"Nasıl böyle bir şey olabilir" diye soran Reissner, “Şok içerisindeyim. Demokratik bir ülkede kanalların savcı kararıyla kapatılıyor olması anlaşılır değil. Normal bir ülkede bunun için mahkeme kararı gerekir" dedi.
Bugün'den Metin Arslan'ın haberine göre, YARSAV 4. Olağan Genel Kurulu için Türkiye’ye gelen Uluslararası Yargıçlar Birliği (IAJ) Başkanı Gerhard Reissner, 17 Aralık sürecinin ardından zirveye ulaşan hukuksuz uygulamalar ve yargının içinde olduğu durumla ilgili BUGÜN’e konuştu. IAJ Başkanı Reissner, 1 Kasım seçimleri öncesi BUGÜN TV, Kanaltürk ve Samanyolu'nun da aralarında bulunduğu 7 kanalın Digiturk, Tivibu ve TÜRKSAT uydusu üzerinden yayınının engellenmesine tepki gösterdi.
MAHKEME KARARI ŞART
“Şok içerisindeyim. Nasıl böyle bir şey olabilir? Demokratik bir ülkede kanalların savcı kararıyla kapatılıyor olması anlaşılır değil. Normal bir ülkede bunun için mahkeme kararı gerekir. Böyle bir şey olmaz” diyen Reissner, televizyon kanallarının mahkemeye başvurması gerektiğini söyledi. Reissner, “Yargının da medya özgürlüğünü etkileyecek bu durumu derhal görüşüp karara bağlaması gerekir. Kanallar hakkındaki yasaklamanın mutlaka mahkeme kararına dayanması gerekir” dedi.
HEPSİNİ İNCELEDİK
"HSYK, hükümetin kontrolü altında. Hakim, savcı, gazeteci ve muhaliflere yönelik soruşturma ve tutuklamalarla ilgili ne düşünüyorsunuz" sorusuna Reissner, Anayasa, HSYK Kanunu, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu ile Kurul'un çıkardığı kararnameleri incelediklerini kaydetti. Geçtiğimiz haziran ayında yayınlanan kararnameyle 2600 hakim ve savcının yerinin değiştirildiğini vurgulayan Reissner, Avrupa Komisyonu, Venedik Komisyonu, Avrupa Yargıçlar Birliği, Uluslararası Yargıçlar Birliği ile ABD İnsan Hakları Raporu ışığında konuştuğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
HUKUKU KÖTÜYE KULLANIYORLAR
"Bunlar birbirlerini doğrulayan raporlar. Yargıdaki bazı kişilerin hükümetin isteği doğrultusunda hareket etmeyen bürokratlara yapılanlar var. Burada hukuk ve kanunun kötüye kullanıldığını görüyoruz. Hükümetle aynı çizgide olmayanlara karşı hukuki kurumların kullanıldığını görüyoruz. Çok açık bunun örnekleri var."
HSYK HUKUK ÇiZGiSiNE GELMELi
HSYK’nın kural ve prensiplerine aykırı şekilde hakim ve savcıların görev yerlerini değiştirdiğine dikkat çeken Reissner, şöyle konuştu: "Uluslararası standartlara göre hakim ve savcıların görev yeri kesinlikle rızası olmadan değiştirilemez. Bunun iki kabul edilmiş istisnası var, yargının bütünüyle organizasyonunda ciddi değişiklikler yapılması ve disiplin açısından suç işlediğinde. Bununla sınırlıdır. Kanunlar, yönetmelikler ve ilke kararlarına göre 2-3 yıl geçmeden değiştirilemez. Ama HSYK’nın yaptığı tamamen farklı bir şey. HSYK’nın hukuk çizgisinde devam etme yükümlülüğü var."
HÜKÜMET YARGIYA MÜDAHALE ETMEMELİ
Adalet Bakanı’nın HSYK’daki güçlü konumunun mutlaka değiştirilmesi gerektiğini kaydeden IAJ Başkanı Gerhard Reissner, "Bu yargı bağımsızlığı açısından ciddi bir sıkıntı unsuru. Hükümetin HSYK seçimlerine olan müdahalesinin engellenmesi önemli. Oradan kendisini uzak tutması gerekiyor. Farklı görüşte olan ya da hükümetin istediği yönünde karar vermeyen hakimlere yönelik keyfi tutumların derhal sonlandırılması gerekir" uyarılarında bulundu.
DOĞAL YARGIÇ İLKESİNE AYKIRI
Herhangi bir hakimin hükümetin hoşuna gitmeyen bir karar vermesi nedeniyle baktığı davadan alınıp yerinin değiştirildiğini belirten Reissner şöyle devam etti: "Bazıları da tutuklanıyor. Bütün vatandaşların adaletini etkileyecek şekilde, özellikle yüksek hassasiyet içeren, kamuoyunda tartışılan dosyalarda hakimlerinin değiştirilmesi doğal yargıç ilkesine de aykırılık teşkil ediyor. Örneğin Mersin’deki nükleer santral davasına bakan hakimlerin görevden alınması. 3 köprü davasında karar veren hakimlerin görev yerinin değiştirilmesi örnektir."
HSYK MÜDAHALELERİ ENGELLENMELİ
Yürütmenin açıktan destek verdiği Yargıda Birlik Platformu (YBP) üzerinden yargıyı etkilediği iddialarının hatırlatılması üzerine Reissner şunları söyledi: "Doğası gereği yargı bağımsızlığını koruması gereken organ HSYK’dır. Yargıya yapılan müdahaleleri engellemesi gerekir. Kuruluş amacı budur. Avrupa’daki HSYK’lar böyledir. Demokratik ülkelerde bu tip kurullara biçilen rol budur. Türkiye’deki oluşum onun doğasına aykırı bir yapılanma. HSYK’nın kompozisyonunu oluşturan YBP’nin HSYK seçim sürecindeki faaliyetlerini biliyoruz. Avrupa Yargıçlar Birliği olarak gözlemci heyeti gönderdik. Bu platforma sağlanan kullandırılan devlet imkanları var."
HAKİMLERE TUTUKLAMA KAYGI VERİCİ
Hakimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer'in 63 kişi hakkında verdikleri tahliye kararlarından dolayı tutuklu bulunduklarını hatırlatan Uluslararası Yargıçlar Birliği Başkanı Reissner, Avrupa Yargıçlar Birliği'nin 2 hakimin derhal salıverilmesini isteyen deklarasyon yayınladığını hatırlattı. Reissner, "Bu hakimler, şüphelilerin delil yetersizliğinden tutuksuz yargılanması kararı verdiklerinden dolayı tutuklu bulunuyor. Sulh ceza hakimlerinin soruşturmanın gizliliği kararları nedeniyle tutuklu hakimler kendilerini savunma imkanına bile sahip değiller. Bu insanlar en temel haklarını kullanamıyor. Böyle bir şey olabilir mi" tepkisini gösterdi.
YAPILANLAR AKIL DIŞI
Hakimlerin 4 aydan fazla bir süredir tutuklu olduğunu hatırlatan Reissner, bu durumu ‘olağandışı’ olarak niteledi. Reissner, “Bildiğim kadarıyla dosyaya sunulan hiçbir delil yok. Kararlarından dolayı tutuklular. Bütün bunlar olağandışı, akıldışı şeyler. Ne zaman Türkiye’nin durumu gündeme gelse bütün ülkeler kaygılarını dile getiriyor. Avrupa Yargıçlar Konseyi, Uluslararası Yargıçlar Birliği’nde görev yaptım. Tüm bilgi birikimimle söylüyorum; Türkiye’de son derece kaygı verici gelişmeler oluyor. Bahsettiğim hukuk örgütleri de bundan kaygı duyuyor” dedi.
BASKIYA DİRENEN YARGI MENSUPLARINI TAKDİR EDİYORUM
Türk meslektaşlarına seslenen Uluslararası Yargıçlar Birliği Başkanı Reissner, baskılara rağmen yargı bağımsızlığını savunan hakim ve savcıların duruşlarını takdir ettiğini söyledi. Reissner, "YARSAV’ın mücadelesi her türlü takdirin üzerinde. Bu gelecek için umut kaynağıdır. Kesinlikle bu duruşu terk etmeyin. Bu ancak bir şeylerin değişmesine vesile olacaktır. Arjantin’de de benzer baskılara karşı hakim ve savcılar mücadele verdi. Türkiye’de de ciddi mücadele veriliyor" dedi.