FİKRET KAPLAN - SAMANYOLUHABER.COM
“Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” (Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr 66) buyuruyor Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem).
Rahmet Peygamberi, ashabına karşı çok vefalı bir insandı. Hicret etmeye fırsat bulamayan masumların, mazlumların geride mahpus kalmaları ve sürekli zulüm görmeleri, O’nun (sav) yüreğini hüzünle doldurmuştu. Her gün defalarca onları anıyor, onlar için dua ediyor, ağlıyordu.
Bugün de kendilerini insanlığa hizmete adamış olan samimi insanlar, ne yazık ki her geçen gün daha da artan zulümler altında inliyor. Mazlumların feryâd ü figânı ciğerleri dağlıyor; yanaklardan domur domur gözyaşı boşalıyor. Göklere yükselen âh u efgânı tartacak bir kantar mevcut değil yeryüzünde.
Zulme uğrayan, yolda kalan, muhtaç olan kimselere karşı gerçekten alâka duyuyorsak, işittiğimiz hıçkırıkların gönlümüze bir kor gibi düştüğünü hissediyor ve inleyen her insanla beraber biz de ızdırap çekiyorsak, o halde kendi acz ve zaafımızın idraki içinde gücü her şeye yeten Kudreti Sonsuz’a yönelmeli ve O’na içimizi dökmeliyiz. Rahmanın rağbet ettiği, değer verdiği bu Regaib Kandili hürmetine O’ndan (cc) istemeliyiz. Üç Ayları iyi fırsat bilip dua dua yalvarmalıyız.
Çünkü bizim sesimizi işiten, kudret eli her şeye yetişen bir Rabbimiz var. Her tarafta farklı bahaneler ileri sürerek insanları ezen ve cinayetler işleyen zâlimlerin hakkından gelmesini ve tuzaklarını kendi başlarına geçirmesini de yine O’ndan dilemeliyiz:
Bismillahirrahmanirrahim
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi külle-mahtelefel melevân, ve teâkabel asarân, ve kerreral cedîdân, vestakbelel ferkadân, ve beliğ rûhahû ve ervâha ehl-i beytihi minettehıyyete ves-selâm, verham ve bârik ve sellim aleyhi kesîran kesîran ilâ yevmil haşri vel karâr.
Ey kudreti sonsuz, merhameti nihayetsiz, bütün âlemlerin yegâne sahibi Yüceler Yücesi Rabbimiz! Efendimiz'e teslimat ve salât-ü selamla huzuruna geliyor el pençe divan duruyoruz.
Ey talihsizlerin sığınağı, ey âcizlerin güç kaynağı, ey dertlilerin tabibi ve ey yolda kalmışların hâdîsi ve yol göstereni! Bir kere daha Sana dehalet ediyor ve içimizi bir kez daha Sana döküyoruz. Boş şeylerin arkasından koşup durduk; olmayacak hülyalara gönül bağladık. Ümit ettiklerimiz yüzümüze bakmadı ve bel bağladıklarımız asla bizi umursamadı. Bugüne kadar Senden başka sesimizi duyan, başımızı okşayan olmadı. Duygularımızla alay edildi; düşüncelerimiz, hizmetlerimiz suç sayıldı. Her yanda kundaklamalar yaşandı.. her tarafta fitne ateşleri körüklendi.. yananlar ocaklar gibi yandı ve yapılanlar dinin ruhuna geldi dayandı. Allah’ım! Ne olur… acilen… acilen bize yardımını gönder!
Şu anda duygularımız derbeder, davranışlarımız ahenksiz, ruhlarımız hüzünlü, ayaklarımız titrek, ellerimiz mefluç…İşte böyle bir dağınıklık içinde Sana geldik. Rahmetin, bu asrın gariplerinin ümit kapısı, bizler de bu kapının önündeki liyakatsiz dilencileriz. Ne olur dualarımızı kabul buyur!
Ci’tüke bi bidâatin müzcâtin, fe evfi lenâ Yâ Vefiy!
Hiçbir şeye değmeyen, minnacık bir sermaye ile Sana teveccüh ettik. Sen Vefiysin, bizim bu pek küçük sermayemize çok büyük lütuflarla, ihsanlarla mukabelede bulunmak Senin şanındandır. Şanına sığınıyoruz.
Ey her şeyin karşılığını tam olarak veren en Vefalı! Sana değersiz, çok küçük bir sermaye ile gelsek de, Sen onu tam kabul et ve bize öyle mukabelede bulun!
Allahım! Senin kahreden güç ve kuvvetine, süratle yetişen yardım ve nusretine, çizdiğin sınırların aşılması karşısındaki mukaddes gayretine ve talep edenleri içine aldığın himayene sığınıyoruz.
Allahım! Her şeyi işiten, her nidaya icabet eden, her şeye her şeyden daha yakın olan, fermanlarını süratle gerçekleştiren, intikam ve kahrı şiddetli, derdest edip yakalaması çabuk ve güçlü olan yalnız Sensin. Zorbaların kaba kuvvetleri Senin takdirini asla engelleyemez.
Rabbimiz! Bize tuzak hazırlayanları, arkamızdan düzen kuran komplocuları, bize çukur kazmak ya da başka bir yolla bizi aldatmak isteyen art niyetli insanları Sana havale ediyoruz. Tuzaklarını kendi başlarına dola, onları kazdıkları çukurlara düşür ve attıkları ağlara kendi ayaklarını bağla.
Ya İlâhe'l-âlemin, Sen'in Dinine, Kitabına, Peygamberine ve masum kullarına düşmanlık besleyen cahil, kaba, insanlık ve medeniyet mahrumu, zalim birtakım insanlar var. Onlar, Sen'in kendilerine iyilikte, hayr u hasenâtta kullansınlar diye emaneten verdiklerini, inanan insanların hukukuna tecavüz edip onlara karşı bir baskı unsuru olarak kullanıyor ve göz göre göre zorbalık yapıyorlar. 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billah' hazinelerinin tek sahibi Sen'sin; mutlak güç ve otorite yalnız Sen'indir; biz de izafi, gölge mahiyetindeki güç ve kuvvetimizden arınıp Sen'in asla karşı konulamayacak güç ve kuvvetine iltica ediyoruz.
Ne olur, Yüce Mevlâmız, adavet hisleriyle oturup kalkan, inanmış insanların aleyhinde sürekli komplo üstüne komplo kuran o kimselerin düşmanlık hislerini kalblerinden söküp at ve bütün duyma, görme ve idrak kabiliyetlerini topyekün insanlığın hayrına olabilecek istikamete tevcîh buyur. Biz, onların yapmak istedikleri kötülükleri, vermek istedikleri zararları, hile ve hud'alarını, tuzaklarını, komplolarını ancak Sen'in yardımınla def'edebiliriz. Onun için de, Rabbimiz, o insafsız gaddarlardan gelebilecek her türlü şerden Sen'in sıyanetine dehâlet ediyoruz. Bu haddini bilmez, insafsız tipler şayet salâh yolunu seçmezler, fitne ve fesatlarına devam ederlerse, Sen onların ellerini kollarını bağla, ayaklarına prangalar vur.. kalemlerini yazamaz, dillerini de konuşamaz hale getir.. inananların aleyhinde kullandıkları ne kadar yol-yöntem, imkân ve malzeme varsa, hepsini ellerinden çekip al.. menfûr emellerine ulaşmalarına fırsat verme ve bizi o zalimlerle karşı karşıya bırakma.. nusretinle, hıfz u inayetinle bu âciz ve çaresiz kullarını te'yîd buyur!
Ey çaresizler çaresi! Sebeplerin sukût ettiği, gariplerin çaresizlikle sağa sola toslayıp durduğu şu karanlık günlerde, zulmet zulmet içinde kıvrananlara nezdinden bir ışık gönder.. sonsuz kudretinle bütün zulüm ve haksızlık ateşlerine bir su serp.. şeytanın ocaklarını söndür ve iblislerin boyunlarına çözemeyecekleri tasmalar geçir. Ufuklarımızdaki ilham esintileri bir yere takıldı, gönüllerimizde heyecanlar söndü, dillerimizde bir kekemelik var; rahmet ilinden bize dirilten bir meltem gönder.. hakkındaki recâ ve hüsnüzannımızı rahmetinin serhaddine ulaştır ve bizi o ufkun ümitli dilencileri kabul ederek gönüllerimizi imanî heyecanla şahlandır ve dillerimizdeki bağları çöz.
Ya İlâhe'l-âlemin ve ya Ekrame'l-ekramîn! Ellerimizi ızdırar ve mecburiyetle kapına doğru açıyoruz. Başka yerlere gitsek, başka vadilerde dolaşsak, cürme, günaha saplansak bile Sen biliyorsun ya Rabbi, vallahi biz başkasına secde etmedik, billahi başkası karşısında bel bükmedik, tallahi başkasının kapısına gitmedik. İşte bu kadarcık sadakatimizle yeniden ahd ü peymanda bulunarak huzuruna geldik. Bizi burada boş çevirmeyip aziz ve payidar eyle ya Rabbi. İhsan edip bizleri kıyamete kadar Kur'an'a hadim eyle ya Rabbi.
Ey her duaya icabet eden ululuk tahtının Sultanı! Şu anda binler, yüz binler Senin karşında divan durarak ellerimizi Sana açıyor ve külliyet kesbetmiş niyaz edalı soluklarımızla, kullarına her zaman açık bulunan, hiç olmazsa aralık duran rahmet desenli kapının tokmağına inleyerek dokunuyor ve "Biz geldik" diyoruz. Herkesi ve her şeyi görüp gözettiğine, her sese ve herkese merhamet ettiğine gönülden inanarak günahlarımızı af çağlayanların içinde tasavvur ediyor, Senin afv u safhına bakıyor ve ümitlerimizi ona bağlıyoruz.
Kur'an'ın kalbimizde ma'kes bulmasını kolaylaştır, hizmetlerimizi de makbul eyle ya Rabbi. Şu başlattığın aşkı söndürme, içimizde olduğu gibi dışımıza da tezahürünü lütfeyle..
Allahım! Nâm-ı Celîlin’i dünyanın her yerinde bir kez daha i’lâ buyur. Bizim ve dünyanın her köşesindeki bütün kullarının kalblerini imana, İslâm’a, Kur’ân’a ve iman hizmetine aç ve bizi bu vazifede istihdam buyur.
Allahümme veffiknâ ilâ mâ tühibbu ve terdâ – Allah’ım bizi nefsin hoşuna giden değil, Senin razı olacağın, rıza ve hoşnutluğunu kazandıracak işlere muvaffak eyle.
Allahümme innî eûzü bike minel-hemmi vel-hazen ve eûzü bike minel-aczi vel-kesel ve eûzü bike minel-cübni vel-buhl ve eûzü bike men galebetid-deyni ve kahrir-ricâl.
Yâ Rabbi, kederden, dertten, âcizlikten, tembellikten, korkudan, cimrilikten, borcumuzu ödeyememekten ve insanların kahrından sana sığınırız!
Duamızın evvelinde salât ü selamla kaldırdığımız ellerimizi, bir kere daha Efendimiz Hazreti Ahmed ü Mahmûd u Muhammed Mustafa'yı, O'nun tertemiz, dupduru, pırıl pırıl aile fertlerini, yıldızlar kadar yükseklerde dolaşan ashabını hayırla anarak indiriyor ve bizi ellerimiz boş, haybet ve hüsran içinde geri çevirmemeni diliyoruz Rabbimiz!
Amin… Amin…Amin.
Üç Aylar ve Regaib Kandili’niz mübarek olsun.