Hakime Rabia Başer, eşinin özgürlüğüne kavuşacağı zamana kadar eşinin twitter hesabını kendisinin kullanacağını açıkladı. Yanlarında olan herkese teşekkür eden Başer, “Bundan sonra da başımız dik dolaşmaya devam edeceğiz, eşimle gurur duyuyoruz.” diye paylaşımda bulundu. Eşinin tutukluluk kararını veren hakimlere de seslenen Hakime Başer, “Mesela bugün eve gidip eşinize; "Bugün bir hâkimin kararını beğenmedik tutukladık." mı dediniz? Sizler bugün çocuğunuzun ve eşinizin yüzüne gururla bakabildiniz mi?” diye sordu. Hukukun evrensel standartlara kavuştuğu zaman hakimlerin ne yapacaklarını da twitter üzerinden soran Hakime Başer, “Değer miydi hukuku da meslektaşlarınızı da bir hiç uğruna katletmeye? UNUTMAYIN , HUKUK BAZEN UYUR AMA ASLA ÖLMEZ . BIR GÜN MUTLAKA UYANIR.” şeklinde sitemde bulundu.
Hakime Rabia Başer'in eşinin hesabından attığı twittler şu şekilde;
1. Bugün eşimi verdiği bir karardan dolayı kendi ayağımızla gidip saatlerce beklediğimiz Bakırköy Adliyesinde tutukladılar.
2. O nedenle artık Twitter Hesabını kendisi özgürlüğüne kavuşuncaya kadar ben kullanacağım.
3. Öncelikle "verdiği bir karardan dolayı" usulsüz ve hukuk dışı tutuklanan eşimin yanında olup destek veren herkese teşekkürler.
4. Başer Ailesi olarak bugüne kadar olduğu gibi bugün de duruşma salonunda başımız dikti.
5. Bundan sonra da başımız dik dolaşmaya devam edeceğiz, eşimle gurur duyuyoruz.
6. Bugün tutuklama kararını verirken bizim yüzümüze bile bakamayan, gözlerini kaçıran aynı mesleği yaptığımız hâkimler
7. Mustafam cezaevine giderken de bizim yüzümüze gururla baktı, çıkınca da aynen öyle bakacak.
8.Mesela bugün eve gidip eşinize; "Bugün bir hâkimin kararını beğenmedik tutukladık." mı dediniz?
9. Sizler bugün çocuğunuzun ve eşinizin yüzüne gururla bakabildiniz mi?
10. Asansörde ya da lojmanın girişinde karşılaştığınız hâkim savcıların yüzüne gururla bakabildiniz mi?
11. Bahçede oyun oynayan çocukların yanından geçerken "acaba hangisinin babasını tutukladım?” diye düşündünüz mü?
12. Tutuklamaya geç karar verdiğiniz için başkaları gibi "özür" dilemeyi düşündünüz mü?
13. Pazartesi servise bindiğinizde en öne binip gururla oturacak mısınız yoksa saklanacak mısınız bir köşeye utanarak?
14. Peki bu ülkede bir gün tekrar hukuk geri döndüğünde evrensel standarda kavuştuğunda o zaman ne yapacaksınız?
15. Değer miydi hukuku da meslektaşlarınızı da bir hiç uğruna katletmeye?
16. UNUTMAYIN , HUKUK BAZEN UYUR AMA ASLA ÖLMEZ . BİR GÜN MUTLAKA UYANIR.
HAKİMLERİN AVUKATLARI DA İSYAN ETTİ
Tutuklanan hakimlerin avukatları, yaşanan yetki krizini anlattı. Özçelik’in avukatı Önder Durdu, usule ilişkin itirazda bulunduklarını belirtti. Sorgu esnasında da bunu dile getirdiklerini ifade ederek, şunları kaydetti: “Doğrudan 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne talimat yazılmış olması hukuka aykırıdır. Bunun nöbetçi ağır ceza mahkemesi eliyle yapılması gerekir. 1. sınıf hâkimlerin yargılama usulleri belli bir usule tabidir. Bu çerçevede bunun Yargıtay tarafından yürütülmesi gerekir. Kısa sürede dönüş almak amacıyla sadece usule ilişkin bir itiraz dilekçesi verdik. Hukuken kabul edilmesi gerekir; ancak mevcut durum sebebiyle pek bir beklentimiz yok açıkçası. Esasa ilişkin itirazımızı ise 4 Mayıs Pazartesi günü 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne vermeyi planlıyoruz.”
Hâkim Mustafa Başer’in avukatı Celal Sis de yapacakları itirazların ardından dosyanın Anadolu Ağır Ceza Mahkemesi’ne geleceğini dile getirdi. 2. Ağır Ceza’nın yetkili olmadığına ilişkin itirazlarını yapmalarına rağmen kabul görmediğine dikkat çeken Sis, şöyle devam etti: “Yakalama kararını 30 Nisan’da 2. Ağır Ceza çıkardı. Hâlbuki o gün 6. Ağır Ceza nöbetçi idi. Madem bir yakalama çıkacak, 6. Ağır Ceza vermeliydi bu kararı. 1 Mayıs’ta ise 7. Ağır Ceza nöbetçi idi. Doğal hâkimlik ilkesine göre ifadeyi ancak nöbetçi heyet olan bu mahkeme alabilirdi. Öyle bir durum yaşandı. Bu ayrı bir infial. Dosyanın içi boş, delil falan yok. Ben de ‘Bari usulü tutturun da kargalar gülmesin.’ diyorum.”