Davutoğlu'nun konuşmasını bitirince Kıılıçdaroğlu'nu dinlemeden salonu terketmesi dikkatlerden kaçmadı.
İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından önemli satır başları;
Sizin vaatleriniz ne dedin ama dinlemeden gittin. Burada olsaydın öğrenirdin. Ama sözüm söz bildirgemizi Sayın Davutoğlu'na anlatacağım.
İzin verin size 'dostlarım' diyeyim.
Beni gerçekten üzen bir konu var. Bir ülkenin Başbakan'ı başka bir ülkeyle ilgili açıklama yapar, ve bu ülke tarafından yalanlanırsa bu beni üzüyor. Bu makamlar çok önemli makamlardır. O makamlarda oturanlar neyin ne olduğunu bilmek zorundadır.
Saygınlığı olan bir ülkenin cumhurbaşkanı yalanlanmamalıdır.
Irak ve Suriye politikasının bize maliyeti 16 milyar dolardır. Can ve mal güvenliğinin olmadığı bir ülkede siz büyümeyi bekleyemezsiniz.
Makul şüphe ifadesi getirildi yeni düzenlemede. Buna göre makul şüpheyle siyasilere laf ederseniz, sizi göz altına alabilirler. Şirketinizi kapatabilirler, mal varlığınıza el koyabilirler. Böyle bir demokrasi nerede var.
Sizin için de özel bir yasal altyapı oluşturuldu. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir sistemi sizin üzerinizde oynamak istiyorlar. Makul şüphe. Can ve mal güvenliğinin olmadığı bir yerde, siz yabancı sermayeyi , büyümeyi bekleyemezsiniz.
TÜRK TİPİ BAŞKANLIK
Şimdi bir de Türk tipi bir başkanlık sistemi getirmeye çalışıyorlar. Valiyi o atacayacak, milletvekilini o atayacak. O zaman kuvvetler ayrılığına ne gerek var. Zaten başkanlık isteyen de yargı ve hukuk ayak bağı oluyor demişti.
SEÇİM BARAJI
Milli irade istiyorsak öncelikle yüzde 10 seçim barajını kaldıracağız. Milletvekilleri adaylarının kapalı kapılar arkasında oluştuğu siyasi rejimi değiştireceğiz.
İÇERİYE ALINMAYAN BASIN MENSUPLARI VAR
Medyası özgür olmayan bir ülkede, gerçek demokrasi olmaz. Medyası özgür olmayan bir ülkede, gerçek demokrasiden söz edilemez. Aman sesimi çıkarmayayım, yarın vergi müfettişleri kapıma gelmesin diyen medyanın olduğu bir ülke, demokrasiden nasibini almamıştır.
Demokrasi şudur: devletin kurumlarına sıcak siyasetin müdahale edemediği alanların genişletilmesidir. Genişleteyim. Eğer merkez bankası varsa, sıcak siyaset buna müdahale etmemelidir. Araçlarına müdahale etmemelidir. Tabii ki hedef gösterecektir, enflasyon hedefini aşağı çek diyecektir ama doğrudan araçlarına müdahale ederse orada demokrasi yoktur. Mesela kamu ihale kurumu. Gidip bu ihaleyi şu kişiye verin derseniz, o ülkede demokrasi yoktur. Kamu ihale mevzuatında, son 10 yılda 140’ın üzerinde değişiklik yapıldı. İki ihale yapıldı ikisi de iptal edildi. Neden fiyatı düşük diye. Sonra daha düşük bir teklife başkasına verildi
TOBB’A SİTEM
Ben isterdim ki TOBB yönetimi buna itiraz etsin. Sayın başbakan ihalede yasal bir sıkıntı varsa iptal edin desin, ama demediler. İhaleyi iptal ediyorsunuz ama yandaşa vermek için iptal ediyorsunuz.
Şimdi size bir soru sormak istiyorum değerli arkadaşlarım, gerçekten mutlu musunuz? Gerçekten sabahları gazeteleri ürkerek mi alıyorsunuz? Bunun nedeni demokrasi eksikliğidir. Bizim demokrasimiz hibrit demokrasidir. Ülkedeki huzursuzluğun nedeni demokrasi ve özgürlük eksiğidir.
SÖZÜM SÖZ
CHP iktidarında bu ülkede birinci sınıf ekonomi için ne gerekiyorsa yapacağız, sözüm söz, sözüm sözdür.
Biz elbette ortadoğuya sırtımızı dönmeyeceğiz, ama biz Müslüman bir ülke olarak uygar dünyanın bir parçası olan ortadoğunun örnek aldığı, iç barışı olan, zenginleşen, sanayicisinin, çiftçisinin ürettiği bir ülke olmak istiyoruz.
Bu tablo bizi nereye götürdü. Orta gelir ve orta teknoloji tuzağına götürdü. Orta teknoloji tuzağına yakalandık. 500 büyük firmayı çıkardım. 500 büyük firmanın yarattığı katma değerde teknoloji oranı yüzde 2. Diğer ülkelere bakalım. İsrail yüzde 11, Malezya yüzde 15, Güney Kore yüzde 25. Bu orta teknoloji tuzağıdır.Ekonomik özgürlük endeksinde Türkiye 178 ülke arasında 70. Olduk. Altı sıra geriledik. Yolsuzluk endeksinde nerelerde olduğumuz belli. Onu zaten siz de biliyorsunuz.
Konyadan küçük Hollanda, Türkiye’den daha fazla ihracat yapıyor. Güneş var, toprak var, rüzgar var. Neyimiz eksik. Eksik olan siyaset arkadaşlar. Üretmek yerine tüketmeyi hedef alan bir ekonomi politikası izledik. Sadece İstanbul’daki AVM sayısı, Londra, Paris’teki AVM sayısından daha fazla.
Ne yapacağız diye soruyorlar ya. 4 ayaklı bir strateji izlemeliyiz. Devletin saydamlığı esas olacak ve hükümet hesap vermesini bilecek, öğrenecek.
YENİ ANAYASA
Yeni bir anayasayı elbette yapacağız. Modern bir anayasa yapacağız. 12 eylül anayasasının basın özgürlüğü ile ilgili maddesi var. Darbe anayasası basın hürdür sansür edilemez diyor. Darbe anayasasında bile bu diyor. Şu anda basın özgürlüğüne inanmamız lazım. İngiltere’de yazılı anayasa yok. Demokrasi yok mu İngiltere’de. Demokrasinin beşiğidir diyorlar orada. Neden orada siyasi kirlilik yok. Sözüm söz iktidara gelişimizin hemen ardından siyaseti kirlilikten temizleyeceğiz. Birinci ayak bu.
İkinci ayak. Üreteceğiz. Katma değeri yüksek ürün üreteceğiz. Soru 3. Katma değeri yüksek ürünü nasıl üretiriz. Üniversitelerin eğitim sistemini değiştirerek olur. Eğer siz düşünen, bilgi üreten adamı cezalandırırsanız, o ülke yükselemez. Biz YÖKü kaldıracağız. Üniversitelerde her türlü düşünce özgürce tartışılacak.
Benim en önemli şahidim Bülent Arınç. Arınç 'israf olmasa belki vergi almaya gerek kalmazdı' dedi.