Suudi Arabistan öncülüğünde kurulan 'Teröre karşı İslam İttifakı' için Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tanju Bilgiç’in 16 Aralık’ta, askeri güç kurma planı olmadığını belirtmesinin ardından, Türkiye bu konudaki kararını değiştirdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu açıklama yaparak, "Riyad'da kurulacak mekanizmanın tüm aşamalarında yer alacağız. Teröre karşı dayanışma ve terör sebebiyle de artan İslamofobya karşı da dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz" dedi.
Suudi Arabistan’ın kurduğu 'İslam İttifakı'nın askeri kanadında yer almayacağını açıklayan Türkiye, Tayyip Erdoğan’ın Riyad ziyaretinin ardından bu kararını değiştirdi. Suudi Arabistan, Türkiye’den ittifaka, askeri destek için istediği sözü aldı ancak askeri olarak ikili anlaşmada ilerleme sağlanamadı. İkili anlaşmaların imzasından da vazgeçildi.
Dışişleri’nin, sadece 'ideolojik destek' vereceğini açıkladığı İslam İttifakı için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “tüm aşamalarında yer alacağız” dedi. Erdoğan da Kral Selman’a, Suudi Arabistan’ın ‘İslam İttifakı’ girişimini önemli bir adım olarak gördüğünü, Türkiye olarak bu ittifakta yer aldıklarını söyledi. Ziyaret ile iki ülke arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi kurulması kararlaştırıldı.
Suudi Arabistan öncülüğündeki ittifakta Türkiye’nin rolünün sorulması üzerine Dışişleri Sözcüsü Tanju Bilgiç, 16 Aralık’ta, “Bunun bir askeri güç olmadığını söylemem lazım. Askeri güç oluşturulması gündemde değil” demişti. Bilgiç, girişimin "ideolojik” ayağına işaret etmişti. Ancak Bilgiç dün ziyaret sırasında bazı değişiklikler olduğunu söyledi.
“TÜM AŞAMALARINDA VARIZ”
Cumhuriyet gazetesinin haberine göre, Suudi Arabistan’ın bu girişimi İran’a karşı ‘sünni ittifak’ olarak tanımlanırken aralarında Pakistan’ın da olduğu bazı Müslüman ülkeler bu girişime mesafeli yaklaşmıştı.
Habere göre Suudi Arabistan, Türkiye ile askeri işbirliğini geliştirmek istiyor. Bunda da model olarak Türkiye’nin, Katar’da kurduğu askeri üs ve artan askeri ilişkilerini model alıyor. Ancak, Suudi Arabistan’ın istediği bu anlaşma Erdoğan’ın ziyaretinin gündeminde yer almadı. DHA’ya göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılacağı belirtilen taslak programdaki iki ülke arasındaki anlaşmaların imza töreni yapılmadı. Suudi Arabistan askeri işbirliği isterken, Türkiye’ye göre imzalanması öngörülen anlaşmalar arasında ekonomik, enerji anlaşmaları yer alıyordu. Sözcü Bilgiç ise imzalanacak anlaşmalarla ilgili bilgisi olmadığını söyledi.
“SUUDİ ARABİSTAN ASKERİ İTTİFAK ARIYOR”
Erdoğan’a, ziyaret öncesinde Al Arabiya’ya verdiği röportajda iki ülke arasında “askerî işbirliği olacak mı” sorusu sorulmuş ancak Erdoğan bağlayıcı bir yanıt vermemişti. “Askerî, ekonomik ve kültürel bağlamda ilişkilerimiz var ve gelişme kaydediyor. Bu ziyaretle ilişkilerin büyük bir sıçrama yapacağına inanıyorum. Ortadoğu'daki gelişmelere aynı bakıyoruz. Siyasi bakışımız da aynı, askeri yönden bakışımız da aynı; bunlar oldukça önemli. Ekonomik-ticari alanda inanıyorum ki bizim Suudi Arabistan ile birlikte başaracağımız çok şey var.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kral Selman'ın başkanlığında gerçekleşen heyetlerarası görüşmelere katıldıklarını ve bu görüşmede gündeme gelen konuların ayrıntılarını Aj Jubeiri ile ele aldıklarını belirten Çavuşoğlu, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Suudi Arabistan Kralı ikili işbirliğinin daha da derinleştirilmesi konusunda mutabık kalmışlardır. Siyasi, ekonomik, askeri, ulaşım, enerji alanlarında işbirliğimizi daha da ileri noktaya götürme konusunda kararlılığımız tamdır. İki lider bölgesel konularda da görüş alışverişinde de bulunmuşlardır. Başta Suriye olmak üzere Irak, Yemen, Libya'daki durum, Filistin, Mescid-i Aksa'daki gelişmeleri de ele almışlardır. Bu konulardaki görüşlerimizin ortak olması ve de her konuda Suudi Arabistan ile Türkiye'nin mutabık kalmasından büyük bir mutluluk duyduğumuzu da vurgulamak isterim dedi.
Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, İstanbul'da Nisan 2016'da gerçekleştirilecek İslam İşbirliği Teşkilatı'nın İstanbul Zirvesi'ne Suudi Arabistan Kralı Selman'ı davet ettiğini ve iki liderin gerçekleştirdiği görüşmede, Türkiye ile Suudi Arabistan arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi kurulmasına da karar verildiğini söyledi.
Bu Konsey ile siyasi, ekonomik, ticaret, enerji, kültür, eğitim, güvenlik, askeri ve savunma sanayi alanlarındaki işbirliğinin en üst seviyeye ulaştırılmasının hedeflendiğini anlatan Çavuşoğlu, Türkiye'nin daha önce 19 ülkeyle oluşturduğu bu mekanizmanın dost ve kardeş ülke Suudi Arabistan ile de oluşturmasından büyük mutluluk duyduklarını kaydetti. Çavuşoğlu, Çok değerli kardeşim Adel Aj Jubeiri ile Suriye, Irak konusunda, terörle mücadele ve Libya, Yemen konusunda uluslararası alanda bizimle olan dayanışması ve buralara bir siyasi çözüm getirme konusunda yakın işbirliği, dostluğu, kardeşliği için çok teşekkür ediyorum diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, Suudi Arabistanlı bir gazetecinin "Türkiye, İslam Askeri koalisyona nasıl bakıyor Suriye meselesine Rusya'nın müdahil olmasından sonra Türkiye'nin sessiz olmasından şaşkınız, neden Türkiye, Rusya'nın Suriye halkına yaptığı saldırılara suskun" sorusuna şöyle yanıt verdi:
Öncelikle Suudi Arabistan'ın terörle karşı İslami dayanışma girişimini Türkiye olarak destekliyoruz. Riyad'da kurulacak mekanizmanın tüm aşamalarında yer alacağız, içinde yer alacağız. Teröre karşı dayanışma ve terör sebebiyle de artan İslamofobya karşı da dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz.
"RUSYA İLE BÖYLE OLMASINI İSTEMEZDİK"
24 Kasım'da Rus uçağının düşürülmesinden sonra Rusya ile ilişiklerimizde maalesef bir kriz var, biz bunun böyle olmasını istemezdik. Ama biz başından beri tüm ikili görüşmelerimizde ve tüm açıklamalarımızda Suriye'de katil Esad rejimiyle mücadele eden muhaliflere yönelik saldırıları hep gündeme getirdik ve bunu kınadık. Son zamanlarda Rusya'nın özellikle muhaliflere yönelik saldırılarını hep gündeme getirdik ve bu saldırıları sonucunda maalesef çocuklar, kadınlar hayatını kaybetmiştir, bunu da gündeme getirdik. Birkaç gün önce yayınladığımız açıklamayla bunu şiddetli şekilde kınadığımızı ve uluslararası camianın artık Rusya'yı dur demesi gerektiğini söyledik. Sanırım bunları takip etme imkanınız olmadığı için Türkiye'nin sessiz olduğunu iddia ettiniz, kesinlikle doğru değildir. Türkiye, haksızlıklar, zulüm karşısında her zaman sesini yükseltmiştir, bundan dolayı hedef olmuştur. Bugün Türkiye ile beraber Suudi Arabistan'ın da haksızlıklar karşısında güçlü duruş sergilediğini görüyoruz, bundan gurur duyuyoruz. Suudi Arabistan ve Türkiye haksızlıklara karşı güçlü duruş sergilemeye devam edecektir."
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, bir başka soru üzerine Türkiye'nin Yemen'de koalisyonun yürüttüğü operasyona daha ilk günden destek verdiklerine işaret ederek, "Orada da halkın oylarıyla seçilmiş bir lideri düşürme gayretleri oldu. Bunun arkasında kimlerin olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu düşüncelerimizi Tahran'da da söyledik, Ankara'da da söyledik, gittiğimiz her yerde söyledik. O zaman Sayın Cumhurbaşkanımız, Suudi Arabistan Kralı ile yaptığı telefon görüşmesinde Suudi Arabistan'ın ve koalisyonun neye ihtiyacı varsa o desteği vereceğini çok net söylemiştir" dedi.
“GÖRÜŞLERİMİZ AYNI”
Türkiye'nin Suriye ve Yemen'de siyasi süreci desteklediğini, Suriye'deki siyasi süreçte Suudi Arabistan ile birlikte yer aldığını belirten Çavuşoğlu, "Yemen'de de siyasi diyalog ve müzakere sürecinin belli bir noktaya gelmesinden mutluluk duyduklarını söyledi. Çavuşoğlu, Tüm savaşların kesin çözümü siyasi çözümdür. Bu konuda Suudi Arabistan'ın da önemli bir rolü vardır" dedi.
Suriye konusunda Türkiye ve Suudi Arabistan'ın görüşlerinin aynı olduğunu vurgulayan Mevlüt Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Suriye'de Esad gitmeden ateşkesin sağlanamayacağını, istikrarın, barışın, huzurun gelmeyeceğini başından beri söylüyoruz. Bugün Suriye'deki gelişmeleri görünce 5 yıldır söyleye geldiğimiz tutumda haklı çıktığımızı tüm dünya gördü. Suriye'de istikrar ve barış için Esad'ın gitmesi gerekiyor. Siyasi çözüm için muhalefetin Riyad toplantısını destekledik ve bu konuda Suudi Arabistan'ı hem tebrik etmek gerekiyor hem de gönülden teşekkürlerimizi bir kere daha sunuyoruz. Bugüne kadar yapılan en kapsamlı muhalefet toplantısıydı.
Bu toplantılar sonucunda muhalefet yüksek istişare konseyini seçti, koordinatörünü belirledi, müzakere ekibini de belirledi. Müzakere ve siyasi çözüm için muhalefet hazır, şimdi Esad rejiminin de ekibinin hazır olması gerekiyor, ama Cenevre'ye gönderdikleri gibi ekip göndereceklerse müzakerelerden sonuç elde edilmez. Dolayısıyla artık Esad rejimine herkesin baskı yapması gerekiyor. Müzakere heyetini bir an evvel oluştursun, 6 aylık müzakere başlasın sonra Esad gitsin, 18 aylık dönemde Suriye'nin istikrarı ve geleceği tesis edilsin. Biz bu süreçte Suudi Arabistan ve Türkiye olarak Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğiz."