Merkez Bankası’nın (TCMB) bugün politika faizinde hangi hızda bir artış yapacağı ve önümüzdeki dönemde uygulanacak politikalara yönelik olası mesajları piyasalarda bugün ana gündem maddesi olarak izlenecek.

Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında, 8,5 milyar doları deprem için ihraç edilecek tahvillerden oluşmak üzere 50,7 milyar dolar büyüklüğünde anlaşma imzalandı.

Bankacılar körfez ülkelerinden Türkiye’ye yönelik artan finansman ve iş ilişkilerinin zamana yayılmasının beklenen etkilerini de takip edecek.

Piyasalar, seçim sonrasında kamu kontrollü bir yapıdan serbest politikalara doğru geçişte, önemli bir bileşen olarak gördükleri para politikasında nasıl bir patika tercih edileceğini anlamaya çalışıyorlar.

Vergi artışları ve TL’deki değer kaybı ile TÜFE’nin yıl sonuna kadar yükselişini sürdürerek yüzde 60’a doğru yükselmesi bekleniyor.

Bankacılar bu kapsamda ‘rasyonel politikalara geçiş sürecinde’ politika faizinin sıkılaştırmada ne kadar kullanılacağının netleşmesi için Para Politikası Kurulu (PPK) metninde yer alan mesajlara da odaklanacaklar.

Bankacılar faiz başta olmak üzere uygulanacak ekonomi politikalarına ilişkin henüz bir patikanın paylaşılmamış olmasının belirsizlik yarattığına dikkat çekiyor.

Uzun vadeli TÜFE tahmini içerecek olması nedeniyle ekonomistler TCMB’nin önümüzdeki hafta enflasyon raporuyla birlikte bu belirsizliğin bir miktar azaltabileceğini belirtiyorlar. Ancak daha kapsamlı ekonomi uygulamaları için Eylül ayındaki Orta Vadeli Program öne çıkıyor.

TCMB’nin 2023 sonu için TÜFE tahmini yüzde 22,3 seviyesinde bulunuyor.

Reuters anketine göre TCMB’nin geçen ay başladığı kademeli faiz artışlarına, bir haftalık repo faizini Perşembe günü 500 puan artışla yüzde 20’ye çekerek devam etmesi bekleniyor.

Bu hafta, faiz artışının piyasa beklentisi olan 500 baz puan yerine 150-200 baz puan olacağına yönelik haberler kurda yükselişi beraberinde getirdi.

Dolar/TL bu hafta 27,05 zirvesine yükseldikten sonra dün akşam 26,60’a kadar geriledi. Dolar/TL bu sabah ise güne 26,85 civarında başladı.

BAE’yi oluşturan emirlikler içinde en büyüğü olan Abu Dabi’nin ulusal varlık fonu ADQ tarafından yapılan açıklamada, anlaşmalar kapsamında Türkiye’nin deprem sonrası yeniden inşa faaliyetleri için ihraç edeceği 8,5 milyar dolar büyüklükte tahvilin satın alınması ve Türk Eximbank’a 3 milyar dolar büyüklükte finansman sağlanması için iki ayrı mutabakat zaptı imzalandığı ifade edildi.

Bankacılar BAE ile açıklanan 50.7 milyar dolarlık anlaşmalara Suudi Arabistan ve Katar için henüz resmi tutar açıklanmayan anlaşmaların da dahil olacağını tutarın bu nedenle tarihte “eşi görülmemiş” miktarlara işaret ettiğine dikkat çektiler. Bu kapsamda ilgili tutarların hangi yöntemle ve ne zaman Türkiye’ye geleceği de yakından izlenecek.

Bir bankanın döviz masası işlemcisi Körfez sermayesinin piyasalara etkisine ilişkişn, “Mevcut kur yapısında TCMB’nin her kaynağı rezervlerine almak isteceğini düşündüğümüzden kurda düşüş yönünde ancak sınırlı bir etki olabilir” dedi ve ekledi:

“Tek seferde 50 milyar dolar gelmiyor. Ancak, açıklanan 8,5 milyar dolar sukuk Türkiye’nin neredeyse bir yıllık dış borçlanmasına eşit bunlar daha önce Türkiye ekonomisinde eşi görülmemiş rakamlar. Bu nedenle süreç kurda önümüzdeki dönem yaşanabilecek yükselişleri sınırlar ve dış finanman endişelerini de önemli derecede azaltacağı için CDS tarafında ve eurobond faizlerinde düşüşe destek olur” dedi.

İç veri gündeminde bugün Temmuz ayı tüketici güven endeksi, Haziran ayı merkezi yönetim borç stoku ile TCMB haftalık verileri yer alıyor. Bankacıların hesaplamaları TCMB toplam rezervlerinin geçen hafta 113 milyar dolara ulaştığını gösteriyor.

Merkez Bankası tarihi dip seviyelere inen rezervlerini Haziran ayı başından beri yaklaşık 20 milyar dolar artırdı. Bunun bir yan etkisi olarak 2011’den beri ilk kez açık piyasa işlemleri (APİ) ile yapılan fonlama ise eksiye döndü. Dün itibarıyla TCMB’nin sterilize ettiği tutar 197 milyar TL’ye yükseldi.