Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), enflasyonu olduğundan düşük hesapladığı gerekçesiyle Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) başkan ve yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu. KESK, TÜİK yöneticilerinin ‘resmi evrakta sahtecilik’ suçundan cezalandırılmasını talep etti.
KESK’in Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği suç duyurusu dilekçesinde, “TÜİK, kamu gücü ve kamu kaynaklarını kullanarak elde ettiği verileri, gerçeğe aykırı olarak işlemektedir. Bağımız ve tarafsız, alanında uzman ekonomist bilirkişilerce hesaplanacak olan gerçek enflasyon oranları, TÜİK yetkilileri tarafından resmi belgede sahtecilik suçunun işlendiğini şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya koyacaktır” denildi.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre dilekçede şunlar kaydedildi:
“İstatistik bilimi ve tabii ki TÜİK, oldukça önemli ve ikamesi olmayan veriler üretmektedir. Bu istatistik veriler sayesinde devlet, daha adaletli bir şekilde karar alıcı ve denetleyici görevini yerine getirebilir. Tüm karar alma süreçlerini etkileyen istatistiklerin ve istatistiki yöntemlerin bakanlılarda ve kamu kurumlarında kullanılması olmazsa olmaz kuralıdır. İstatistiki bilgi olmadan devletin gelecek planlaması, etki analizi, denetleme görevi ve yatırım planlaması görevlerini yürütmesi düşünülemez.
Devlet kurumlarından biri olan TÜİK’in görevlerinin en başında da ürettiği istatistiklerde adaletli olması gerekir. Bu adaleti de ürettiği istatistik göstergeleri güvenilir, yansız, kaliteli, uluslararası standartlara uygun, kıyaslanabilir, tutarlı, güncel ve toplumun ihtiyaç duyduğu verileri üretilmesi sayesinde sağlayabilir. Bu nedenle TÜİK’in ürettiği enflasyon rakamları da devletin ekonomik anlamda daha adil yönetilmesi için gerekli verilerden biridir.
“ÖZEL ARAŞTIRMA ŞİRKETLERİNE GÖRE HALKIN YÜZDE 79’U RESMİ ENFLASYON RAKAMINA İNANMIYOR”
Çünkü enflasyon, mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki değişim oranlarının izlenmesinde, ödeme sözleşmelerinin vade farklarının hesaplanmasında, satın alma gücü değişiminin bulunmasında, ekonomik ya da parasal değer serilerinin deflate reel değerinin bulunmasında, verimlilik, karlılık ve muhasebe hesaplarında, Merkez Bankası’nın para politikalarında, hükümetlerin alacağı ekonomik tedbirlerin belirlenmesinde, ekonominin gidişat için bir gösterge olmasında, hükümetlerin ekonomik politikalarının belirlenmesinde, ücretlerin ve fiyatların ayarlanmasında, milli muhasebe hesaplarında, fiyat analizlerinde, ticari faaliyetlerin yönlendirilmesinde, kira kontratlarının artış oranlarının belirlenmesinde gösterge olarak kullanılmaktadır. Ancak TÜİK verilerine kamuoyunda güven kalmamıştır. TÜİK verilerine güven 2003 yılından itibaren adım adım düşerek bugün hiç kalmamış olacak ki sadece bir şirketin değil, birçok kamuoyu araştırma şirketinin yaptığı anketlerde, yurttaşlarımız yüzde 70’in üzerinde bir sonuç ile kurumun açıkladığı rakamlara inanmadığını ortaya koymaktadır. Bazı özel araştırma şirketlerine göre halkın yüzde 79’u resmi enflasyon rakamına inanmıyor. Halkın yüzde 43’ü ise enflasyon rakamlarının yüzde 40’ın üzerinde olduğuna inanıyor.
“ENFLASYON ÇELİŞKİSİ KAMUOYUNUN TÜİK'E OLAN GÜVENİNİ İYİCE YİTİRMESİNE NEDEN OLMAKTADIR”
Ayrıca Aralık 2020’de TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyon her ne kadar yüzde 14,60 olsa da bir de hissedilen enflasyon var. 2021 yılı başında TÜİK, düşük gelirlilerin hissettiği enflasyonun en düşük yüzde 22 olduğunu açıkladı ve hükümet de bunu kabul ederek 2021 yılı başında asgari ücrete yüzde 21 zam yapmıştı. Bu durum 2021 yılında da devam etmektedir. Resmi yıllık enflasyon her ne kadar Kasım 2021’de yüzde 21,31 olsa da hükümet, 2022 yılında geçerli olacak asgari ücrete yüzde 50,4 oranında zam yapmıştır. 2020 Aralık-2021 Aralık arasındaki dolar kuru artışı, tüm dalgalanmalar göz ardı edilse bile yüzde 51,11’dir.
Merkez Bankası’nın 50 katılımcıyla gerçekleştirdiği anket de enflasyon için fikir veriyor. 2021 yılında TÜFE beklentisi, bu anket döneminde yüzde 23,85 olarak açıklanmıştır. Öte yandan, Ekim 2021 de Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) yıllık yüzde 34,26 ve Kasım 2021 Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE) yıllık yüzde 24,35 artması ile Sanayii Yİ-ÜFE yıllık rakamının yüzde 54,62 olması da göz önüne alındığında, TÜİK'in açıkladığı rakamlar arasında bile enflasyon çelişkisi kamuoyunun TÜİK'e olan güvenini iyice yitirmesine neden olmaktadır.
TÜİK tarafından 03/12/2021 tarihinde açıklanan enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığı açıkça ortadadır. Tüm yurttaşların derinden hissettiği ekonomik krizin siyasi etkilerini azaltmak amacıyla objektif olması gereken kurumun, enflasyon oranını gerçeğe aykırı olarak düzenleyip kamuoyuna açıklaması kurumun ilkeleri ile de bağdaşmamaktadır. Oysa TÜİK' in görevi gerçek rakamları açıklamaktır. Ülkemizde yurttaşlarımızın hissettiği yıllık enflasyon oranı (TÜFE) yüzde 50'nin üzerinde iken TÜİK tarafından kasım ayı verilerine göre yıllık enflasyon oranı yüzde 21,31 olarak açıklanmıştır.
TÜİK, kamu gücü ve kamu kaynaklarını kullanarak elde ettiği verileri, gerçeğe aykırı olarak işlemektedir. Bağımız ve tarafsız, alanında uzman ekonomist bilirkişilerce hesaplanacak olan gerçek enflasyon oranları, TÜİK yetkilileri tarafından resmi belgede sahtecilik suçunun işlendiğini şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya koyacaktır.
“GERÇEK ENFLASYON ORANLARININ ALANINDA UZMAN BİLİRKİŞİLERCE HESAPLATILMASI TALEBİMİZDİR”
Savcılığınız tarafından, bahsi geçen suç şüphesi üzerine soruşturma başlatılması ve gerçek enflasyon oranlarının alanında uzman bilirkişilerce hesaplatılması talebimizdir.
Şikayetimize konu belgeleri düzenleme yetkisi TÜİK’e kanunla verilmiştir. Bu nedenle bu konuda tekel olan TÜİK’in verileri, sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğindedir. Bu yönüyle işlenen suç, TCK 204/2,3 gereğince cezalandırılmalıdır.
‘(1) Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.’
5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanunu’nda TÜİK'in kuruluş amacı, ‘Resmi istatistiklerin üretimine ve organizasyonuna ilişkin temel ilkeleri ve standartları belirlemek, ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlarda veri ve bilgilerin derlenmesini, değerlendirilmesini, gerekli istatistiklerin üretilmesini, yayımlanmasını, dağıtımını ve Resmi İstatistik Programında istatistik sürecine dâhil kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak’ şeklinde tarif edilmektedir.
Yine aynı Kanun'un 4’üncü maddesinde, ‘Resmi istatistiklerin kalitesinin geliştirilmesi için program kapsamında üretilen istatistikler, güvenilirlik, tutarlılık, tarafsızlık, istatistiki gizlilik, güncellik ve şeffaflık ilkelerine göre hazırlanır ve uygulanır. Resmi istatistiklerin gerçekleri yansıtmasının sağlanması, tüm kullanıcılara tarafsız ve eş zamanlı olarak sunulması, gizlilik ilkesine riayet edilmesi, kamuoyunun bilgi edinme hakkının gözetilmesi temel esaslardır’ cümlesiyle verilerin ve istatistiki bilgilerin güvenilirliği, gizliliği ve erişilebilirliğinin temel esas olduğu ifade edilmiştir. Bu sebeple bilgi güvenliğinin sağlanması, TÜİK'in varoluş nedeni olan vazifelerin ifası, yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve kurumsal itibar açısından son derece önemlidir. İzah edildiği üzere ihbar edilen kurum yetkilileri 5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanunu’nun amaç ve ilkelerine aykırı hareket etmektedirler.”