DW Türkçe'nin haberine göre Alman Bertelsmann Vakfı tarafından yapılan ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ile Avrupa Birliği'ne (AB) üye 41 ülkenin değerlendirildiği araştırma, demokrasi ve hukuk devleti standartlarının gelişmiş sanayi ülkelerinde de önemli ölçüde kötüleştiğini ortaya koydu. Dünya genelinde gözlemlenen demokrasi kalitesindeki düşüşün birçok Batı ülkesinde de görüldüğüne dikkat çekilen raporda demokrasi kalitesi konusunda en olumlu puan İsveç'e veriliyor. Sıralamada daha sonra Finlandiya, Norveç ve Danimarka geliyor, Almanya ise beşinci sırada yer alıyor.
2014 yılı verileri ile karşılaştırıldığında toplam 26 ülkede demokrasi ve hukuk devletini oluşturan yapılarda kötüleşme kaydedildiğini saptayan araştırmaya göre, özellikle Türkiye, Macaristan, Polonya ve Meksika gibi ülkelerdeki olumsuz gelişme göze çarpıyor.
'TÜRKİYE SON SIRADA'
Türkiye, demokrasi kalitesi açısından 41 ülke arasında son sırada yer alıyor. 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL'in 2017 yılı boyunca yürürlükte kaldığı hatırlatılan araştırmada, çıkarılan KHK'lara, medya kuruluşlarına uygulanan kapatma ve kısıtlama kararlarına, gazetecilerin tutuklanmasına, şirket ve mülklere devlet tarafından el konulmasına dikkat çekiliyor.
Anayasa Mahkemesi'nin, OHAL kapsamında çıkarılan KHK'ların iptali talebiyle yapılan başvuruları reddetmesi, 'cumhurbaşkanına hakaret' suçundan binlerce kişi hakkında dava açılması, dava sayılarındaki büyük artış ve tasfiyeler nedeniyle yargı mekanizmalarının etkinliğinin azalması da, Türkiye hanesine yazılan olumsuz gelişmeler arasında sayılıyor.
'DEMOKRASİ KALİTESİ DÜŞERKEN, HÜKÜMETE GÜVENİN ARTMASI 'ALARM VERİCİ''
Bertelsmann Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Aart De Geus, Türkiye, Polonya ve Macaristan gibi ülkelerde demokrasi kalitesinin gerilemesine rağmen vatandaşların hükümete duydukları güvenin artmasının 'alarm verici' olduğunu belirtirken araştırmayı yöneten Daniel Schraad-Tischler ise, "Bu gelişme, bazı ülkelerde temel demokratik değerlerin halkın bir kısmında yeterince yerleşmemiş olduğunu gösteriyor" şeklinde konuştu.
'SÜREKLİ SEÇİM KAMPANYASI'
Schraad-Tischler ayrıca, birçok ülkede "sürekli bir seçim kampanyası" olduğuna dikkat çekti ve hükümetlerin, hedeflerini açık bir şekilde dile getirmeyi ve somut konularda uzlaşmayı yeterince başaramadığını vurguladı. Almanya'nın da bu sorun ile karşı karşıya olduğu belirtilen araştırmada, son dönemde göç ve sığınmacı politikaları konusunda dışa sızan hükümet içi tartışmalar örnek gösterildi.
'UTANÇ VERİCİ BAŞKAN'
Araştırmada Başkan Donald Trump yönetimindeki ABD'de de durumda kötüleşme olduğu tespiti yer alıyor. "Demokrasi ve özgürlüğü kimliğinin sarsılmaz temellerinden sayan ABD gibi bir ülkede bile demokrasi kalitesinin gerilediğine" dikkat çekilen araştırmada, basını "düşman” olarak tanımlayan ve basının bağımsız denetleme işlevini takdir etmeyen bir başkanın "utanç verici" olduğu ve demokrasi ile özgürlük için bir tehlike oluşturduğu ifadelerine yer veriliyor.
"Sürdürülebilir Yönetim Göstergeleri” başlığıyla hazırlanan rapor, demokrasi standartları, idari performans ve ekonomi, sosyal güvenlik ve çevre konularında siyasetçilerin performansı olmak üzere üç ayrı kategoride ülkeleri mercek altına alıyor. 2011'den bu yana düzenli olarak raporu hazırlayan Bertelsmann Vakfı, böylece AB ve OECD üyesi ülkelerin geleceğe ne kadar hazır olduklarını masaya yatırıyor.