New York Post’un makalesi, ABD ile Erdoğan yönetimi arasındaki derin çatışmayı gözler önüne seriyor. Bu gerilim, özellikle Suriye’deki Kürt oluşumlarına yönelik ABD’nin desteği ile Ankara’nın bu oluşumları doğrudan bir güvenlik tehdidi olarak görmesi arasında yaşanan sürekli anlaşmazlıkla daha da belirginleşiyor.

Gazete yazısında şu ifadeleri kullandı: “Esad rejiminin çöküşüyle birlikte, Türk ordusu ABD tarafından desteklenen Kürt güçlerin kontrolündeki kuzey Suriye’nin Menbiç şehrine saldırı başlattı. Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı savaşan isyancı gruplara destek sağlamak için savaş uçakları gönderdi ve bir Türk insansız hava aracı Kürtlerin askeri üssünde patladı.”

Haberde, bu saldırılarda en az 22 SDG üyesinin hayatını kaybettiği, 40 kişinin ise yaralandığı belirtildi. Pazartesi günü Kürt güçlerinin Menbiç’ten çekilmesinin ardından Türk destekli grupların şehrin kontrolünü ele geçirdiği vurgulandı.

Gazete, Washington’un Erdoğan’a karşı bir şeyler yapması gerektiğini ifade ederek, “Eğer Biden yönetimi bunu yapmazsa, göreve başlayacak olan Trump ekibi bu işi üstlenmeli” şeklinde bir çağrıda bulundu.

New York Post, Suriye’deki Kürt güçlerinin ABD’nin müttefiki olduğunu hatırlatarak, bu güçlerin IŞİD ve diğer terörist grupların yeniden ortaya çıkmasını engellemeye yardımcı olduğunu belirtti. Bölgede kontrolü sağlamak için yaklaşık 900 ABD askerinin Kürtlerle birlikte çalıştığını vurgulayan gazete, Türkiye’nin NATO üyesi ve ABD’nin teknik olarak bir müttefiki olmasına rağmen Erdoğan hükümetini tüm Amerikan askerlerini tehlikeye atmakla suçladı.

Gazete, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in, Erdoğan’ın “kendi bağımsız devletlerini kurmak isteyen aşırı uç Kürt ayrılıkçılar” nedeniyle uzun süredir devam eden güvenlik endişeleri olduğunu kabul ettiğini aktardı. Ancak ardından şu yorumu yaptı: “Erdoğan’ın açıkça, Beşar Esad rejiminin çöküşüyle oluşan güç boşluğunu kendi nüfuzunu artırmak için kullanmaya çalıştığı görülüyor.”

Gazete ayrıca, Washington Yakın Doğu Politikası Enstitüsü’nden Devorah Margolin’in şu sözlerine yer verdi: “Erdoğan ve Suriye’deki vekil grupları, mevcut kaosu kendi lehlerine kullanıp SDG’yi ve müzakere gücünü zayıflatarak haritayı Türkiye’nin çıkarlarına uygun şekilde yeniden çizmek istiyor. ”

Gazete, Erdoğan’ı Ortadoğu’da “rahatsız edici bir güç” olarak tanımlayarak, İsrail gibi başka bir ABD müttefikine karşı “şiddetli düşmanlık” sergilediğini iddia etti. Ayrıca, Erdoğan’ın Rusya ile yakın ilişkiler kurarak S-400 hava savunma sistemi gibi kritik askeri ekipmanlar satın aldığını da hatırlattı.

Makale, Erdoğan’ın iç politikalarına yönelik eleştirilerle devam etti. Gazete, Erdoğan’ın gazetecilere ve muhaliflere sert baskılar uyguladığını ve ülkesindeki farklı topluluklara karşı acımasız davrandığını da vurguladı. 

Makalenin sonunda, Suriye’deki durumun Trump’ın göreve başlayacağı altı hafta boyunca sakinleşmeyeceğini öngören gazete, Trump’a Erdoğan’a yönelik sert bir mesaj göndermesi gerektiğini ifade etti. “Trump, Erdoğan’a – hiçbir yanlış anlamaya mahal vermeyecek şekilde – Ortadoğu’da ABD güçleri ve müttefiklerini tehlikeye atan herhangi bir Türk saldırganlığının tolore edilmeyeceğini açıkça belirtmeli. Türk lider, ya dikkatli adımlar atmalı ya da 20 Ocak’tan itibaren sonuçlarına katlanmaya hazır olmalı” ifadeleriyle yazıyı sonlandırdı.