HRD Hukuk Komisyonu adına Yönetim Kurulu Üyesi Av. Fatih Şahinler imzasıyla yayınlanan raporun, Erdoğan Rejimi’nde, ilk derece mahkemeler olan asliye ve ağır ceza mahkemeleri, ikinci derece mahkemeler olan bölge adliye mahkemeleri ceza daireleri, üçüncü derece Mahkeme olan Yargıtay’ın, hatta Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun nasıl tek bir merkezden kontrol edildiğini, somut olay ve olgulara dayalı olarak detaylı şekilde anlatıyor.
Raporda, Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarının dışında kararlar verdikleri için görev yeri değiştirilen, görev süreleri dolmadan yerleri değiştirilen hakimlere detaylı şekilde yer veriliyor.
Ayrıca, ‘Yargının Yürütmeden Bağımsız Olmadığına İlişkin olaylar ve olgular’ tek tek sıralanıyor.
HRD tarafından hazırlanan raporun can alıcı başlıklarından biri de ‘15 Temmuz 2016 tarihli Darbe Girişimi Sonrası Yaşanan Yargı Skandallarına dair Somut Olaylar‘
Rapor, ‘Yargıtay’ın bağımsız ve tarafsız mahkeme niteliklerini kaybettiğine dair somut olaylar ve olgular’ başlığı altında Türk yargısının kalbi olan Yargıtay’ın bile Erdoğan Rejimi tarafından nasıl istila edildiğini gözler önüne seriyor.
Son bölümde ise ‘Yargının Bağımsızlık Ve Tarafsızlığını Kaybettiğini Gösteren Diğer Somut Bulgular’ sıralanıyor.
Raporun ‘sonuç paragrafı’nda da, ‘Sıralanan tüm olaylar ve olgulardan anlaşılacağı üzere, ceza davalarında HSYK/HSK otoritesi altında işlev yapan ilk ve ikinci derece yargı organları ile Yargıtay, AİHS’nin 6. maddesinin gerektirdiği asgari “kanunla önceden kurulmuş, bağımsız ve tarafsızlık” güvencelerinden yoksundur. Bu durum, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, Venedik Komisyonu ve AB Komisyonu gibi kuruluşlar dahil, 2014 yılı başından bu yana yayınlanmış onlarca uluslararası kuruluş raporuna da yansımıştır. 20 Haziran 2015 tarihli Venedik Komisyonu Bildirgesinde, “Türkiye’de yargının bağımsızlığı açısından artık yeterli güvencelerin bulunmadığı” (insufficient guarantees for the independence of the judiciary) şeklinde başlayan açıklamalar, daha sonraki raporlarda “yargının bağımsız olmadığı” (lack of judicial independence) şekline dönüşmüştür.’ görüşü dile getiriliyor.
Türk yargısının yaşadığı büyük ve derin skandalı detaylı olarak ortaya koyan raporun tam metni için TIKLAYIN