Hakimlik, Fincancı'nın tutuklanmasına karar verdi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) kimyasal silah kullandığına dair iddianın araştırılması gerektiğini dile getirmesinin ardından hakkında soruşturma başlatılan Fincancı, sözlerinin basın meslek ilkelerine uymayacak şekilde çarpıtıldığını söylemişti.
Fincancı'nın ifade vermek için savcılıktan haber beklediği, ancak gözaltı işleminin buna rağmen ani bir şekilde sabah saatlerinde polis baskınıyla gerçekleştirildiği bildirilmişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ayrıca, 'terör örgütü propagandası yapmakla' suçladığı Fincancı ve Türk Tabipleri Birliği yönetiminin görevden alınması için de nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne talepte bulunduklarını duyurmuştu.
Avukatından açıklama geldi: Şebnem Korur Fincancı'nın babası ve dedesi asker, evde bulunan merminin kendisiyle alakası yokAvukatından açıklama geldi: Şebnem Korur Fincancı'nın babası ve dedesi asker, evde bulunan merminin kendisiyle alakası yok
TTB MERKEZ KONSEY ÜYELERİ, ADLİYEYE ALINMADI
TTB Merkez Konsey üyeleri ve emek-meslek örgütü temsilcileri, Fincancı'ya destek olmak ve ifade sürecini takip etmek üzere sabah saatlerinde Ankara Adliyesi'ne gitti; ancak girişlerine 'izin verilmedi'.
Sürüklenerek ve iteklenerek dışarı çıkartılan temsilciler, "Şebnem Hoca yalnız değildir", "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganları attılar.
Türk Tabipleri Birliği'nin resmi Twitter hesabında yapılan paylaşımda yaşananlara ilişkin şu bilgiler verildi:
"Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın ifade sürecini takip etmek üzere adliyeye gelen Merkez Konseyi üyelerimiz ve emek-meslek örgütlerinin temsilcileri, darp edilerek ve gerekçe gösterilmeksizin binaya alınmadı. Saldırıyı kınıyor, Şebnem Hocamızı yalnız bırakmayacağımızı yineliyoruz."
GAZETECİLERİN KİMLİKLERİ TOPLANDI: TALİMAT VAR
Polis 'müdahalesinin' ardından Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik’in de aralarında olduğu meslek örgütleri binanın önünden uzaklaştırılırken, ifadeyi takip etmek isteyen gazetecilerin de "Talimat var" denilerek kimlikleri toplandı.
GÖZALTILAR VAR
Öte yandan KESK, Ankara Adliyesi önünde birçok kişinin gözaltına alındığını duyurdu.
Bu isimler şöyle sıralandı; KESK MYK üyesi Döne Gevher Koyun, SES MYK üyesi Gönül Adıbelli, önceki dönem TTB MYK üyesi Selma Güngör, TTB Tıp Öğrencileri kolundan Helin Çakır ve Şirvan Çeliker.
NE OLMUŞTU?
TTB Başkanı Fincancı, Irak'ın kuzeyinde PKK'ya yönelik yürütülen askeri operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığı iddialarına ilişkin görüntüleri incelediğini belirterek, "Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik-zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Her ne kadar kullanılması yasak olsa da çatışmalarda kullanıldığını görüyoruz” ifadesini kullanmıştı.
Konuşmasında bağımsız heyetlerin bölgede inceleme yapmasının uluslararası sözleşmeler gereği zorunlu olduğunu belirten Fincancı, şunları kaydetmişti:
"Uluslararası sözleşmelerin uygulanması ve kimyasal silahların kullanımını yasaklayan Cenevre Sözleşmesi kapsamında böyle bir iddia ortaya çıktığında nasıl bir araştırma yapılacağı da Minnesota Protokolü’nün ilkelerinin ele alınması gerekiyor."
SORUŞTURMA AÇILDI
Bunun üzerine iktidara yakınlığıyla bilinen isim ve medya kuruluşlarınca hedef haline getirilen Fincancı, sözlerinin çarpıtıldığını belirtmiş; ancak yine de soruşturmayla karşı karşıya kalmıştı.
ERDOĞAN VE BAHÇELİ HEDEF GÖSTERDİ
Gelişmelerin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli de şunları söylemişti:
Erdoğan: "(...) Bakanlarımıza, Tabipler Birliği başta olmak üzere meslek örgütlerinde yeni yapıya geçilmesine yönelik mevzuat çalışmalarının hızlandırılması talimatı verdik. Gerekirse yasal düzenlemeyle bu ismin değişmesini sağlayacağız."
"Böyle bir şahsın adı Türk’le başlayan kurumun başında olmasını milletimizin tüm fertlerini rahatsız ettiğine inanıyorum."
Bahçeli: "(...) Türk askerine hainlerin ve zalimlerin ağzıyla kimyasal silah çamuru atanları, mesela Türk Tabipleri Birliği Başkanı’yla diğerlerinin Türk vatandaşlığından çıkarılması, vatansız ve ülkesiz olmaya mahkum edilmesi akla en yatkın yollardan birisidir. Zira tahammülümüz bitmiş, sabır taşımız çatlamıştır. Türk Tabipleri Birliği’nin tıpla, hekimlikle, sağlıkla uzaktan yakından ilgisi kalmamıştır."