilen ve altı yıl hapis cezasına çarptırılan Yüksel Yalçınkaya’nın mahkumiyetinin ‘kesin olarak’ Bylock adlı bir mesajlaşma uygulamasını kullanmasına dayandırıldığı sonucuna vardı. Bu durumun adil yargılanma hakkına yönelik ‘sistematik ihlaller’ teşkil ettiği belirtildi. Yaklaşık 8,500 kişi daha mahkumiyet kararlarına karşı mahkemeye benzer şikayetlerde bulundu ve 100,000 kadar kişi Türk makamları tarafından Bylock kullanıcısı ve dolayısıyla potansiyel darbeci olarak tanımlandı. AİHM, Türkiye’nin ihlalleri düzeltmek için tedbirler almasına hükmetti” diyerek AİHM’in kararını aktardı. Yalçınkaya’nın davasında verilen karardan iki gün sonra, Yargıtay’ın Gezi Davası’na ilişkin aldığı kararları hatırlatıldı ve “Türkiye’nin en yüksek temyiz mahkemesinin de Nisan 2022’de ömür boyu hapis cezasına çarptırılan işadamı Osman Kavala’nın temyiz başvurusunu bozdu” denildi. Haberde AİHM’in, daha önce Kavala’nın mahkumiyetinde “ciddi sorunlar” olduğuna karar verdiği anımsatıldı.
ERDOĞAN AİHM’İ BİR BAŞ BELASI OLARAK GÖRÜYOR
Dergi, devamında şu ifadeleri kullandı: “Türk başvuru sahiplerinin AİHM’de bekleyen toplamda 24,700 davası bulunuyor. Ki bu da toplam davaların neredeyse üçte birine tekabül ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, mahkemeyi giderek artan bir şekilde, kararları göz ardı edilebilecek bir baş belası olarak görüyor. Darbe girişimi Türk yargısında kitlesel bir tasfiyeye yol açtı. Yaklaşık 7,000 hakim ve savcı görevden alındı ve yerlerine siyasi yandaşlar ya da yeni mezun acemiler atandı. Erdoğan 1 Ekim’de parlamentonun açılışında yaptığı konuşmada Bylock kararını ‘bardağı taşıran son damla’ olarak nitelendirdi. ‘Sistemin kurucu üyesi olan İngiltere bile AİHM’e tahammül edemedi’ diye ekleyen Erdoğan, İngiltere’de iktidardaki Muhafazakâr Parti’nin bazı üyelerinin sözleşmeden çekilme çabalarına açık bir gönderme yaptı. ‘Ne terör örgütleriyle aynı çizgide olan kurumların kararlarına saygı duyabiliriz ne de onların söylediklerini dinleyebiliriz’ dedi.”
KARŞITLIK KARŞILIKLI
Dergiye göre Avrupa Konseyi ve Erdoğan arasından “karşılıklı bir karşıtlık” bulunuyor. Avrupa Konseyi’ndeki Alman parlamenter delegasyonunun başkanı Frank Schwabe, konseyin parlamenter meclisinin AİHM kararlarını görmezden gelen üye devletlere karşı ihlal prosedürleri başlatmak için baskısını arttıracağını söylüyor ve “Avrupa Konseyi, AİHM’nin kesinleşmiş bir kararını uygulamayı ısrarla reddeden herhangi bir devletin bu kurumun üyesi olmaya devam edemeyeceğini açıkça belirtmelidir” diyor.
KONSEY’DEN AYRILIRSA RUSYA’NIN İHRAÇ EDİLMESİNİN ARDINDAN İKİNCİ BÜYÜK ÇEKİLME OLACAK
Konsey’den bugüne kadar sadece iki üye ayrıldı. Yunanistan’daki cunta 1969’da ihraç edilmemek için çekilmişti (ülke 1974’te demokrasiye geri döndüğünde yeniden üye oldu). Geçen yıl Mart ayında da Rusya, Ukrayna’yı işgalinin ardından ihraç edildi. Türkiye Konsey’e 1950 yılında 13. üye olarak katıldı ve şu anda nüfus bakımından en büyük üye. Dergiye göre Türkiye’nin çekilmesi, Rusya’nın ihraç edilmesinden daha büyük bir geri adım olacak ve belki de Londra’daki AİHM şüphecilerine cesaret verecek.
KONSEY’DEN ÇEKİLMEK AB ADAYLIĞININ KESİN OLARAK SONA ERMESİ OLUR
Dergi, haberde son olarak şu ifadeleri kullandı: “Türkler için sözleşmeden ve Strazburg mahkemesinin yargı yetkisinden çekilmek, sklerotik ve güvenilmez hukuk sistemlerindeki son telafi yollarını da ortadan kaldıracaktır. Bu aynı zamanda Türkiye’nin uzun süredir askıya alınmış olan AB üyeliği adaylığının da kesin olarak sona ermesi anlamına gelecektir; hiçbir devlet, artık üyelik için resmi bir yasal gereklilik olan konseye üye olmadan bloğa katılmamıştır. AB’nin kendisi de AİHM’nin yargı yetkisini tanımaktadır.
SEÇİMLER İÇİN KONSEY ÜYELİĞİNİ FEDA EDEBİLİR
Erdoğan, Mayıs ayındaki dar kapsamlı seçim zaferinden bu yana, son yıllarda Türkiye’yi terk eden yabancı yatırımcıları geri kazanma umuduyla Avrupalı müttefikleriyle iyi geçinmeye çalışıyor. Ancak içeride Batı’nın kınamalarına karşı çıkarak oy kazanıyor. Önümüzdeki Mart ayında yapılacak kritik yerel seçimler nedeniyle Türkiye’nin Konsey üyeliğinin feda edilmeye değer olduğunu düşünebilir.”