‘Önsöz’ kısmında Türkiye’deki hukuksuzluklardan hiç bahsedilmiyor. Raporun, ‘Mültecilerin ve Göçmenlerin Hakları’ bölümünde de Erdoğan rejiminin zulmünden kaçan insanlarla ilgili tek satır yer almıyor.
‘Yargı Bağımsızlığı’ başlığının altında “Türkiye’de hükümetin yargı üzerindeki kontrolü, birkaç yıl içinde yargı bağımsızlığının içini boşalttı ve insan hakları savunucuları, aktivistler ve siyasi muhalifler temelsiz soruşturmalarla karşı karşıya kaldı.” ifadesiyle yetinilmiş.
Furkan Vakfı gönüllülerine yönelik sokak ortasında işkence bile rapora girememiş!
Raporun Türkiye bölümü, “İnsan hakları savunucuları, gazeteciler, muhalif siyasetçiler ve diğerleri hakkında temelsiz soruşturmalar, yargılamalar ve mahkumiyet kararları devam etti. Parlamento, mevcut yasalarda çevrimiçi ifade özgürlüğünü daha da kısıtlayan sert değişiklikler yaptı. Polis, birçok ilde yasaklanan Onur Yürüyüşleri’ne katılan yüzlerce kişiyi hukuka aykırı güç kullanarak gözaltına aldı ve barışçıl toplanma hakkı ciddi şekilde kısıtlanmaya devam etti. Danıştay, 2021 tarihli İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını bozmayı reddetti. Türkiye, dünyanın en yüksek sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülkesi olmayı sürdürdü. İşkence ve diğer türde kötü muameleye ilişkin ciddi ve güvenilir iddialar söz konusuydu.” deniliyor.
Raporun ‘Türkiye’ bölümünde ‘İşkence ve Kötü Muamele’ konusuna işte bu kadar yer ayrılmış!
Pop şarkıcısı Gülşen hakkında soruşturma açılması ve akabinde tutuklanması, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘hakaret’ suçundan ceza alması, Cumartesi Anneleri’ne yönelik hukuksuzluklar, LGBT +’ye yönelik baskılar raporda yer alıyor.
KABUL ETMİYORUZ, ETMEYECEĞİZ!
Uluslararası Af Örgütü’nün Hizmet Hareketi’ne yönelik hukuksuzluk ve insan hakları ihlallerini ‘görmezden’ gelmesine hukukçular tepkili. İnsan hakları hukukçusu Dr. Gökhan Güneş, şunları yazdı:
Uluslararası Af Örgütünün 2022-23 “Dünyada İnsan Haklarının Durumu” raporunda, uluslararası kurumların Türkiye’ye ‘bakış klasiği’ daha doğrusu ‘körlüğü’ yine önceliklerle gibi tekrar edilmiş! Zira rapora göre; ülkedeki siyasi nedenlerle tutuklular sadece Kavala ve Demirtaş;örgüt üyeliğinden haksız tutuklanan da yalnızca Uluslrarası Af Örgütü Türkiye Şubesi eski Başkanı Taner Kılıç’tır!
Daha önce başka bir raporun yorumunda söylediğimiz gibi; ülkedeki “siyasi” ve “etnik” mağduriyetleri içtenlikle tanıyoruz, ancak ülkede insan hakları anlamında tüm mağduriyetlerin bu iki başlık altında olduğu dayatmasını asla kabul etmeyeceğiz.
Uluslararası bir kurumun Selahattin Demirtaş’ın mağduriyetine sahip çıktığı bir metinde, örneğin İlhan İşbilen’in de bir milletvekili olduğunu hatırlamasını, LGBT bireylerin yaşam tercihlerine gösterdiği hassasiyeti, yasal bir bankaya para yatıran vatandaşa da göstermesini beklemeye devam edeceğiz!
KHK’LI SAVCI DR. HASAN DURSUN: MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR
KHK’lı Cumhuriyet Savcısı Dr. Hasan Dursun da rapora tepkisini sosyal medya hesabından gösterdi. Şunları yazdı:
Uluslararası Af Örgütünün 2022-23 dönemi insan hakları raporu bir kez daha göstermiştir ki; bu rapora Türkiye’den veri sağlayanlar ile AİHM’de farklı beklentilerle mahkeme yargıçlarına adeta sansür uygulayan hukukçuların zihniyeti aynıdır.
İnsan hakları adına bedel ödeyen muhafazakar kesim körlükleri tamda bundan dolayıdır. Ancak ne kadar uğraşsanız da bu mızrağın keskinliği çoktan çuvalı paramparça etti. Siz sadece kendi saygınlığınızdan kaybediyorsunuz.