Özbek uyruklu Nadira Kadirova'nın 23 Eylül'de yaşamını yitirdiği olayla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada, 2 Mart'ta takipsizlik kararı verilmişti.
Başsavcılığın söz konusu kararına, ailenin avukatı tarafından itiraz edildi. İtiraz dilekçesinde, delillerin özensiz ve dikkatsizce toplandığı ileri sürülerek, takipsizlik kararın kaldırılması talep edildi.
Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliği, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda itirazın reddine karar verdi. Böylece takipsizlik kararı kesinleşmiş oldu. Mahkemenin ret gerekçesinde, “takipsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu” belirtildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen takipsizlik kararında, “Kadirova'nın, Şirin Ünal'a ait silahı ve bir adet mermiyi dolap içerisinden alarak sakladığı, olay günü odasının kapısını kilitleyerek söz konusu silahı kalp üzerine dayayıp bir el atış yapmak suretiyle intihar ettiği” belirtilmişti.
Olay öncesinde intihara karar verdiği ifade edilen Kadirova'ya yönelik cinsel saldırı iz ve emaresine rastlanmadığı aktarılan takipsizlik kararında, “Kadirova'yı intihara azmettiren, teşvik eden, intihar kararını kuvvetlendiren ve intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi ya da kişilerin bulunmadığı anlaşılmıştır" tespitlerine yer verilmişti.
Kadirova'nın avukatı AYM'ye gidileceğini açıkladı
Takipsizlik kararına dilekçeyle itiraz eden ailenin yeni avukatı Prof. Dr. İlyas Doğan, dosyada gördüğünü belirttiği "hem usul hem de maddi eksikliklere" yer verdiği itiraz dilekçesini Salı günü Ankara Sulh Ceza Hakimliği'ne sundu.
Şirin Ünal'ın avukatı Didem Sağın Karaman ise BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, Kadirova ailesinin avukatlarının "dosyayı görmeden" bu iddialarda bulunduğunu savundu.
'Cinsel saldırı' suçu iddiasıyla takibat başlatılması istendi
Avukat Doğan, takipsizlik kararına itiraz dilekçesinde bir "cinsel saldırı suçunun" mevcut olduğunu söyleyerek, "Bu suçun faili aynı zamanda maktulün patronu konumundaki Şirin Ünal'dır" ifadelerini kullanıyor. Doğan'ın bu iddiasının temellerinden biri, Adli Tıp Raporu'na göre Kadirova'nın otopsi alınan mahrem bölgesinde PSA'nın (prostat spesifik antijen) bulunması. Bu antijenin normalde erkeklere özgü bir bulgu olduğunu, kadınlarda bulunmasının çok nadir olduğunu söyleyen Doğan, "PSA'nın kime ait olduğu araştırılmamıştır. Orada tek bir erkek vardı, o da Şirin Ünal. En azından bir karşılaştırma yapılması gerekirdi" diyor.
Ünal'ın avukatı Karaman ise BBC Türkçe'ye, PSA karşılaştırmasının yapıldığını söyledi, "O madde Nadira Kadirova'ya ait çıktı, bunu da daha sonra Adli Tıp'a sordular, bazı bünyelerde olabileceği ortaya çıktı" dedi.
Silahta parmak izi bulunamadı
Olayla ilgili bir diğer ayrıntı ise Kadirova'nın ölümüne yol açan Şirin Ünal adına kayıtlı Baretta marka yarı otomatik tabancada parmak izinin tespit edilememesi. Takipsizlik kararına da giren Ankara Emiyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü'nün parmak izi geliştirme biriminin raporunda, "Olayda kullanılan Baretta marka silah üzerinde parmak izi tespit edilemediği" belirtiliyor.
Ankara Polis Kriminal Laboratuvarı Biyolojik İnceleme Şube Müdürlüğü'nün raporunda ise silah tetiği üzerinden ve olay yerinden alınan swap örneklerinin, halıdan alınan kan örnekleri ile uyumlu olduğu, bunun Nadira Kadirova'ya ait olduğunun tespit edildiği ifade ediliyor. Ankara polis kriminal raporunda, Kadirova'nın ya da Ünal'ın el swaplarında atış artıklarına rastlanmadığı, ateş eden kişinin silahı tutuş şekline ve patlamanın tam olup olmamasına bağlı olarak ateş eden ele artıkların bulaşmayabileceği kaydediliyor.
'Balistik incelemeler yapıldı, müvekkilim zorunda olmadığı halde parmak izi verdi'
Avukat Doğan, silahta parmak izinin bulunamaması ile ilgili olarak, "İki olasılık var: Bir eldivenle ateş edilmiş olabilir, o zaman parmak izi çıkmaz. Ama ölen kişide eldiven yok, odasında da yok. İkincisi silah ateşlendikten sonra bu izler silinmiş olabilir" diyor.
Ünal'ın avukatı Karaman ise bu konuyla ilgili BBC Türkçe'ye, "Bütün balistik incelemeler yapıldı. Milletvekili olan benim vekilim, hiçbir şekilde parmak izi vermek zorunda değildi, swap izi vermek zorunda değildi, bütün ailenin elinden bütün örnekler alındı" dedi.
Kadirova'nın Özbek asıllı yakın arkadaşı Leyla Niyazova'nın verdiği ifadede, olaydan bir gün önce genç kadının kendisine, Milletvekili Ünal'ın tacizine uğradığını ve kendini öldürmeyi düşündüğünü söylemesi, cinsel saldırı iddialarını gündeme getirmişti. Milletvekili Ünal ise soru üzerine olayla ilgili TBMM'de yaptığı açıklamada ifade ve parmak izi verdiğini söyleyerek, kendisine düşen bütün görevleri yapacağını belirtmişti. Ancak Ünal cinsel saldırı iddialarına değinmemişti.
'Olay yerindeki deliller itinayla toplanmadı'
Avukat Doğan, "olay yerindeki delillerin itinayla toplanmamasının dosyadaki bir diğer eksiklik" olduğunu söyledi.
Olay gerçekleştiği sırada Kadirova dışında evde 4 kişinin daha olduğunu hatırlatan Doğan, evdeki herkesin telefon kayıtlarına el konarak, olay öncesi konuşmalarının incelenmesi gerektiğini ancak bunun yapılmadığını kaydediyor.
Sadece Kadirova'nın odasındaki kişisel eşyaların, ajandasının ve cep telefonunun incelemeye alındığını söyleyen Doğan, "Nadira Kadirova'nın telefonundaki bilgiler bile tam olarak incelenmiş değil. Sadece yazılı mesajları Özbekçe'den Türkçe'ye çevrilerek tahlil edilmiş. Halbuki, Whatsapp, Telegram'da sesli mesajları da var. Bunlara hiç bakılmamış" diyor.
Ünal'ın avukatı Karaman, itiraz dilekçesinin kabul edilip edilmemesi konusunda kesinleşmiş bir karar olmadığı için detaylı yorum yapamayacağını söyledi.
Şu an adliyelerin kapalı olması nedeniyle itiraz dilekçesini de göremediğini ifade eden Karaman, adliyelerin yeniden çalışmaya başlamasının ardından açıklama yapabileceğini belirtti.
Avukat Doğan, yetki verilen 132 kadın avukatın da davayı takip etmek üzere dahil olduğunu söyledi, "Hakimliğin soruşturmayı genişletmesi veya kamu davası açılmasını yönünde bir karar vermesini bekliyoruz" dedi.