İngiliz The Guardian gazetesininin internet sitesinde yayımlanan yazıda, "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın her şeyin en iyisini bilen ve eleştiriye tahammülü olmayan kontrolden çıkmış otoriter liderlerden biri olduğu" ve "bu kendini beğenmişliğin" Türkiye’yi Suriye’de facianın eşiğine getirdiği yorumuna yer verildi.
Diken'in çevirisine göre Simon Tisdall imzalı yazıda, Erdoğan’ın yalnız kaldığı ve Suriye’deki diğer önemli oyuncularla ciddi anlamda ihtilafa düştüğü belirtiliyor.
Türkiye’nin, geçen ay İdlib’e ekstra 7 bin asker ve silah göndererek Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın rejimine savaş açtığına dikkat çeken Tisdall, 2011’de, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Suriye’nin başkenti Şam’da Esad’la buluştuğunu kendisine ‘göstericilerin isteklerini’ yerine getirmesi yönünde telkinde bulunduğunu ancak Esad’ın kabul etmediğini söylüyor.
“Davutoğlu daha sonra bana Suriye liderinin söz dinlemediğini ve şansın kaybedildiğini söyledi” ifadesini kullanan Tisdall, "Esad’ın baskısı artarken, Türkiye’nin İslamcı grupların da aralarında olduğu isyancıları desteklediğini" kaydediyor.
"Erdoğan, ektiğini biçiyor: Türkiye, Suriye’de felaketin eşiğinde" başlıklı yazıda, “Suriye’nin kuzeybatısında şu anda yaşananlar artık bir vekalet savaşından ibaret değil. İki komşu ülkenin direkt karşı karşıya olduğu bir savaş. Ve, Türkiye’yi, Esad’ın müttefiki Rusya’yla askeri anlamda karşı karşıya kalmaya itebilir" görüşüne yer veriliyor.
"Erdoğan’ın bağımsız gazetecilik üzerindeki baskısı düşünüldüğünde rakamları bilmek zor" diyen yazar, "Ancak gerçek farklı gibi görünüyor. El Monitor’da yazan askeri uzman Metin Gürcan’a göre ölen askerlerin sayısı 55" notunu paylaşıyor ve şöyle devam ediyor:
"Erdoğan direkt olarak Rusya’yı suçlamaktan imtina etti; Kremlin de sorumluluğu olduğunu kabul etmedi. Ancak, geçen perşembeden sonra, Türkiye’nin İdlib’in güneyi üzerinde uçan Rus uçaklarına yönelik saldırılarıyla başlayan olayların gidişatı başka şeye işaret ediyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Erdoğan’a ağır bir ders mi vermek istiyordu? Öyleyse işe yaramış gibi görünüyor. Erdoğan’ın umudu şimdi, Rus liderle yüz yüze görüşmesinde. Türkiye’nin kazanamayacağı, pahalıya mal olacak fikir ayrılıklarını engellemek istiyor. Putin, onun için vakit ayırmayı kabul ettikten sonra, bir ateşkes arayışı içinde perşembe günü Moskova’ya gidecek.
Ancak Putin geri adım atmasını sağlayacak bir ruh halinde olmayabilir. Rus birliklerin beş yıla yakın süredir angaje olduğu, Suriye’deki savaşın bitmesini istiyor. Kendi yayılmacı politikaları açısından ve Esad için İdlib’de, isyancıların elindeki son bölgede zafer istiyor.
Putin’in Erdoğan’ı zor durumdan kurtarma karşısında ödeteceği bedel kısmen ya da tamamen Türk askerinin İdlib’den çekilmesi olabilir. Sadece oradan değil Türkiye’nin işgali altındaki Fırat’ın batısındaki topraklardan da. Erdoğan’ın, Suriye’de güvenli bölge fikri ölmüş ya da ölmek üzere gibi görünüyor (…)"