Yaklaşık bir yıl önce yaşadığım bazı sıkıntı ve travmatik olaylar sebebiyle "theta healing" tekniğini almaya ve uygulamaya karar verdim. 

Theta healing; bilinçaltında bulunan negatif inançları sezgisel yolla ve bazı psikolojik soru teknikleriyle tespit eden bir bilinçalti terapi yöntemidi. İsmini "theta dalgası"ndan alır ve terapilerde, bu theta frekansina çıkardığı iddia edilen -Vianna Stibal’in bulduğu- bir meditasyon tekniği kullanılır.

Bir theta healing uygulayıcısı olmak için gerekli olan basic, advanced ve dig deeper sertifikalarını alıp, akabinde birçok atölye çalışmalarına katıldım. Bu süreçte yüzlerce his yüklemesi ve kod çalışmaları yaptım. 

Bu çalışmalara devam ederken bir yandan da bu tekniğin bilimsel, psikolojik ve dînî açıdan güvenilirliğini araştırmaya başladım. Araştırmalarım sürerken bir gün, bir arkadaşım bana theta healing tekniği üzerine yazılmış uzun bir makale gönderdi. 

O günden sonra okuduklarım kalbime yavaş yavaş büyük bir korku düşürmeye başladı ve aydınlık diye gittiğim yolda karanlıkta kalmaktan ciddi endişe duymaya başladım. 

Bu makaleyi okuduktan sonra bende bu tekniğin dinen uygun olmadığı yönünde bir kanaat oluşmaya başladı. Çünkü makalede bunun caiz olmadığı ve işin içinde cinler gibi farklı varlıkların olduğundan bahsediliyordu. 

Nasıl yani! diyordum kendi kendime, ben bu tekniği kullanarak günaha mı giriyorum? Peki ya doğruysa?  Neye göre inanacaktım ve gerçekten doğru neydi? Tekniği uygulayan birçok kişi kendine göre yorumlar yapıyor ve bunun dinen bir sakıncası olmadığını anlatmaya çalışıyordu. 

O dönemde sosyal medyada theta healing uygulayıcılarından oluşan bir çalışma grubumuz vardı ve herkes eğitimde anlamadıkları konularda sorular soruyor veya bu tekniği geliştirmeye yönelik birbirine yardımcı oluyordu. 

Kafamdaki tereddütlere rağmen yola devam ediyordum ama bir şeyler beni çoktan rahatsız etmeye başlamıştı. 3. gözü aktif etmeye yönelik ruh, beden, zihin ve alan okumaları yapılıyor ve eğitmenimiz de öğrencilerini bu sezgiselliği geliştirmeye yönelik sürekli teşvik ediyordu. 

Bazen okuması yapılan kişinin tüm mahrem bilgileri ortaya yazılıyor, doğru-yanlış diye karşılıklı yorumlar yapılıyordu. 

Diğer yandan artık olumsuz tüm düşünceler kod olayına dönmüş, nazar değmesi bile bilinçaltındaki koddan kaynaklı diye düşünülür olmuştu. Hasta olanlar şifa çalışması istiyor; atalar çalışması, alan temizleme, kırık ruh şifası, anne karnı şifası gibi teknikler uygulanıyordu. 

Artık saniyeler içinde gözünü kapatıp açan ve istenilen bilgilere ulaşan insanlar görüyordum. Bu şekilde çalışmalar yapıp iyi sonuçlar almayı da kuantum fiziğinin ”gözlemci sonucu değiştirir “ anlayışına ve theta dalgasının ‘AN’da iyileştirme özelliğine bağlıyorduk. 

Ancak en önemlisi de theta seviyesini; bilinçli şekilde dua ettiğimiz, Allah’a sorularımızı sorup, kolaylıkla cevaplarımızı aldığımız ve tanık olduğumuz zamanda şifânın gerçekleştiğine inandığımız yer olarak düşünüyorduk. Theta Healing’in kurucusu Vianna’nin felsefesine göre de bu seviye (hâşâ) Allah’ın olduğu seviye yani şartsız sevgi alanıydı.

Boğulmaya başlamıştım, ancak hâlâ şüphelerimi kendi zayıf düşüncelerime ve varlıklardan (cinler) korkmama bağlıyordum. Ellerimizi kaldırıp Allah’tan şifa talep ettiğimiz duaların yerini artık theta healing tekniğinin yöntemleri almaya başlamıştı. 

Sanki şiddetli bir rüzgâr vardı ve ben o rüzgâra karşı direnemiyor, adeta sürükleniyordum. Çevremde ve sosyal medyada gördüklerimi, hissettiklerimi bir türlü hazmedemiyor, vicdanen çok rahatsız oluyordum. Arkadaşlarıma gördüğüm sıkıntıları anlatmaya çalışıyordum, fakat bana genellikle söyledikleri "Kodlarını değiştirmen gerek." şeklinde oluyordu. 

Kendileri fark etmese de çevremde ve sosyal medyada bazı theta eğitmenlerinin ve uygulayıcılarının davranışlarında farklılık hissediyordum. İlham alma meselesi çok normal bir durummuş gibi aksettiriliyor, evliyâullâhın, hatta belki peygamberlerin bile söylemekten çekindiği sözler rahatça ifade ediliyor; yapmaktan, göstermekten çekindikleri davranışlar gayet rahat bir şekilde ortaya konuyordu. 

Aslında bu tarz bazı düşüncelere ben de sahiptim ve bu düşüncelerin normal olduğunu (tüm şüphelerime rağmen) kendime kabul ettirmeye çalışıyordum. Şu anda anlıyorum ki yaptığım bazı uygulamalar gerçekten hatalıydı ve tamamen bilgisizliğimden kaynaklanıyordu. 

Bu teknikle “cin kovma” gibi uygulamalar yapan arkadaşlarım oluyordu. Onlara normal gelse de hâlâ tehlikeli bulduğum ve şüphelendiğim noktalar var.

Bu dönemde sosyal medyada paylaşılan yazıları da inceliyor, iyi bir eğitmenim olmasına rağmen farklı eğitmen ve uygulayıcıların da fikirlerinden istifade ediyordum. Bu kişiler kendilerine sorulan sorulara cevaplar verip takipçilerine yol gösteriyorlardı. 

Bir gün takipçilerinden biri, bir theta healera; evde uzaylılar görmeye başladığını, bunun normal olup olmadığını sormuştu ve bu kişiye verilen cevap trajikomikti: "Bu çok güzel bir şey demek ki sana  mesajları var." 

Buna benzer tecrübeler çevremde de paylaşılmaya devam ediyordu. Mesela perileri görüp fotoğraflayan ve resimlerini paylaşan, meditasyon sırasında veya evinde farklı varlıklar  gördüğünü söyleyen ve onlar tarafından korkutulan kişilerle karşılaşıyordum.

3. gözümüzü zorla açıp mahiyetini bilmediğimiz varlıklar alanına girmeyi ve bu âlemlere açılmayı normal görmeye başlamıştık. Diğer taraftan da bu âlemlere açılmanın tehlikeli olduğunu düşünüyordum. Bize hiç zarar vermeyeceklermiş gibi rahat yorumlar yapılmasını da uygun bulmuyordum. 

Zira herkes aynı mukavemette değil ve bu tekniği kullanarak  bazı insanlar zarar görebilirdi. 

Mânevî olarak ilerlemeyi, Allah'a yakın olmayı ve bu dünyadaki yaşam amacımızı Theta Healing tekniğine göre yorumlayan ve bir an önce diğer modülleri de alıp yükselmeye çalışan insanların sayısı her geçen gün artmakta. 

Yağmuru kesen, zamanı kısaltan, geleceği gören, taşa, eşyalara yükleme yapan insanları gördüğünüzde şaşırmayın; çünkü bunlar bu tekniği uygulayanlar için normal ve Allah’ın bize lutfettiği kabiliyetler... Bütün bunlarla beraber; "Benim yaptığım herhangi bir şey yok, yapan Allah ve ben sadece vesileyim /gözlemciyim" cümlesi artık birçok uygulayıcı tarafından dile getiriliyor. 

4 yıl sonra belgelerin (herhangi ekstra bir üst modül almama durumunda) iptal olma korkusu ve theta healing tekniğinde daha çok gelişip ilerlemek için üst modüllerin alınması gerektiği düşüncesi eğitmenler tarafından uygulayıcılara sürekli vurgulanıyor ve teşvik ediliyor.

Bu durumları gördükten sonra elimde altın diye tuttuklarım sanki cam parçası olup elimi kanatmaya başlamıştı. Bir yandan da eğitimler için yaptığım masraflar ve harcadığım zamanı düşününce pişmanlıklar yaşıyordum. 

Giden paraların ve zamanın hesabını yapmak artık çok zor. Elindeki birkaç kuruşunu iyileşme umuduyla bu yola vermek isteyen insanlara, bu tekniğin dinî ve psikolojik boyutu tam araştırılmadan alınmamasını önemle tavsiye ediyorum. 

Çünkü bazı araştırmalarım ve tecrübelerimle de bu terapi yönteminin içinde dine aykırı birçok düşünce sisteminin olduğunu görüyor ve program dahilinde uygulayıcılara verilen psikolojik eğitimlerin de terapi açısından yetersiz kaldığını düşünüyorum.

Bir theta healing uygulayıcısı olmuş ve bu vesileyle ciddi bir para kazanacakken bu tekniği uygulamayı bırakmış biri olarak bu işe girmek isteyenlere veya içinde olanlara gördüğüm tehlikeli ve şüpheli yönleri söylemeyi ve bunlardan haberdar etmeyi bir insanlık vazifesi olarak görüyorum.

Yüreğimde derin bir üzüntü ve korku var. Sanki bu yol dinî meselelere bakışımızı da değiştiriyor, kader anlayışımızı etkiliyor ve bazı dinî değerlerimiz üzerine yeni modeller getiriyor. 

Şu ana kadar araştırmacı ilahiyatçılarla yaptığım görüşmeler ve okuduğum kaynaklar da bu düşüncelerimi doğrular nitelikte.

Elbette bu tekniğin bana faydaları oldu; kendimi keşfetmeme ve farkındalık yaşamama vesile oldu ama bunlar ‘anında’ (iddia edildigi gibi “theta dalgasi”sayesinde) değil; aylar süren yüzleşmelerim; olaylara, kişilere bakış açımı değiştirmem ve okuduğum psikoloji kitapları ve eğitimleri sayesinde oluştu. Yaptığım bir araştırmayla da bu meditasyonla böyle bir seviyeye çıkılmadığını öğrendim.

 

Son olarak; his yüklemelerinin aslında, kendini anlık rahatlatma (anlık telkin) olduğunu ve kalıcı bir çözüm olmadığını tecrübelerimle söyleyebilirim. Kod çalışmalarına gelince; eğer gerçekten bu çalışmaların etkisi olsaydı bugün bu yazıyı size yazamıyor olacaktım. 

Zira bu düşünceleri bırakmak ve değiştirmek için de çok çalışmıştım.