Economist'te yer alan habere göre Ahmet Bayraklı, aradaki kısacık mesafeye rağmen Sisam Adası’na yıllarca Kuşadası’ndan bakabildi.
Türkler için giderek zorlaşan Schengen vizesi almadan oraya seyahat edemiyordu.
Ancak Nisan ayından bu yana, Samos dahil on Yunan adasının kapıları, Türklerin yedi gün kalmasına izin veren özel bir “kapı” vizesi ile açıldı.
Albayrak bu avantajdan yararlanan on binlerce kişiden biri.
Kuşadası’ndan adanın başkenti Samos Kasabası’na 90 dakikada ulaşan sabah feribotu için kuyruğa girerken “Önceden çok saçmaydı, burası bizim komşumuz” dedi.
Geçen yılın sonunda kararlaştırılan kapı vizesi, Atina ve Ankara arasındaki buzların çözülmesinin bir meyvesi.
İki ülke yıllardır Ege’deki deniz sınırları, Doğu Akdeniz’deki gaz hakları, mülteciler ve AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’deki Bizans döneminden kalma kiliseleri camiye dönüştürme hevesi gibi konularda anlaşmazlık içindeydi.
Bu anlaşmazlıkların hiçbiri ortadan kalkmadı. Aksine, hem Erdoğan hem de Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis, dost olarak daha çok şey kazanılabileceğine karar verdiler.
Londra’daki düşünce kuruluşu Chatham House’da çalışan Galip Dalay, “Jeopolitik gerilimin maliyeti oldukça yüksekti” diyor.
Yüz yüze görüştüklerinde Yunanlılar ve Türkler iyi geçinme eğilimindedirler.
Ege’nin iki yakasındaki müzik ve mutfak kültürleri neredeyse aynıdır ve Yunanca’nın Samyan lehçesine Türkçe kelimeler serpiştirilmiştir.
Siyasi çekişmeler her iki taraftaki turizm işletmelerine de zarar veriyor.
Zira bu işletmelerin müşterilerinin büyük bir kısmını adalar ve Türkiye kıyıları arasındaki trafik sağlıyor.
Türkiye’nin Mayıs ayında %75’e ulaşan yüksek yıllık enflasyon oranı da, Yunan adalarını Türkler için ekonomik olarak daha cazip hale getirdi.
Ancak Türklerin kapı vizesi almak için hala çok para ödemesi gerekiyor: 60 € (65 $), tam Schengen vizesinden sadece biraz daha az ve Yunanistan’da geçirecekleri süreyi kapsayan bir seyahat sigortası yaptırmaları gerekiyor.
Tüm Samos işletmeleri bunun faydalarını göreceklerine inanmıyor. Köyündeki atölyesinde seramik satan bir Samoslu zanaatkârın dediği gibi, “Türkler geliyor ama paraları yok.”