Yeni yıl ile birlikte AB Dönem Başkanlığı koltuğuna oturacak olan Bulgaristan’ın Başbakanı Boyko Borissov ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Juncker, Türkiye ile ilişkiler konusunda açık konuşmak istediğini belirterek AB’nin taahhütlerine saygı göstereceğini ifade etti.
Son dönemde Türkiye’yi hukukun üstünlüğü, insan hakları ve demokrasi alanlarındaki olumsuz gelişmeler nedeniyle sert şekilde eleştiren ancak ilişkilerin koparılmasına net olarak karşı çıkan yaklaşımıyla dikkat çeken Juncker, ‘en iyi ilişki’ vurgusu yapsa da “Türkiye şu anda AB’den, temel felsefesinden, geleneğinden, tutkularından uzaklaşıyor. Bu, Türkiye’nin yapması gereken bir tercih. Bazı Türk yetkililerin katılım sürecini sona erdirme konusunda AB’yi suçlamaya çalıştıklarını düşünüyorum. Yaptığımız bu değil, istediğimiz Türkiye’nin tekrar Avrupalı olması” ifadelerini kullandı.
AB’nin Türkiye’deki mülteciler için vermeyi taahhüt ettiği mali destek konusuna da değinen Juncker, “Türkiye’ye sığınmacı programı çerçevesinde 3 milyar Euro taahhüt ettik, önümüzdeki yıllarda da 3 milyar Euro daha aktaracağız. AB bu sözünü tutacak ve oradaki mültecilere yardım etmeyi sürdürecek” dedi.
AB liderlerinin, Almanya’nın girişimi üzerine Türkiye’nin yararlandığı katılım öncesi fonların kısılması ya da yeniden yapılandırılmasına yönelik kararına da değinen Juncker, “Katılım öncesi fonların hacmi azaltılmayacak. Sadece aktarıldığı alanlar değişecek. Fonların daha çok yargı ve sivil toplum alanlarına kaydırılması sağlanacak” ifadelerini kullandı.