Türkiye’nin ekonomik krizden nasıl çıkabileceği Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Koç Üniversitesi’nin kurduğu Ekonomik Araştırma Forumu’nda tartışıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, krizden çıkabilmek için önce problemlerin doğru teşhis edilmesi gerektiğini söyledi.
TÜSİAD BAŞKANI: BORÇ YÜKÜ ALTINDA ZORLANIYORUZ
Kaslowski, “Bugün artan finansman maliyetleri ve borç yükü altında zorlanıyoruz. TL’nin hızlı değer kaybettiği her dönem bilançolara ek yük biniyor ve reel sektörün yatırım yapma ve istihdam oluşturma kapasitesi düşüyor.” dedi.
“Bugün en acil ihtiyacımız biriken risklerimizi azaltmaktır.” diyen Kaslowski, enflasyon ve kur artışı sebebiyle özel sektöre ait 212 milyar dolar dış borcun kördüğüm haline geldiğini söyledi.
TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski'nin hedefinde yine krize çare bulmakta zorlanan AKP hükümeti vardı.
İLK ÖNCE “YANLIŞ YAPTIK” DENİLMELİ
Kaslowski isim vermeden hükümetin krize karşı çözüm üretmekte yetersiz kaldığını ima etti.
TÜSİAD Başkanı Kaslowski çözüm için formülü ise şöyle özetledi: “Çözümün ilk şartı yapılan yanlışları kabul etmek ve bir daha tekrarlamamak için gerekli dersleri çıkarmak. Mali istikrarın ilk şartı düşük ve stabil bir enflasyon oranını sağlamaktır. Son dönemde enflasyonun döviz kuru artışından beslendiğini görüyoruz. Artan dolarizasyonu engellemek için yapmamız gereken enflasyonu en kısa sürede düşürmektir.”
SAĞMAN: DOLARİZASYON YÜZDE 27’DEN YÜZDE 57’YE ÇIKTI
Gazeteci Hande Demirel’in yönettiği panelde konuşan Bilgi Üniversitesi öğretim görevlisi Murat Sağman’a göre ekonomideki dolarizasyonun 2010 yılında yüzde 27 iken bugün yüzde 57’ye çıkmasında piyasaya sürekli müdahale edilmesi de rol oynuyor.
Sağman, “Son birkaç ayda 80-90 milyar dolar ekstra dolarizasyon oldu. 100 milyar dolardan 200 milyar dolara çıktı.” dedi.
Sağman, “Ekonomimizin en iyi olduğu dönemde siyasal istikrar vardı, seçimsiz dönemler vardı. 23 Haziran’da son beş yıldaki yedinci seçimi yaşayacağız. Seçim dönemi 23 Haziran’da tamamen kapanacak mı? Bundan da yüzde yüz emin değiliz. Bu da kırılganlığı artırıyor.” ifadelerini kullandı.
Bilgi Üniversitesi öğretim görevlisi Murat Sağman, Türkiye'nin bugün yurt dışından yüzde 8 faizle borç bulabildiğini, IMF ile anlaşma yapılması halinde yüzde 2 ile kredi kullanılabileceğini söyledi.
YÜZDE 9 OLAN ENFLASYON YÜZDE 20’YE TIRMANDI
Ekonominin küçülme ihtimalinin devam ettiğini kaydeden Sağman, “Enflasyon bugün yüzde 20 seviyelerinde, geçen sene başında yüzde 9 civarındaydı. Enflasyon düşmeyince faizleri düşüremiyoruz. Çok büyük sorun enflasyon ve arkasından gelen işsizlik. Mali disiplin çok önemli çıpaydı, bütçede bozulma var.” ifadelerini kullandı.
Sağman, Avrupa Birliği (AB) gibi Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) çıpa olduğu dönemde uluslararası doğrudan yatırımın 27 milyar dolara ulaştığının altını çizdi.
Sağman, bugün Türkiye’nin yurtdışından yüzde 8 ile borçlandığını ancak IMF ile bir anlaşma yapılması halinde borçlanma maliyetinin yüzde 2’ye düşeceğini ifade etti.
YA IMF’YE GİDECEKSİNİZ YA DA...
Türkiye’nin risk primi ile döviz kurlarının sürekli yükseldiğine dikkat çeken Özyeğin Üniversitesi öğretim görevlisi Gizem Öztop Altınsaç’a göre, finansal krizden çıkmak için Türkiye’nin iki seçeneği bulunuyor.
Özyeğin Üniversitesi öğretim görevlisi Gizem Öztop Altınsaç, batık kredileri tasfiye etmek maksadıyla Türkiye'nin kendi kuracağı bir fona kaynak bulmasının zor olacağını söyledi.
Altınsaç, “Ya IMF’ye gidip kaynak bulacaksınız ya da diğer yolu belirleyeceksiniz kendi kendime bir fon kuracağım diyeceksiniz.” diye konuştu.
RİSK PRİMİ 500'Ü GEÇTİ
Altınsaç, “Gayrımenkuldur, enerjidir sorunlu kredileri bu fona aktaracağım, bankanın bilançosunu sileceğim diyebilirsiniz. Lakin bu zor bir mekanizmadır. Güvenilir fon, buna iştirak edecek yabancı şirketleri, kişileri bulmanız lazım. Yabancı yatırımcı olmalı.” dedi.
Altınsaç, iletişim hataları ve doğrudan piyasaya müdahaleler yüzünden Türkiye’nin risk priminin (CDS) 500'ün üzerine çıktığını ve döviz kurlarının da yükseldiğini vurguladı.