Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bazı ürünlerin fiyatlarında görülen artışların üretici ile market fiyatları arasındaki büyük farklılıklardan kaynaklandığını söyledi. Bayraktar, "Mandalinanın bahçedeki fiyatı 1 lira 25 kuruşken, markette 3 lira 18 kuruşa, kuru soğanın üreticideki fiyatı 1 lira 55 kuruşken, 2 lira 84 kuruşa kadar çıkmaktadır." dedi.
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, birlik merkezinde düzenlediği basın toplantısında, tarımın mevcut durumunu ve sektördeki son gelişmeleri değerlendirdi.
Bayraktar, son günlerde ülke genelinde görülen kar yağışlarının özellikle hububat üretimine olumlu yansıdığını, serada, tarlada yetiştirilen sebzeleri ile narenciye, muz, zeytin ve şeftali ağaçlarını olumsuz etkilediğini vurguladı. TZOB Genel Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hava sıcaklıklarının normallerin altına düşmesi, seralarda ısıtma ve nakliye masraflarının artmasına, verim düşüklüğüne, işçilik faaliyetlerinin zorlaşmasına, tarlada yetiştirilen kışlık sebzeler ile hasadı devam eden narenciye ve muz gibi ürünlerde ise don olaylarına neden olmaktadır. Ocak ayının başından bugüne kadar mevsim normallerinin altında seyreden hava sıcaklıkları, üretimi olumsuz etkilemiş, üreticilerimizi mağdur ettiği gibi fiyatları da yukarı çekmiştir."
"MANDALİNANIN BAHÇEDEKİ FİYATI 1 LİRA 25 KURUŞ, MARKETTE 3 LİRA 18 KURUŞ"
Bazı ürünlerin fiyatlarında görülen artışların üretici ile market fiyatları arasındaki büyük farklılıklardan kaynaklandığını ifade eden Bayraktar, "Üretici ve tüketici arasındaki mekanizmaların sağlıklı şekilde oluşturulamamasının hem üreticileri hem de tüketicileri mağdur ediyor. Marketlerde fiyatı en fazla artan ürünler içinde bulunan mandalinanın bahçedeki fiyatı 1 lira 25 kuruşken, markette 3 lira 18 kuruşa, kuru soğanın üreticideki fiyatı 1 lira 55 kuruşken, 2 lira 84 kuruşa kadar çıkmaktadır. Hatta basına yansıyan haliyle markette 6 lira fiyatla tüketiciye sunulan salatalığın sera çıkış fiyatı 2 lirayı bulmamaktadır. Aradaki bu farkı, hiçbir gerekçe makul gösteremez." şeklinde konuştu.
Düşük hava sıcaklıklarının özellikle hububatın dondan etkilenmesine neden olduğuna işaret eden Şemsi Bayraktar, Çankırı'da arpa ve buğdayda don kesiği görüldüğünü, Afyonkarahisar'da ise arpa ve buğday dondan zarar gördüğünü açıkladı. Bayraktar, şu ifadeleri kullandı: "Bursa Karacabey ve Yenişehir'de pırasa, brokoli ve karnabahar dondan etkilendi. İzmir Ödemiş'te ise tarlada olan patatesin yarısı dondan zarar gördü. Samsun Çarşamba'da yetiştirilen sebzelerden marul, ıspanak ve lahanaya yoğun kar yağışı zarar verdi."
Meyvelerden en fazla etkilenen ürün grubu narenciye olduğunu vurgulayan TZOB Genel Başkanı, sözlerine şöyle devam etti: "Düşük hava sıcaklıklarının uzun süre devam etmesi hasarı artırdı. Adana, Mersin illerimizde dalda bulunan portakal, mandalina, limon dondan etkilendi. Özellikle limonda ikinci makas olarak adlandırılan ikinci hasat döneminde kaybın yüzde 50'ye ulaşacağı tahmin ediliyor. Bursa'da ise ocak ayı başında yaşanan dondan şeftali ağaçlarında dallar ve gözler etkilenirken, zeytin ağaçlarında çatlamalar meydana geldi. Hasar tespit çalışmalarının tamamlanmasının yanı sıra karın kalkmasıyla birlikte durum daha net ortaya çıkacak."
"ÜRETİCİLERİMİZ, DON RİSKİNE KARŞI MUTLAKA SİGORTA YAPTIRMALIDIR"
Bayraktar, "Üreticilerimiz, don riskine karşı mutlaka sigorta yaptırmalıdır. Üreticilerimizin kaybının bir nebze olsun telafi edilebilmesi bakımında sigorta büyük önem taşımaktadır. Meyve ağaçlarını don riskine karşı sigorta yaptıran üreticilerimiz, tazminatlarını alarak maddi kaybın önüne geçebileceklerdir. Sebze ve meyvede gördüğümüz durum aynı şekilde kırmızı ette de karşımıza çıkmaktadır. Ocak ayında üreticide kilogramı 26 lira 25 kuruş olan kuzu eti, markette 44 lira 99 kuruşa, 24 lira 76 kuruş olan dana eti, markette 40 lira 15 kuruşa satılmaktadır. Görüldüğü gibi üreticiden markete kuzu eti fiyatı yüzde 71,38, dana eti fiyatı yüzde 62,17 artmaktadır. Zaman zaman perakende fiyata bakılarak kırmızı ette ithalat sesleri de gündeme geliyor. Birçoğu masum taleplermiş gibi görünse de uzun vadede ithalatın hayvancılığımızı hangi noktalara sürüklediğini geçmiş tecrübelerimiz bize gösterdi. Et ithalatı için yurt dışına ödediğimiz her döviz, hayvancılığımızda bir adım gerilememize neden oluyor. Bu yöntem başka ülkelerin besicilerini desteklerken, kendi üreticimiz ve et üretimimize olumsuz yansıyor. Bunun acı örneklerini et ithalatı yaptığımız yıllarda yaşadık."
"DESTEKLERİN YÜZDE 46'SI ÇİFTÇİNİN YÜZDE 5'İNE GİDİYOR"
Devletin tarım kesimine destek verdiğini hatırlatan Şemsi Bayraktar, yine de desteklerin yeterli olmadığını bildirdi. Bayraktar, "Tarımsal destek bütçesinden çiftçilerin; yüzde 71,2'lik kısmı 2 bin liranın, yüzde 52,8'lik kısmı ise bin liranın altında destek almaktadır. Üstelik çiftçimiz bu desteği alabilmek için, yılda 8-10 kez tarım teşkilatına gitmekte, evrak bedeli, yol masrafı olarak yaklaşık 250 lira harcamaktadır. Ayrıca, desteklerin yüzde 46'sını çiftçilerin sadece yüzde 5'i alırken, yüzde 95'lik kitleye desteklerin yüzde 54'ü kalmaktadır. Destekleme modeli yeniden ele alınmalı, üretimin sürdürülebilirliğinin sağlanması için küçük aile işletmelerine desteklerden daha fazla pay verilmelidir." diye konuştu.
"KDV İNDİRİMİ KADAR TUTAR DOĞRUDAN ÜRETİCİYE VERİLSİN"
Mazot, gübre, yem, elektrik, tohum, ilaç gibi girdi fiyatlarının yüksekliği çiftçiyi zorladığını belirten TZOB Başkanı, açıklamasını şöyle tamamladı: "En son gübrede yüzde 18, yemde yüzde 8 olan KDV oranı yüzde 1'e düşürülmüştür. Ancak yapılan KDV indiriminin üreticimize yansımasında sıkıntılar olduğu, indirimin ancak bir kısmının üreticimize yansıdığı şeklinde odalarımızdan bilgiler gelmektedir. Örneğin ÜRE'de KDV indiriminden önce fiyat, tonda bin 120 lira iken, KDV indiriminden sonra fiyatın yüzde 9,82 azalmayla sadece bin 10 liraya gerilediği görülüyor. KDV indirimi tam olarak yansıtılmış olsaydı fiyat, 958 lira 64 kuruş olacaktı. Görüldüğü gibi gübre ve yemdeki KDV indiriminden beklenen amaç gerçekleşmemiştir. Bu noktada talebimiz gübre ve yemdeki KDV indirimi kadar bir tutarın doğrudan üreticiye verilmesi ve amacın hasıl olmasıdır."
CİHAN