F.B. eşiyle telefonla görüşmesi hakkında mevzuatta açık bir yasağın bulunmadığın vurgulayarak Tokat İnfaz Hakimliği’ne başvurdu ancak reddedildi. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı itiraz da reddedilince F.B. tutuklu olarak farklı ceza infaz kurumunda bulunan eşiyle yeterli şekilde iletişim kuramamaları nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu ve 100 bin TL tazminat talep etti.
“DEVLET, AİLESİYLE İLETİŞİM KURMASINI SAĞLAMAK ZORUNDADIR”
Anayasa Mahkemesi yaptığı inceleme sonunda şu tespitlerde bulundu:
Devletin hükümlü ve tutukluların özellikle yakın derecedeki aile bireyleriyle temasını devam ettirecek önlemleri alması yönünde pozitif yükümlülüğü bulunmaktadır.
Bu yükümlülük makul bir gerekliliğin olması durumunda, kamu düzeninin ve kurum güvenliğinin sağlanması yönündeki meşru amaça doğrultusunda sınırlı bir süre için yerine getirilmeyebilir. Fakat devlet her durumda tutuklu ya da hükümlünün ailesiyle asgari bir iletişim kurmasını sağlamak zorundadır.
Suç işlenmesinin önlenmesi ya da yasa dışı haberleşmenin önüne geçilmesi amacıyla telefon görüşmelerinin idarece dinlenip kayıt altına alınması da mümkündür.
Başvurucunun eşiyle aile hayatının devamını sağlayacak şekilde asgari de olsa iletişini/temasını sürdürecek önlemlerin alınmaması yönündeki söz konusu iddiasının aile hayatına saygı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.”
HÜKÜM
Adli yardım talebinin KABULÜNE,
Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR olduğuna,
Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
Başvurucuya net 10 bin TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
Kararın bir örneğinin bilgi için Tokat İnfaz Hakimliği’ne GÖNDERİLMESİNE,
OYBİRLİĞİYLE karar verildi.