Türmen: Türkiye otoriter rejimden faşist rejime evriliyor


Strasbourg'da Can Dündar, Erdem Gül ve tutuklu gazeteciler için düzenlenen dayanışma gecesine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) eski başkanı Jean Paul Costa ve AİHM'de 10 yıl boyunca görev yapmış Rıza Türmen de katıldı. Costa ve Türmen ifade özgürlükleri ve hak ihlalleri konusunda hükümete ağır eleştiriler yöneltti.

1998-2008 yılları arasında Strasbourg'da AİHM Türk yargıcı olarak görev yapan Rıza Türmen, son yaşanan olaylara artık Türkiye'nin otoriter rejimden faşist rejime everildiğini iddia etti. Basına yapılan ağır baskılar ve Güneydoğu'da yaşananların ise bunun belirtilerinden bazıları olduğunu söyledi.

Türk yargısındaki durumu "Cumhurbaşkanı emir verdi, savcı ve hakimler talimatı yerine getirdi" şeklinde özetleyen Rıza Türmen, "Tutuklamanın hukukla hiçbir ilgisi yok, iddianame ise tam bir hukuk skandalı." ifadelerini kullandı.

"İNSAN HAYALİNİN ERİŞEMEYECEĞİ İLİŞKİLER KURULDU"

AİHM'nin 19 Ocak'ta Nokta dergisi hakkında verdiği karar ve 2007 yılındaki AİHM kararlarına atıfta bulunan Rıza Türmen, kamuoyunun faydasına olan bilgilerin gizlenemeyeceğini ifade etti. Can Dündar'dan önce MİT TIR'ları ile ilgili haberlerin farklı gazetelerde yayınlandığını ve askeri sır özelliğini kaybettiğini belirten Türmen, iddianamede "FETÖ, PYD, Can Dündar ve Erdem Gül arasında insan hayalinin erişmeyeceği bir ilişki kurulduğunu" söyledi. MİT TIR'larını durduran polis ve askerler ile savcı ve hakimlerin de tutuklandıklarını hatırlatan Türmen, bu tip hukuksuzlukları meşhur Dreyfus olayında bile yaşanmadığını söyledi.

"DEMOKRASİ CEPHESİ OLUŞTURULMALI"

Rıza Türmen, "Türkiye'de herkesin kendi özgürlüğü için mücadele etmesi yerine faşizme karşı bir demokrasi cephesi oluşturulmasını" da talep etti ve ancak bu sayede Türkiye'nin özgürlük ve insan hakları konusunda uluslararası alanda standartlara erişebileceğini söyledi.

Türmen, Güneydoğu Anadolu'da yaşananlarla ilgili bir soru üzerine "Etnik problemler, İrlanda ve Güney Afrika'da tecrübe edildiği gibi silah kullanarak insan öldürerek çözümlenemez, masaya oturarak ve müzakere edilerek çözülebilir, diğer türlü bugün bastırsanız biler yarın öbür gün tekrar patlak verir." ifadelerini kullandı.

AİHM ESKİ BAŞKANI: ÖZGÜRLÜKLERİN SAVUNULMASINA SINIR KONAMAZ

AİHM eski Başkanı Jean-Paul Costa, ifade ve basın özgürlüğünün sadece bir ülkeye ait değil evrensel bir sorun olduğuna değindi. Fransa'nın da 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılım başlarında haksız yere mahkum edilen Dreyfus ve onu savunan Emile Zola olayını yaşadığı hatırlatan Costa, üzerinden 100 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen bu adaletsizlik ve mahkumiyetlerin insanların zihinlerinde taze olduğunu söyledi. Dreyfus olayı ile casusluk yüzünden hapishanede tutulan gazeteciler arasında benzerlik olduğunu söyleyen Costa "Onlar da hükümetin etkisiyle adaletsiz yargılama sonucu mahkum edilmişti." dedi.

'Sınır tanımayan' gazetecilerin kavgasının herkesin kavgası olduğunu vurgulayan Costa "Bence de özgürlüklerin savunulmasında sınır konamaz." dedi. Nobel ödüllü Fransız hukukçu Rene Cassin'in "dünyanın bir yerinden özgürlükler bastırılıyorsa o dünyada barıştan söz edilemez" sözüne atıfta bulunan Costa, bu sebeple Türkiye'de özgürlüğün çiğnenmesi ve hapse atılmasının evrensel boyutta herkesi ilgilendirdiğini söyledi. CİHAN
<< Önceki Haber Türmen: Türkiye otoriter rejimden faşist rejime evriliyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER