Gelecek hafta yapılacak Ortak Daimi Mekanizma toplantısı, İsveç ile ilgili kararın şekillenmesi açısından büyük önem taşıyor.
NATO’nun ve ABD başta olmak üzere ittifakın önde gelen tüm üyelerinin beklentisi, Türkiye ve Macaristan’ın İsveç’in ittifaka katılımını 11-12 Temmuz'da Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta düzenlenecek NATO Liderler Zirvesi öncesi onaylaması.
NATO, eski bir Sovyet kenti olan Vilnius’ta düzenlenecek zirvede, yeni üyeler Finlandiya ve İsveç ile birlikte 32 ülkeden oluşan daha güçlü, caydırıcı ve birlik içinde bir ittifak olarak Rusya’ya çok daha kuvvetli bir mesaj vermek istiyor.
Aynı zamanda ittifakın özellikle Kuzey kanadının savunma planlarının yenilenmesi, özellikle Baltık bölgesinde hava ve deniz kuvvetlerinin yapılanmasının İsveç’in üyeliği ile birlikte yeniden şekillenmesi için de üyelik sürecinin bir an önce tamamlanması isteniyor.
Zirveye sadece bir ay kadar bir süre kalmış olması ve onay sürecinin zaman gerektirmesi, diplomasinin zaman kaybetmeden devreye girmesine ve Ankara merkezli önemli bir trafiğin yaşanmasına neden oluyor.
Süreci başlatan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın göreve başlaması için düzenlenen törene katılan Stoltenberg, 4 Haziran’da Erdoğan ile yeni Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve yeni Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in de katılımıyla bir görüşme gerçekleştirdi.
Stoltenberg görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, aylardır söylediği görüşünü yineledi ve İsveç’in yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiğini, ittifaka katılması gerektiğini kaydetti.
Ancak NATO Genel Sekreteri’nin Türkiye’de olduğu hafta sonu PKK sempatizanlarının Türkiye ve Erdoğan’ı hedef alan gösterilerine Stockholm’de devam etmeleri ve İsveç yönetiminin buna izin vermesi sonrası, Stoltenberg’in Erdoğan ile görüşmesinden istediğini alamadan ayrıldığı yolunda değerlendirmeler yapıldı.
Stoltenberg’in kamuoyuyla paylaşabildiği tek olumlu haber, Türkiye-İsveç ve Finlandiya arasında Haziran 2022’de imzalanan üçlü anlaşmada yer alan unsurların uygulanıp uygulanmadığını gözeten Ortak Daimi Mekanizma toplantısının önümüzdeki hafta toplanacak olması oldu.
Daha önce Finlandiya, İsveç ve Brüksel’deki NATO karargâhında bir araya gelen Ortak Daimi Mekanizma’nın bu kez Ankara’da yapacağı toplantıda Türkiye’nin yapacağı değerlendirme, onayın zirve öncesinde olup olmayacağını göstermesi açısından önemli olacak.
Bu toplantı öncesi İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström’ün dün, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın da bugün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile yaptıkları telefon görüşmeleri dikkat çekti. Her iki bakan da görevine yeni başlayan Fidan’ı tebrik ederken NATO Zirvesi gündemini de ele aldılar.
Görüşmelerle ilgili basına yapılan kısa açıklamada, Fidan’ın Billström’e "terörle mücadele" konusunda somut adımlar çağrısını yinelediği, Ankara’da yapılacak mekanizma toplantısından sonra bir daha temasa geçme kararını aldıkları belirtildi.
Blinken-Fidan görüşmesinin ise sadece konu başlıkları paylaşıldı. Bu başlıklar arasında İsveç’in NATO üyeliği ve Türkiye’nin ABD’den almak istediği 40 yeni F-16 savaş uçağı konuları da yer aldı.
NATO başkentlerinde yapılan değerlendirmeler, İsveç ile ilgili sürecin uzamasının ittifak için siyasi ve askeri riskler yaratacağına işaret ediyor.
İttifak içinde çatlak görüntüsü vermenin yanı sıra Baltık bölgesi için gerekli savunma planlarının tamamlanamayacak olmasının, askeri olarak sıkıntı yaratan unsurlar arasında olduğu değerlendiriliyor.
Süreci yakından takip eden diplomatik kaynaklara göre, Türkiye’nin hem İsveç hem de Finlandiya ile yürüttüğü süreç haklı gerekçelere dayanıyor ve bu sürecin sonunda her iki İskandinav ülkesinde de "terörle mücadeleye karşı farkındalığın artmış olması" Türkiye’nin başarısı.
Müzakerelerin yaklaşık bir yıldır sürdüğünü anımsatan kaynaklar, sürecin daha da uzamasının genel olarak ittifakın zararına olacağı düşüncesinde.
Türkiye ise bu argümanlara yanıt verirken, NATO’nun İsveç ile genişlemesine karşı çıkmadığını, Finlandiya’nın yükümlülüklerini yerine getirdikten sonra onay sürecinin tamamlandığını anımsatıyor.
Buna ek olarak, "terörle mücadele" konusunda genel olarak beklentilerinin karşılanmadığını, güvenlik üretmesi gereken ittifakın her üyenin gereksinimlerine yanıt vermesi gerektiğini de kaydediyor.
NATO Genel Sekreteri’nin Erdoğan ile görüşmesinde sadece İsveç’in üyeliği konusu değil aynı zamanda Türkiye’nin ittifaktan uzun süredir talep ettiği terörle mücadele konusunda daha güçlü işbirliği istemi de gündeme geldi.
NATO’nun, Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başladığı 24 Şubat 2022’den bu yana ittifakın sadece kuzeyden gelen güvenlik tehditlerine odaklandığını, "güneyden gelen ve Türkiye topraklarını hedef alan terör saldırılarına karşı" yeterince pozisyon almadığı eleştirisini getiren Türkiye’nin, Vilnius Zirvesi’nde bu başlığın ayrıca yer alması konusunda girişimde bulunduğu biliniyor.
Türkiye, 3-4 Aralık 2019’da Londra’da düzenlenen NATO Liderler Zirvesi öncesi NATO’nun Baltık ve Polonya için hazırladığı savunma planını, ittifakın güney kanadı için hazırlanan savunma planında Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) "tehdit unsuru terör örgütü" olarak anılmamasından dolayı veto etmiş, vetosunu yapılan müzakerelerin ardından 6 ay sonra kaldırmıştı.
ABD, başını YPG'nin çektiği Suriye Demokratik Güçleri (SDF) ile Irak-Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı birlikte mücadele ediyor ve bu gruba askeri destek sağlıyor.
Türkiye ise YPG’nin PKK’nın Suriye ayağı olduğunu, dolayısıyla "terör örgütü" olarak tanımlanmasını istiyor.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in 12 Haziran’da ABD Başkanı Joe Biden ile Washington’da yapacağı görüşmenin temel konusunun, Vilnius Zirvesi ve İsveç’in üyeliği konusu olması bekleniyor.
Biden, Erdoğan’ı tebrik ettiği telefon görüşmesinde İsveç’in üyeliği ve F-16 satışı konusunun gündeme geldiğini kaydetmiş, Türkiye Cumhurbaşkanı ile bu konuyu ilerleyen haftalarda yeniden ele almak üzere sözleştiğini açıklamıştı.
Biden ile Erdoğan arasında Vilnius Zirvesi öncesi bir görüşme olup olmayacağı bilinmiyor.