Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve 62 polisin reddi hakim talebini kabul ettiği tutuklanan Hakim Metin Özçelik'in avukatı Önder Durdu, müvekkilinin yasa dışı telefon dinleme kararına imza attığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Durdu, müvekkili aleyhindeki birçok iddiayı da yalanladı.
Yazılı açıklama yapan Avukat Önder Durdu, müvekkili hakkında medyada çıkan birçok iddiayı yalanladı. Durdu, şu ifadeleri kullandı:
"1- Müvekkilimizin yasa dışı telefon dinleme kararlarına imza attığı iddia edilmiştir.
Bu iddialar tamamen gerçeğe aykırıdır. Müvekkilimiz, mahkeme başkanı olarak görev yapmaya başladığı 2011 yılı Ekim ayından sonra, nöbet tutmadığı için hiçbir telefon dinleme kararları vermemiştir. Bu tarihten önce de bahse konu haberlerde adı geçen siyasetçi, bürokrat ve Gazetecilerle ilgili dinleme kararı vermemiştir. Müvekkilimiz rutin nöbet görevi esnasında, yasal prosedür çerçevesinde önüne gelen istihbari dinleme talepleriyle ilgili olarak yasal prosedür kapsamında görevinin gereğini yapmıştır. Müvekkilimizin bu süreçlerde kat'iyen hukuksuz bir uygulaması söz konusu olmamıştır.
2-Müvekkilimizin paralel imamlarla görüştüğü iddia edilmiştir.
Müvekkilimiz "paralel yargı imamı" ya da "Alevilerden sorumlu imam" oldukları belirtilen kişilerle; yüz yüze, telefonla veya telekonferans yoluyla yurt içinde veya yurt dışında hiçbir şekilde görüşmemiştir. Müvekkilimiz böyle kişileri tanımamaktadır.
3- Müvekkilimize yasa dışı sebeplerle para transferleri yapıldığı iddia edilmiştir.
Müvekkilimizin tutuklanmasına gerekçe gösterilen hakimin reddi talepleri ile ilgili karar tarihi olan 24 Nisan 2015 tarihinden önce veya sonra, müvekkilimizin yahut müvekkilimizin ailesinin ve yakınlarının hesaplarına herhangi bir yasa dışı / kaynağı ve sebebi belirsiz tek bir kuruş para yatırılmamıştır.
4- Müvekkilimizin bahse konu hakimin reddi kararıyla ilgili karar verdiği kişilerle, yakınlarıyla veya avukatlarıyla görüştüğü iddia edilmiştir.
Müvekkilimizin bahse konu kişilerle, bu kişilerin avukatlarıyla veya yakınlarıyla bahsedilen karardan önce veya sonra hiçbir şekilde yüz yüze ya da telefonla görüşmesi, irtibat kurması söz konusu olmamıştır.
Müvekkilimize ve vekili sıfatıyla bize tebliğ edilmeyen bilgi, belge ve raporların hukuka aykırı bir şekilde basınla paylaşılması ve bunların yayınlanması açıkça suç teşkil etmektedir. Asılsız hakaret ve iftiralar içeren bu bilgileri basına sızdıran, yayınları hazırlayan ve yayınlayan kişi ve kurumlar hakkında ulusal ve uluslararası düzeyde her türlü hukuki ve cezai talep ve şikayette bulunulacaktır.
'ADALET ER YA DA GEÇ TECELLİ EDECEK'
Müvekkilimiz; hayatı boyunca hukukun üstünlüğüne inanmış, kişi hak ve hürriyetlerinin kutsiyetini şiar kabul etmiş, ulusal ve evrensel hukuk prensiplerinden bir an bile ayrılmamıştır.
Ancak ne yazık ki müvekkilimiz, hukuk çerçevesinde verdiği bir mahkeme kararı sebebiyle hukuka aykırı bir şekilde tutuklanmıştır. 2,5 ay gibi bir süredir tutukludur. Bu iki buçuk aylık süre zarfında, başta Ak Parti Hükümeti olmak üzere, Adalet Bakanlığı, HSYK, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi ve sair devlet kurumlarınca türlü hukuksuzluklara imza atılmış, müvekkilimizin hakları açıkça ihlal edilmiştir. Bu hukuksuzlukların tamamı tarafımızca kayıt altına alınmakta ve bu hukuksuzluklara karşı AYM ve AİHM başta olmak üzere hukuk çerçevesinde gerekli başvurular yapılmaktadır.
Hukukun insafsızca ayaklar altına alındığı şu günlerde, şunu çok açık ve net bir şekilde biliyoruz ki, er ya da geç adalet tecelli edecek, müvekkilimizin masumiyeti anlaşılacaktır. Bu sürecin sonunda müvekkilimiz, bir mazlum olarak girdiği cezaevinden ismi Türk Adalet Tarihine onurla kaydedilecek bir adalet kahramanı olarak çıkacaktır.
Bu ülkede en ali makamlara kadar yükselmiş insanlar, işledikleri suçlardan ötürü yargılandılar, cezalandırıldılar, itibarsızlaştılar. Bugün; yargı, medya ve kamu gücünü kendi şahsi menfaatleri için kullananlar ve hukuksuz bir şekilde pervasızca onlara hizmet edenler de bir gün yüce Türk Adaleti karşısında hesap vereceklerini bilmelidirler."
CİHAN