Erdoğan, bu hafta içerisinde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, "Biz, bunu (IMF'ye borcu) 2013 yılı mayıs ayında sıfırladık. Türkiye'nin şu anda IMF'ye borcu yok, fakat birileri de avucunu ovuşturuyor, ana muhalefet partisi. IMF'ye gidecekmişiz, bir şeyler isteyecekmişiz. Boşuna avucunuzu ovuşturmayın, biz o kapıları kapadık. IMF, bizden 5 milyar dolar borç istedi. O zaman ekonomiye bakan zat, geldi bana 'Sayın Başbakanım verelim mi bu borcu?' dedi. 'Verin, bugün borç alan, yarın talimat alır' dedim. Şimdi parti kurmuş, bize ekonomi dersi veriyor. Önce bunları herkesin görmesi lazım." dedi.
Ancak dönemin üst düzey ekonomi bürokratları, 2012 yılında ek kaynak arayışında olan IMF'ye Türkiye'nin 5 milyar dolarlık destek taahhüdünde bulunduğunu ancak bunun Fon tarafından hiç kullanılmadığını söyledi.
IMF'nin web sitesinin "Türkiye: Fon'a verdiği krediler" sayfasında, 5 milyar dolarlık taahhüdün en son 30 Eylül 2019 tarihinde yenilendiği ancak bu miktarın Fon tarafından kredi olarak kullanılmadığı görülüyor.
ESKİ BÜROKRATLAR NE DEDİ?
Erdoğan'ın sözlerine cevap veren İyi Parti Ankara Milletvekili eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ve eski Merkez Bankası Başkan Yardımcısı İbrahim Turan, Türkiye'nin taahhütte bulunduğunu ancak bu taahhüdün fon tarafından kullanılmadığını söyledi.
Yılmaz, şahbi Twitter hesabında, Türkiye'nin IMF borç verdiği söylemini "yalan" olarak nitelendirdi.
Yılmaz, "Konu çok teknik. Kısacası IMF bizden borç istemedi. İhtiyati bir fona taahhüttte bulunuldu. Taahhüt gerçekleşmedi. İspatı: MB bilançosunda böyle bir borç kaydı yok." dedi.
Aynı dönemlerde, 2008 ile 2011 arasında Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan, Gelecek Partisi üyesi Turan da IMF'nin 2008 ekonomik krizinin ardından gündeme gelen ve 2012'de başlayan ek borçlanma sürecinde yaşananları aktardı.
Turan, 2008 yılındaki krizin ardından IMF İcra Direktörleri Kurulu'nun üye ülkelerden 500 milyar dolara kadar borçlanma yetkisi aldığını ve kendisinin de o dönemde Türkiye'nin bir G-20 ülkesi olarak bu mekanizmanın içinde yer alması gerektiğini savunduğunu belirtti.
Turan, "Kısacası; 1) IMF, Türkiye'den borç istemedi. Söz konusu olan G-20'nin küresel bir programı idi ve kabul eden bütün ülkeleri içeriyordu. 2) Borç sanılan şey sadece bir taahhüttü. 3) Program uygulansaydı bile Türkiye sıranın sonlarındaydı. 4) IMF'ye 5 milyar dolar verilmedi." dedi.
1 TRİLYON DOLARA İHTİYAÇ VAR
IMF, Ocak 2012'de küresel ekonomide görülen küçülme sonucunda kısa vadeli ödemelerini yapmakta zorlanması beklenen ülkelere mali destek için 1 trilyon dolara ihtiyaç duyulacağını açıkladı.
IMF, o dönemde kullanılabilir kredi miktarının 380 milyon dolar olduğunu belirterek, 500 milyon dolar ek kaynak gerektiğini söyledi.
IMF, bu ek kaynak için üye devletlerin kapısını çaldı ve aralarında Türkiye'nin olduğu bazı üyeler, taahhütte bulundu.
IMF, aynı yılın sonlarında yaptığı açıklamada, talep ettiği 500 milyar doların yalnızca 264 milyar dolarına ihtiyaç duyduğunu, bu miktarı 40 ülkeden karşıladığını ve taahhütlerin kalan kısmını kullanmayacağını açıkladı.
TÜRKİYE, IMF'E OLAN BORCUNU NE ZAMAN KAPATTI?
Türkiye, 14 Mayıs 2013'te IMF'ye 281 milyon dolar ödeme yaparak, 1994 kriziyle birlikte başlayan ve daha sonra çeşitli defalar uzatılan stand-by anlaşmaları kapsamında aldığı kredilerin son taksitini ödedi.
Türkiye, ilk kez 1961 yılında IMF'den kredi kullandı ve bu tarihten sonra toplam 19 stand-by anlaşması yaptı. Türkiye ile IMF arasında imzalanan stand-by anlaşmalarında toplam 37,7 milyar dolarlık kredi sağlanması konusunda uzlaşıldı ancak bugüne kadar kullanılan toplam kredi miktarı 30,6 milyar dolar oldu.
IMF'ye borcun ödenmesiyle ilgili Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın Ankara'daki tarihi taş binasında bir tören düzenlendi.
IMF'ye son taksit, dönemin Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından gönderildi.