Dünyanın önde gelen basın örgütlerinden Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ı tehdit eden sözlerinden dolayı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı kınayarak ağır eleştiriler yöneltti. CPJ'nin yayınladığı basın bildirisinde Erdoğan'ın Can Dündar'ı casuslukla suçladığı hatırlatılarak, "Recep Tayyip Erdoğan'ı, sevmediği gazete ve gazetecilere gözdağı vermekten vazgeçmeye çağırıyoruz" denildi.
CPJ'in Avrupa ve Orta Asya Koordinatörü Nina Ognianova tarafından kaleme alınan açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu tür çıkışlarının hükümeti eleştirenlere karşı "Türk savcılarını harekete geçiren ipuçları" olduğuna da işaret edildi.
CPJ açıklamasında Erdoğan'ın "hem başbakanlığı hem de cumhurbaşkanlığı döneminde basın karşıtı kampanyalar içinde olduğu, kendisini eleştiren gazetecilere iftira attığı, dava açtığı, bizzat halka karşı gazetecileri karaladığı, haber kuruluşlarına baskı yaptığı" belirtildi. Açıklamada, Erdoğan'ın baskılarıyla korkuya kapılan medya kuruluşları ile gazetecilerin, malî ve adlî endişelerden dolayı otosansüre yöneldiği kaydedildi.
Cumhuriyet'in MİT TIR'larıyla ilgili haberini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TRT'de Can Dündar'ı tehdit ettiği açıklamayı ayrıntısıyla ele alan CPJ, "Bu haberi yapan kişi, bunun bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu" sözlerine dikkat çekti.
CPJ, haber sonrası Can Dündar hakkında "casusluk soruşturması" açıldığını hatırlatarak, Dündar hakkında "devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, siyasi ve askeri casusluk, terör örgütü propagandası" suçlaması bulunduğuna vurgu yaptı. New York merkezli uluslararası kuruluş, "Türkiye'deki muğlak terörizm ve ceza kanunları, muhalif gazetecileri cezalandırmak için sıkça kullanılıyor" diye eleştiride bulundu.
Geçen yıl MİT TIR'ları ile ilgili yayın yasağı getirildiğini hatırlatan CPJ, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun ''TIR'ların içinde ne olduğu kimseyi ilgilendirmez'' sözlerine de yer verdi. CPJ bildirisinde Can Dündar'ın "Biz gazeteciyiz, devlet sırlarını saklayan devlet memurları değiliz" sözlerine de atıfta bulunuldu.
SINIR TANIMAYAN GAZETECİLER (RSF) DE TEPKİ GÖSTERDİ
Uluslararası gazetecilik örgütü Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Cumhuriyet gazetesine yapılan baskıyı kınadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhuriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a yönelik tehditinin kabul edilemez olduğunu açıkladı.
RSF Doğu Avrupa Direktörü Johann Bihr, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yargıya müdahalelerine son vermesi ve gazetecileri tehdit etmekten vazgeçmesi çağrısında bulunuyoruz. Ayrıca, İstanbul Başsavcılığı’na Cumhuriyet gazetesine yönelik terör soruşturmasını derhal geri çekmesi çağrısı yapıyoruz.” dedi.
Bihr, Türkiye’nin Suriye politikasının halkı yakından ilgilendirdiğine dikkat çekerek, “Hükümetin Suriye’ye silah verip vermediğinden ya da kime verdiğinden halkın haberdar olma hakkı var. Eğer hükümet bugün köşeye sıkışmışsa bile, Cumhuriyet’i sadece işini yaptığı için suçlamaya hakkı yok.” ifadelerini kullandı. RSF, Can Dündar’a tam destek verdiklerini de vurguladı.
Erdoğan, geçtiğimiz yıl Adana ve Hatay’da durdurulan TIR'lara ait görüntüleri yayınladığı gerekçesiyle Can Dündar hakkında “Bunu özel haber olarak yapan kişi de bunun bedelini ağır ödeyecek; öyle bırakmam onu.” ifadelerini kullanmıştı. Cumhuriyet’te yayımlanan videoda TIR kasalarında ilaçların altına saklanmış havan, top ve tüfek mermileri görülüyor.
Gazeteciler Federasyonu (IFJ) ve Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ)
Brüksel merkezli Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) ve Avrupa Gazeteciler Federasyonu yaptıkları (EFJ) ortak açıklamada seçimler öncesi AK Parti iktidarına 'muhalif medyaya müdahale' uyarısı yaptı. IFJ ve EFJ, polis saldırısına uğrayan Emre Şencan'ın fotoğrafını basarak, olayı gündeme taşıdı.
Açıklamada Gezi olaylarının yıldömünde Zaman Gazetesi muhabirine yönelik tutum da yer alırken, gazetecilere uygulanan tüm baskıların sonlandırılmasını istedi. Türk hükümetine 7 Haziran seçimleri öncesinde gazetecilere uygulanan baskılara son verme çağrısı yapan açıklamada, medya mensuplarına yönelik baskıların 'kabul edilemez' olduğu vurgulandı.
IFJ Başkanı Jim Boumelha da Türkiye'deki meslektaşlarına karşı uygulanan şiddetin ve yıldırma politikasının şoke edici olduğunu vurguladı. Boumelha: "Basın özgürlüğü tartışmaya bile açılamayacak bir konudur ve demokrasinin sürdürülebilirliği için şarttır. Türkiye'de gazetecilik değerlerinin çiğnenmesini tolere edemeyiz ve cezasız da kalamaz." dedi.
Türkiye Özgür Gazeteciler Platformu'na atıf yapılan açıklamada iç güvenlik paketinin televizyon, radyo, internet siteleri ve medya çalışanlarını tehlikeye soktuğu aktarıldı.
