Türk Futbolu'nun makus kaderi

Hamza Hamzaoğlu'nun ortada bir başarısızlık yokken; aksine geçen yılı 3 kupayla kapatmasına rağmen Galatasaray'dan gönderilmesi ‘hiçbir başarının cezasız kalmayacağı'nın son örneği oldu. Bu durum, Galatasaray'a özgü de değil. Türk futbolunda birçok antrenör bu kaderi yaşadı.

Türk Futbolu'nun makus kaderi

Aslında Hamza Hamzaoğlu'nun ‘kovulacağı' ya da istifa edeceğinin sinyalleri verilmeye başlanmıştı.

Türk futbolunun hastalıklı bir geleneğidir çünkü, bir teknik adamın manşetler üzerinden koltuğunu sallamak; hatta onu itibarsızlaştırmak. Yine aynı senaryo işleme konuldu ve Galatasaray Kulübü başarılı bir hocayla yollarını ayırdı. Oysa geçen yıl 10. haftada Cesare Prandelli'nin yerine getirilen Hamzaoğlu, Sarı-Kırmızılı ekipte hem futbolcu hem teknik patron olarak şampiyonluk yaşayan ilk isim olmuştu. Üstüne bir de aynı sezon Türkiye Kupası'nı kazanması aynı ilkliği devam ettirdi. Süper Kupa'yı da kazanan Hamzaoğlu, bir sezonda üç kupa toplamayı başardı. Ancak Başkan Dursun Özbek ile yaşanan tartışma, yerli teknik adam için önceden döşenen yolların sonunu gösterdi.

‘Hocayı istemezük!'
Ersun Yanal, 2013-2014 sezonunda bir yıllığına kendisini Fenerbahçe teknik direktörü yapan imzayı atarken; sezon sonu gideceğini biliyor muydu acaba? Takımı açık ara şampiyon yapmasına ve bunu nisan ayında gerçekleştirmiş olmasına rağmen. Sezonu zorlamadan şampiyon bitiren Fenerbahçe, Ersun Yanal'la bu kez 2 yıllık sözleşme imzaladı. Ancak futbolcuların koro halinde hocalarını imalarla istememelerini beyan etmeleri ve Aziz Yıldırım'ın ‘Bu kadroyla kim olsa takımı şampiyon yapar' düşüncesi birleşince Yanal sezon başlamadan kulübe veda etmek zorunda kaldı.

Türkiye'nin yetiştirdiği en başarılı teknik direktörlerden biri olan Fatih Terim de bu kaderi yaşadı. 2011-2012 ve 2012-2013 sezonunda, Sarı-Kırmızılı ekiple iki kez şampiyonluğu göğüsleyen Fatih Hoca, Abdullah Avcı'nın istifası üzerine Millî Takım'ın kalan dört maçı için TFF'nin teklifine ‘evet' demişti. Sarı-Kırmızılı kulüp, Terim'in görev süresini iki yıl uzattığını söylese de Ünal Aysal'ın ‘Galatasaray'ın elemanı' olarak hitap ettiği Terim'le yollar 6. haftada ayrıldı. Üstelik yönetim bu kararı oybirliğiyle aldı.

2013'ün bir başka istifa haberi de Aykut Kocaman'dan gelmişti. 2010-2011 sezonunda Sarı-Lacivertli takımın dümenine geçen Kocaman, Fenerbahçe'ye en çok maç kazandıran çalıştırıcı oldu. 39 maçın 30'undan galip gelen bir takım meydana getiren Kocaman, 2012'de Bursaspor'u yenerek Fenerbahçe'nin 28 yıllık Türkiye Kupası hasretine son verdi. 2012-2013 sezonunda UEFA Avrupa Ligi'nde takımın yarı finale çıkması da kulüp tarihinin en büyük Avrupa rekoru idi. Ancak Aziz Yıldırım faktörü yine gündeme geldi ve Aykut Kocaman ‘fiziksel ve mental olarak yorgun' olduğunu söyleyerek istifa etti.

Rumen tenik adam Mircea Lucescu, Fatih Terim sonrası 2000 yılında Galatasaray'a Süper Kupa'yı kazandırdı. Bir yıl sonra sarı kırmızıları şampiyon yapan ve Avrupa'da önemli başarılar yaşatan Lucescu'nun işine, Terim'in yeniden takımın başına gelmesi için son verildi. 2003'te Beşiktaş'ın 100. yıl şampiyonluğunda yine onun imzası vardı.

‘Ertuğrul Hoca sonsuza kadar'dı sözde!
16 Mayıs 2010 tarihi, Türk futbol tarihi için dönüm noktalarındandı kuşkusuz. Çünkü 26 yıl aradan sonra şampiyonluk kupası İstanbul dışına çıkmış, Bursaspor, tarihinde ilk kez şampiyon olmuştu. Başta Teksas olmak üzere tribünler ‘Ertuğrul Sağlam sonsuza kadar' tezahüratlarıyla inlemeye başlamıştı. Genç çalıştırıcı şampiyonlukla yetinmemiş, Yeşil-Beyazlıları Türkiye Kupası'nda finale de çıkarmıştı. Sağlam, Bursaspor'da çıtayı öylesine yükseltmişti ki artık ilk 5'e girse bile başarılı kabul edilmez olmuştu. Nitekim bir süre sonra da kulüple yollarını ayırmak zorunda kalmıştı.

<< Önceki Haber Türk Futbolu'nun makus kaderi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER