Necati Doğru: Bulunan dış düşman çift sarılı yumurta
Vicdanı olan doğruyu görür, çekinmeden söyler. Vicdanı olmayan “yapay Hollanda-Almanya- Avusturya- İsviçre düşmanlığının” arkasına takılıp gerçeği okurundan gizler. Gerçek şu: Bu fabrikasyon! Asparagas. Uydurma düşmanlık. Önce Almanya’da “kapalı salon toplantılarının Türk bakanlara yasaklanması” ve ardından Hollanda’da önce Dışişleri Bakanı’nın uçağına giriş izni verilmemesi ve sonra da otomobiliyle Rotterdam Konsolosluğu kapısına 30 metre uzaklığa kadar gelen Aile Bakanı’nın “polis gözetiminde sınır dışı edilmesinin” Türk halkının duygu dünyasında yaratacağı öfke, kızgınlık, kırgınlık, mağduriyet kimin işine yaradı? Kime malzeme oldu?
Türkiye’de halk oylamasında “evetler” çoğunlukta çıksın diye her yolu kullanmayı hak sayan iktidarın propagandasına malzeme oldu. Ve öbür yandan da Almanya ile Hollanda’ da “Anti İslam ve Anti Türk kartına oynayarak” oylarını yükseltme hesabında olan sağcı-ırkçı Avrupalı parti liderlerinin de işine yarıyor.
Bulunan dış düşman!
Çift sarılı yumurta.
Murat Yetkin: Türk diplomasisinin bugünkü önceliği bakanlarına konuşma yapacak şehir aramaya indirgenmiş
Türkiye hiç bu duruma düşürülmemişti
Avrupa diplomasisi Türkiye örneğinde çok kötü bir sınav veriyor. Bu yaptıklarını üçüncü dünya ülkeleri yapmaz, kendi koyduğu kuralları öfkeyle, tepkiyle davranıp böylesine ihlal etmez.
Ama bizi ilgilendiren Avrupalı siyasetçilerin kendilerini düşürdükleri faşist-ayrımcı konum değil, Türkiye’nin düşürüldüğü durumdur.
Yüzlerce yıllık Türk diplomasisinin bugünkü önceliği ne yazık ki bakanlarına Türk toplumuna referandum konuşması yapacak şehir aramaya indirgenmiş görüntüdedir.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Hollanda hükümetini eleştirirken, 15 Mart Hollanda seçimlerine atıfta bulunarak Hollanda Başbakanına “Bir seçim için değer mi?” diye soruyor.
Bu çok haklı bir soru, hangi açıdan bakarsanız doğru: Bir seçim için değer mi?
Gerçekten değmez. Türkiye daha önce böyle bir duruma düşürülmemişti. Bu durumdan Türkiye’nin daha fazla rencide edilmesine izin vermeyecek şekilde, diplomatik kanallar açık tutularak onurlu bir çıkış bulunmalı. Mevcut durum sürdürülebilir görünmüyor çünkü.
Ahmet Hakan: Hollanda niye öyle yapıyor? Biz niye böyle yapıyoruz?
Bizde referandum var.
Hollanda’da da seçim var.
Eğer bizde referandum, Hollanda’da seçim olmasaydı...
Bunların hiçbiri olmayacaktı.
*
Nasıl mı?
Anlatayım:
*
Bizde referandum var.
- “Evet” ile “Hayır” biraz başa baş gibi... “Evet” oyları şöyle yağmur olup akamıyor bir türlü.
- İşte bu yüzden... İki şeye ihtiyaç var: Çok acil mağduriyete ve çok acil safları sıklaştırmaya.
- E Hollanda da yaptığı faşistlik, düzeysizlik ve terbiyesizlikle... Bu ihtiyacı gayet güzel bir şekilde karşıladı.
- Öyle bir mağduriyet doğdu ki... Ahalimiz üzümün çöpü, armudun sapı falan demeden “Evet” oylarını yağdırabilir.
- Hollanda’nın yaptığı saçmalıkların sonucu bu oldu.
- Bizimkilerin olayın üstüne üstüne gitmelerinin temelinde de biraz bu var.
*
Hollanda’da da ise seçim var.
- Aşırı sağcı, faşist kafalı bir herif yükselişte Hollanda’da... Drakula gibi bir adam... Duygusuz, meymenetsiz, hayırsız, şefkatsiz bir tip...
- İslam düşmanlığı yapıyor. “Minareye hayır” diyor. Kuran’a saldırıyor. Camiye saldırıyor. “Ey yabancılar! Ülkemizi bize verin” diyor.
- İşin kötüsü... Nazi kafalı bu herifin bu türden çıkışları, Hollanda ahalisinin medeniyetten ve insanlıktan nasibini alamamış kesimlerini etkiliyor.
- Eğer Hollanda, kapılarını bizimkilere açarsa... Bu faşist, Hollanda’yı ayağa kaldıracak ve seçimden birinci çıkacak.
- İşte bu yüzden Hollanda’nın liberal hükümeti, bu azılı faşist kazanmasın diye faşistlik yapıyor.
*
Tam bir “win win” durumu...
“Kazan kazan” yani...