Dünyada 350 milyon, Türkiye'de ise 5 milyon KOAH'lı hasta bulunduğu, bu hastaların her yıl dünyada 3 milyonunun, Türkiye'de ise 40 bininin öldüğü bildirildi.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Kocabaş, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı'nı (KOAH) zararlı gaz ve tozların uzun süre solunum yolu ile alınması sonucu havayolları ve akciğerlerde mikrobik olmayan abartılı bir iltihabın gelişmesi ve bu iltihabın hava yollarında genellikle ilerleyici özellikteki kalıcı daralma ve tıkanıklık geliştirmesi olarak tanımladı. Kocabaş, KOAH'ın önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna da vurgu yaptı.
KOAH'lı hastalarda genellikle bir veya daha fazla bir diğer kronik hastalığın da bulunduğuna işaret eden Kocabaş, bunların başlıcalarını kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, depresyon, akciğer kanseri olarak sıraladı. Hastalığın genellikle orta-ileri yaş grubunda ortaya çıktığını ve yavaş bir ilerleme gösterdiğini dile getiren Kocabaş, "Bu nedenle KOAH'lı hastalar erken dönemdeki semptomlarını genellikle sigara içiminin veya yaşlanmanın doğal sonucu olarak görürler, ancak semptomları, özellikle nefes darlığı, çok belirgin hale gelince, hastalığın ileri evrelerinde doktora başvururlar." ifadelerini kullandı.
Tüm dünyada 350 milyon, Türkiye'de ise 5 milyon KOAH'lı hasta bulunduğunu aktaran Kocabaş, bu hastalardan dünyada 3 milyonunun, ülkemizde ise 40 bininin öldüğü tahmin edildiğini bildirdi. Kocabaş, "Fakat, KOAH'lı hastaların yüzde 50-70'i henüz teşhis edilmiş değildir." dedi.
KOAH YOKSUL ÜLKELERDE DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR
Son 200 yıldır geleneksel risk faktörlerinin giderek azalması, fakat yeni risk faktörlerinin (tütün, sağlıksız diyet, obezite, fiziksel inaktivite, mesleki riskler, hava kirliliği) ortaya çıkmasının hastalık kalıplarının da değişmesine neden olduğunu dile getiren Kocabaş, şu bilgileri paylaştı: "Bugün tüm dünyada ölümlerin yüzde 66'sı kronik hastalıklar nedeniyle gerçekleşmektedir. Bu ölümlerin yüzde 80'inden fazlası düşük-orta gelirli ülkelerde gözlenmektedir. Sermayenin serbest dolaşımı veya küreselleşme olarak adlandırılan bu dönemde, yoksullaşan insanlar risk faktörleriyle (sigara, ev içi hava kirliliği ve işyerlerinde toza ve dumana maruz kalma gibi) daha yoğun karşılaşmakta, sağlık hizmetlerine ulaşamamakta ve tedavilerini uygun bir şekilde yürütememektedirler. Bu durum, hastalığın ve bu hastalıktan ölümlerin giderek artmasına yol açmaktadır. Bu nedenle KOAH'lı hastaların yüde 90'ının yoksul ülkelerde olması tesadüf değildir."
SİGARA ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRÜ
KOAH gelişiminde en önemli risk faktörlerinin uzun süre sigara içimi, ısınmak veya yemek pişirmek amacıyla evlerde kullanılan odun, tezek ve kömür gibi yakıtların dumanıyla karşılaşmak veya işyerlerinde toza ve dumana maruz kalınması olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ali Kocabaş, Adana'da yapılan bir çalışmada 40 yaş üstü her beş yetişkinden birinde KOAH bulunduğunun saptandığını aktardı. Uzun süredir nefes darlığı, öksürük ve balgam şikâyeti olan ve risk faktörlerine maruz kalan kişilerde KOAH varlığından kuşkulanmak gerektiğini aktaran Kocabaş, kesin tanı için basit bir soluk testi yaptırmanın yeterli olacağının altını çizdi.
TEDAVİDE NELER YAPILMALI?
Ali Kocabaş, hastalığın tedavisinde öncelikle yapılacakları ise şöyle anlattı: "Hastaların sosyal ve ekonomik koşullarını sorgulamak ve bunların iyileştirilmesi için çaba göstermek, hastaların sigara içmemesini sağlamak, hastaların haftanın en az beş günü ve her gün ortalama 30 dakika yürümelerini teşvik etmek ve her yıl grip aşısı yaptırmalarını öneriyoruz. Bunun yanı sıra, şikayetleri olan hastalara bu şikayetlerini hafifletmek amacıyla daralmış hava yollarını genişletecek ilaçlar kullanmaları konusunda da uzman hekimlerce bilgiler veriliyor."
CİHAN