Bold Medya'da yer alan habere göre Türkiye’de gazetecilere verilen hapis cezaları ve Avrupa Parlamentosu’nun tepkisi şöyle;
Gazeteci Can Ataklı, Pençe-Kilit Harekatı bölgesindeki çatışmada hayatını kaybeden askerin babasının açıklamalarına yönelik sözleri gerekçe gösterilerek ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ iddiasıyla yargılandığı davada 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Ataklı’nın sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya katılamadığı belirtildi. Mahkeme, önce bir yıl hapis cezası verdi ancak indirim maddeleri uygulayarak cezayı 10 aya indirdi ve cezayı erteledi. Ataklı, suçlamaların kasıtlı bir kampanyanın sonucu olduğunu ifade etti.
Xwebûn Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, ‘terör örgütü propagandası’ iddiasıyla 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına rağmen ceza verildi ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı alındı. Ertaş’ın avukatı, müvekkilinin gazeteci olarak duygu ve düşüncelerini paylaştığını, şiddeti övmediğini belirterek beraat talebinde bulundu.
Avrupa Parlamentosu, gazeteci Bülent Mumay’a verilen cezayı ve Türkiye’deki gazetecilere yönelik baskıları kınayan bir karar aldı.
Türk gazeteci ve Deutsche Welle’nin Türkiye editoryal ofisinin İstanbul bürosunun koordinatörü Bülent Mumay, hükümet yanlısı şirket Met-Gün İnşaat’ın İstanbul Belediyesi’nin metro kredisine haciz koydurması ile ilgili sosyal medya paylaşımlarını silmediği ve kişisel verileri yaydığı gerekçesiyle 20 ay hapis cezasına çarptırılmış; temyiz başvurusu reddedilmiş ve tweetleri silinmişti.
Avrupa Parlamento, Türkiye’deki demokratik standartların kötüleşmesinden duyduğu endişeyi dile getirerek, keyfi olarak gözaltına alınan tüm medya çalışanları, siyasi muhalifler, insan hakları savunucuları, kamu görevlileri ve akademisyenler hakkındaki suçlamaların düşürülmesi çağrısında bulundu. Türkiye’nin Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 158’inci sırada yer aldığı vurgulandı ve gazetecilere yönelik baskıların arttığı belirtildi. Parlamento, Türkiye’nin insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü ve basın özgürlüğü gibi demokratik standartlara uyması gerektiğini belirtti.
Türkiye’deki basın özgürlüğü durumu, son yıllarda ciddi endişelere yol açmaktadır. 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye, 180 ülke arasında 158. sırada yer alıyor. Bu sıralama, Türkiye’nin basın özgürlüğü açısından “çok vahim” durumda olduğunu göstermektedir.
Öne Çıkan Sorunlar:
Gazetecilere Yönelik Baskılar: Türkiye’de gazeteciler sık sık tutuklanmakta ve yargılanmaktadır. 2024 yılı itibarıyla 13 gazeteci cezaevinde bulunuyor ve yılın başından bu yana 219 gazeteciye yönelik hak ihlali tespit edilmiştir.
Sansür ve Yasal Kısıtlamalar: Türkiye, neredeyse sistematik online sansür ve yargı kontrolüyle medyayı zayıflatmaya devam ediyor. Özellikle sosyal medya ve dezenformasyon yasaları, gazeteciler üzerinde baskı oluşturmak için kullanılıyor.
Uluslararası Tepkiler: Avrupa Parlamentosu, Türkiye’deki gazetecilere yönelik baskıları kınayan kararlar almış ve Türkiye’nin basın özgürlüğüne saygı göstermesi gerektiğini vurgulamıştır.
Bu durum, Türkiye’deki demokratik standartların kötüleşmesine ve basın özgürlüğünün ciddi şekilde kısıtlanmasına yol açmaktadır.