Bold Medya'da yer alan habere göre bu iddiaları doğrular nitelikte bir gelişme yaşandı. Yunanistan gazetesi Kathimerini, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yazılan güvence mektubunun son taslağına ulaştıklarını ileri sürdü.
Bu mektup taslağına göre, “Ankara’ya F-16’ların, Atina’ya F-35’lerin şartlı” gelmesi sağlayacak.
Mektubun aslı olmadığı ve sadece son taslak olduğu belirtilen Kathimerini gazetesindeki habere göre, ABD askeri malzemelerinin “meşru olmayan askeri amaçlar” için kullanılması, ekipman teslimatının tamamının veya bir kısmının askıya alınmasına veya iptal edilmesine neden olabilir.
NATO üyesinin savunma teçhizatını “aykırı bir şekilde” kullanması haline değinilen mektupta, ABD’nin kesin bir süreç ile diplomatik yollara başvuracağı ve durumun çözülmemesi durumunda teslimatların iptali de dahil olmak üzere bir kısmını veya tamamını askıya almak gibi kuralları uygulayacağı yer aldı. Eğer yine sonuç alınamazsa siyasi ve ekonomik yaptırımlara başvuracağı vurgulandı.
ABD’li diplomatlar sadece “tekrarlanan saldırılardan” bahsetmekle kalmayıp, özellikle Türkiye veya Yunanistan’ın diğer NATO müttefiklerine karşı kışkırtıcı faaliyetlerine karşı uyarıda bulundu.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Türkiye ve Yunanistan’a yapılacak gelecekteki satışlara atıfta bulunduğu mektupta “bu tür (kışkırtma amaçlı) faaliyetlere ya da Türkiye veya Yunanistan’ın bu tür faaliyetlerin yasaklanmadığına dair yanlış izlenimlerine karşı koruma sağlamayı amaçlayan ek hükümler eklemeyi düşüneceğini söyledi. Bu tedbirler, ABD’nin bölgesel politikaları ile küresel savunma ticareti duruşu ve mali yükümlülüklerinin tüm kapsamı dikkate alınarak ihtiyatlı bir yöntemle uygulanacaktır.” ifadeleri yer aldı.
Kathimerini ayrıca, “Türkiye Dışişleri ve Savunma bakanlıkları, mektubun varlığını ve yeni F-16’ların ve yükseltme kitlerinin satışına getirilen herhangi bir koşulu reddeden açıklamalar yaptı” ifadesinde bulundu.
Türkiye’nin terör örgütü kabul ettiği YPG’nin de bulunduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Abdi, ABD’nin F-16 uçaklarının kendilerine karşı kullanılmayacağına dair güvence verdiğini iddia etti.