Merkezi Belçika’da bulunan Tutuklu Avukatlar İnisiyatifi (Arrested Lawyers Initiative-ALI) hapsedilmiş veya yargılanmayı bekleyen yüzlerce kişi ile ilgili delil topluyor. İnsiyatif, binlerce avukatın tutuklanmalarından ve hapsedilmelerinden sorumlu olan Türk savcı ve devlet görevlilerine karşı Birleşik Krallığın ‘Magnitsky’ tipi insan hakları yaptırımlarını kullanmayı hedefliyor. Sözü edilen tedbirler, kendi vatandaşlarına karşı işlenmiş olsa bile, Birleşik Krallık sınırları dışında ciddi insan hakları ihlalleri yapan kişilerin cezalandırılmalarını öngörüyor. İnsiyatife bağlı avukatlar, adil yargılanma hakkinin ihlal edilmesini protesto etmek için açlık grevine giden Ebru Timtik’in ölümünden sonra Ağustos ayında İstanbul’da toplanmıştı.
İngiliz The Guardian gazetesi, Türk insan hakları gruplarının, binlerce avukatı tutuklamaktan ve hapsetmekten sorumlu Türk savcı ve yetkililere karşı İngiltere’nin Magnitsky tarzı insan hakları yaptırımlarının kullanılması için harekete geçtiklerini yazıyor.
Gazetenin haberinde Tutuklu Avukatlar Girişimi (The Arrested Lawyers Initiative) organizatörlerinin, Türkiye’deki hapishanelerde tutuklu bulunan hâkimler ve yasal temsilcilere yönelik işkence ve kötü muamele iddialarına ilişkin delil topladıkları da belirtiliyor.
Haberde, Tutuklu Avukatlar Girişimi’nin, hükümete karşı yapılan 2016’daki başarısız darbe girişiminden bu yana, hükümetin talimatına göre hareket etmeyi reddeden Türkiye'deki yerel baro başkanlarının ve yargıçların neredeyse tamamının, "suçun bir parçası olarak uydurma suçlamalarla gözaltına alındıklarını ve tutuklandığını" söyledikleri de belirtiliyor.
En az bin 500 avukat hakkında dava açıldığını, 600 avukatın yargılanmayı beklediği ve 441 avukatın ise toplam iki bin 278 yıl hapis cezasına çarptırıldığını açıklayan organizasyon gözaltına alınanların çoğunun işkenceye maruz kaldıklarını, hücre cezasına çarptırıldıklarını ve sağlık hizmetlerinden mahrum bırakıldıklarını, avukatlarıyla görüştürülmediklerini, hatta bazılarının gözaltında öldüklerini de vurguluyor.
Bu yıl yürürlüğe giren İngiltere Küresel Haklar Yaptırımları’nın yeni güçlerin kullanımını tetiklemesi ümidiyle, Dışişleri Bakanlığı için iki avukat Kevin Dent QC ve Michael Polak tarafından bir başvuru hazırlanıyor.
Bu yasa, başka ülkelerin kendi vatandaşlarına karşı gerçekleştirilmiş olsa bile, ciddi hak ihlallerine sebebiyet verdiğinden şüphelenilenleri cezalandırmaktadır. 2020 Yaptırımlar Yasası kapsamında yapılan düzenlemeler, ABD'nin Magnitsky Yasası örneğini kopyalamaktadır. Bu yasa, ABD makamlarının Rus avukat Sergei Magnitsky'nin ölümünden sorumlu olduğu iddia edilen Rus yetkililere cezai yaptırımlar uygulamasının yolunu açmıştı. Yolsuzlukları ortaya çıkaran Magnitsky hapisten çıkmak üzereyken 2009 yılında Moskova hapishanesinde dövülerek öldürülmüştü.
İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, bu yıl Temmuz ayında, insan hakları ihlalleri ve suistimallerinden en kötülerinden bazılarına" karışan 49 kişi ve kuruluşa karşı ilk "Magnitisky tarzı" yaptırımları duyurmuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümetinin, 2016’daki başarısız darbe girişiminin ardından kitlesel tutuklamalar ve sivil haklara baskı dalgaları başlatmasından bu yana Türkiye'deki koşulların geniş çapta kınandığını da aktaran gazete avukatların yanı sıra gazeteciler, hak savunucuları, akademisyenler, öğretmenler ve memurların da baskının kurbanları arasında yer aldığını, yargıçların görevden alındığını, gözaltına alındığını ??veya hapsedildiğini de belirtiyor.
Tutuklananlar arasında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser ve yazar Ahmet Altan’ın da yer aldığına işaret eden gazete, insan hakları avukatı Ebru Timtik’in adil yargılamanın reddedilmesini protesto etmek için Ağustos ayında açlık grevi yaptıktan sonra hayatını kaybettiğine de işaret ediyor.
İngiltere'deki kıdemli avukatların, endişelerini dile getirenler arasında yer aldığını da yazan gazete, İngiltere ve Galler'deki avukatları temsil eden Hukuk Topluluğu'nun başkanı David Greene’nin şu sözlerine yer veriyor:
"Günlük işlerini yaptıkları için binlerce avukatın yargılanması büyük bir saçmalık. Riskler ve tehlikelerle karşı karşıya kalan ama işini yapmaya devam eden insanlara hayranlık duymalıyız ... Onlar için sesimizi yükseltme borcumuz var."
Gazetedeki habere göre Profesör Thomas Grant QC de, Gresham Koleji'nde bu hafta yaptığı konuşmada, Türkiye'deki avukatların sadece temsil ettikleri kişiler yüzünden hedef alındığını söyledi. Grant, "Terörizmle ilgili suçlarla suçlanan müvekkilleri temsil eden avukatların kendilerinin" terör örgütüne yardım ettikleri "için gözaltına alındığını" belirtti.
Gazetenin haberinde, “Birleşik Krallık mahkemeleri şu anda şüphelileri, taleplerinin siyasi amaçlı olduğuna inandıkları veya cezaevi koşullarının aşırı kalabalık ve güvenli olmadığı gerekçesiyle Türkiye'ye iade etmeyi reddediyor. Birleşik Krallık'ın Küresel İnsan Hakları Yaptırım Yönetmeliği, yabancı bir devletin yetkililerinin, bireyleri öldürmeyi, onları işkence veya zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye veya cezaya maruz bırakmayı veya onları köleliğe veya zorunlu çalışmaya zorlamayı içeriyorsa cezalandırılabilir” deniyor.
Gazeteye konuşan bir Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, “Türk hükümetinin 2016'daki darbe girişiminin faillerine karşı harekete geçme hakkı var, ancak alınan önlemlerin orantılı ve Türkiye'nin uluslararası insan hakları yükümlülükleriyle uyumlu olması hayati önem taşıyor. "İnsan haklarıyla ilgili endişelerimizi Türk makamlarına düzenli olarak iletiyoruz ve dışişleri bakanı bunu Temmuz ayında mevkidaşıyla yaptığı görüşmede de dile getirdi" şeklinde ifadeler kullanıyor.