Amerika’da kadınlar için birçok hukuki engelin kaldırılmasında önemli rol oynayan Ginsburg’ün yaşamını yitirmesi makemede yerine geçecek isimle ilgili tartşmaları da beraberinde getirdi.
Seçime bu kadar kısa süre kalmışken Başkan Donald Trump ve Cumhuriyetçilerin Ginsburg’ün yerinin doldurulması için harekete geçmesi Demokratlar’ın tepkisini çekmiş durumda.
1993 yılında dönemin Demokrat Başkanı Bill Clinton tarafından aday gösterilip Anayasa Mahkemesi üyeliğine atanan Ruth Bader Ginsburg’ün 87 yaşında hayatını kaybetmesi ülkede bir başka tartışmayı başlattı.
Mahkemenin en liberal üyesi olarak nitelenen ve çalışma hayatı boyunca kadın haklarının gelişmesi için çaba harcayan Ginsburg hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler arasında saygın bir isimdi. Sevenleri iki gün boyunca Anayasa Mahkemesi’nde naaşının önünden geçerek saygılarını gösterdi.
Naaşı Kongre’ye de getirildi. Kongre’de bir tören düzenlendi. Naaşı Kongre’ye getirilen ilk kadın oldu.
Yaşamını yitirmesiyle de mahkemede yerine geçecek isimle ilgili tartışmalar hemen başladı.
Ülkede ismi efsaneleşmiş bir kişinin yerine kim geçebilirdi?
Demokratlar bunun 3 Kasım’daki seçime kısa süre kala tartışılmasına bile karşı çıktılar.
Demokratlara göre Ginsburg’ün yerine geçecek ismi 3 Kasım’da seçilecek başkan önermeli.
Demokrat Parti başkan adayı Joe Biden, “Açık konuşayım, seçmenler başkanı seçmeli, başkan da Senato’nun değerlendirmesi için hakimi belirlemeli” ifadelerini kullandı.
Ginsburg de, torununun anlatımına göre seçimden sonra yerine ismin belirlenmesini istemişti.
Ancak Cumhuriyetçiler aynı fikirde değil. Ginsburg’un yerine birinin atanması için hemen harekete geçtiler.
4 yıl önceyse benzer durumda farklı açıklamalar yapmışlardı.
Dönemin Demokrat Başkanı Barack Obama seçime 10 ay varken Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday isim önermiş ancak Senato’da çoğunlukta olan Cumhuriyetçiler seçim sürecini gerekçe göstererek adayı değerlendirmeye bile almamıştı.
O dönemde Cumhuriyetçilerin ortak söylemi seçimler yaklaşırken buna halkın karar vermesi gerektiği şeklindeydi.
Hatta Güney Carolina senatörü Lindsey Graham daha da ileri giderek bir Cumhuriyetçi başkanın seçim döneminde Anayasa Mahkemesi’ne aday göstermesine karşı çıkacağını bile söylemişti.
Graham, şimdi Senato Adalet Komisyonu Başkanı ve Trump’ın adayının bir an önce Senato’da oylanmasını sağlamak için gün sayıyor.
Virginia Ünivesitesi Başkanlık Direktörü Çalışmaları Direktrü Dr. Barbara Perry, “Cumhuriyetçiler’in Senatör McConnell liderliğindeki riyakarlığı şok edici. Barack Obama Beyaz Saray’dayken Scalia öldüğünde izledikleri politikanın tam tersini takip ediyorlar. Koltuğu 400 gün boyunca açık bıraktılar ve şimdi yeni ismin atanması için zorluyorlar” diyor.
Demokratların Ginsburg’un yerine geçecek ismin Trump tarafından belirlenmesine karşı olmalarının birkaç nedeni var.
Birincisi seçime çok kısa bir süre kalması.
Anketlerde bile halkın önemli bir bölümü ki aralarında Cumhuriyetçi seçmen de var Ginsburg’ün yerine geçecek ismi seçilecek başkanın aday göstermesi gerektiğini belirtiyor.
İkincisi Anayasa Mahkemesi’nde dengelerin değişecek olması.
9 üyeli mahkemede 5-4 muhafazakarların üstünlüğü bulunuyordu. Bununla birlikte mahkeme başkanı John Roberts bazı kararlarda liberal üyelerle birlikte hareket ediyordu.
Ancak Trump’ın adayı mahkemeye seçildiği takdirde liberallere Roberts’ın da desteği yetmeyecek. Ülkenin kaderiyle ilgili birçok karar artık muhafazakar hakimlerin ezici çounlukta olacağı bir mahkemede değerlendirilecek ve kararlar da büyük ihtimalle bu yönde çıkacak.
Obamacare olarak bilinen sağlık sigortası, kürtaj, dreamers olarak nitelenen ve çocuk yaşta Amerika’ya gelip bu ülkede yasal statü bekleyenlerle ilgili konular yeni dönemde mahkemenin önüne gelecek bazı önemli konulardan birkaçı.
Anayasa Mahkemesi üyelerinin ömür boyu atandığı da düşünüldüğünde Demokratlar yakın dönemde mahkemedeki dengeleri değiştiremeyebilir.
Trump’ın Beyaz Saray koltuğuna oturmasından bu yana Cumuriyetçiler’in çoğunlukta olduğu Senato aracılığıyla federal mahkemelere atadığı hakimler ve üstüne bir de Anayasa Mahkemesi’nde elde edilecek bir koltuk daha ülkede yargı tarafsızlığı tartışmalarını alevlendirecek gibi...
Tabi bir de yaklaşan seçimler.
Dr. Barbara Perry, “Bunun seçmeni nasıl etkileyeceğini bilmiyoruz. Mahkemedeki liberal ve muhafazakar üye dengesi sınırda olduğu için iki taraf da Anayasa Mahkemeleri atamalarıyla ilgili. Anketler çoğunluğun Joe Biden’ın aday göstermesinden yana olduğunu ortaya koysa da bunun sandığa tam olarak nasıl yansıyacağı belirsiz” diyor.
Trump’ın aday gösterdiği Amy Coney Barrett önce Senato Adalet Komisyonu’ndan onay olmak durumunda ardından da Senato’da oylama yapılacak. Cumhuriyetçiler Senato’da çoğunlukta ve bazı Cumhuriyetçi senatörler seçime yaklaşırken aday gösterilmesine karşı olduklarını belirtseler de bunun sonucu etkilemesi pek beklenmiyor.
Demokratlar itiraz etse de ellerinde fazla seçenek de görünmüyor.
Yeni dönemde Amerika’yı özellikle Demokratlar’ın tepkisini çekecek, tartışmalara neden olacak mahkeme kararları bekliyor gibi.