Türkiye Gazeteciler Federasyonu Yönetim Kurulu Güneydoğuda gazetecilerin tehdit altında olduğuna dikkat çekerek, bölgede görev yapan devlet yetkililerine gazetecilerin olabildiğince sağlıklı ve güvenlikli bir şekilde görev yapabilmelerine imkan tanınmasını istedi.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Yönetim Kurulu son günlerde Güneydoğuda yaşanan gazetecilere yönelik tehdit, baskı ve gözdağı girişimlerine ilişkin yazılı bir basın açıklaması yaptı.
Artan terör olayları nedeniyle olağanüstü bir dönem yaşayan Türkiye'de gazetecilik mesleğini icra etmenin giderek zorlaştığı belirtilen açıklamada, gazetecilerin çok yönlü tehdit, baskı ve gözdağı girişimlerine maruz kaldıkları kaydedildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Üzüntüyle vurgulamak gerekiyor ki, tüm bunlara son zamanlarda keyfi gözaltı uygulamaları, hakaret ve darp gibi, meslektaşlarımızı sindirmeye ve görevlerini yapamaz hale getirmeye yönelik, asla kabul edilemez tavırlar eklenmiştir. Son olarak ABD uçaklarının Diyarbakır'a inmesiyle ilgili gelişmeleri haberleştirme amacıyla bu sabah Diyarbakır Havaalanı'na giden Habertürk Diyarbakır Temsilcisi Mehmet Veysi İpek ile gazeteci Mehmet Çakan gözaltına alınmışlar, başlarına silah doğrultulup, 'Göstereceğiz size' türünden sözlerle tehdit edilerek kötü muameleye tabi tutulmuşlardır. Her iki meslektaşımız bir süre sonra 'Yanlış anlamayın, bizler de insanız ve bugünlerde psikolojimiz farklı' denilerek serbest bırakılmışlardır. İki ay önce Nusaybin'de başlayan saldırılara benzer olaylar ne yazık ki Güneydoğu'nun diğer il ve ilçelerinde de gün be gün yaşanmakta gazeteciler hakaret, gözaltı ve darp uygulamalarıyla karşı karşıya kalmaktadırlar. Son 1 hafta içerisinde Siirt, Batman, Hakkari ve Diyarbakır'da aralarında DİHA ve Azadiya Welat Gazetesi, A Haber ile Silvan ilçesinde görev yapan gazetecilere karşı güvenlik görevlilerin takındığı hasmane tavır manidardır. Bu tutum doğrudan halkın haber alma özgürlüğüne yönelik saldırıdır. Sabah Gazetesi Şırnak Muhabiri Sekban Kuden, DHA Muhabiri Ebubekir Toprak, yerel gazete haber müdürlerinden Cafer Balık hakaret, dipçikle darp ve gözaltı girişimlerine maruz kalan meslektaşlarımızdan sadece bazılarıdır."
'GAZETECİLERİN DEVLET KISKACINA ALINMAK İSTENMESİ KABUL EDİLEMEZ'
Güneydoğu'da terör örgütünün bilinen baskı yöntemleriyle korkutulup sindirilmeye çalışılan gazetecilerin, buna ilave olarak bir de insan onuruna aykırı yöntemlerle devlet kıskacına alınmak istenmesinin kabul edilemez olduğu dile getirilen açıklamada şöyle devam edildi:
"Kabul etmek gerekiyor ki; terör saldırılarının yoğunlaştığı dönemler en hassas süreçleri de beraberinde getirir. Adeta iki arada bir derede kalan ve zaten terör odaklarının baskısı altında bulunan gazetecilerin de böylesi dönemlerde elbette ki görevlerini daha bir dikkatle yapması gerekir. Ancak bilinmesi gereken bir gerçek daha var. Devlet asla hukuk dışına çıkamaz ve güvenlik görevlilerinin 'duygusallık' gibi bir mazereti olamaz. Psikolojik gerekçelerle gazetecilerin gözaltına alınması, hakaretlere maruz bırakılmaları, daha da ötesi darp edilmelerinin ise hiçbir açıklaması olamaz. TGF olarak bölgede görev yapan devlet yetkililerine sesleniyoruz. En acımasız savaşlarda dahi gazetecilerin olabildiğince sağlıklı ve güvenlikli bir şekilde görev yapabilmelerine olanak tanınır, onların can ve mal güvenliği sadece ve sadece resmi görevlilerinin sorumluluğundadır. Vurgulamak isteriz ki; Ülkemizde ve yurtdışında üyemiz olan 82 meslek örgütümüz adına; her türlü riski göze alarak, ailelerinden, çoluk çocuklarından günlerce uzakta kalma pahasına ve hayatlarının her an tehlike altında olduğunu bilerek Güneydoğu'da görev yapmaya gayret eden meslektaşlarımızın sesi olmayı ısrarla sürdürecek, onların yaşadıkları sıkıntı ve sorunların takipçisi olmaya da devam edeceğiz." CİHAN