Project Syndicate internet sitesi için bir makale kaleme alan Fischer, 2011 yılında Arap Baharı başlayana dek başarılı bir 'İslami demokrasi' modeli olarak gördüğü Türkiye'nin geçen 7 yılda 'Avrupa'nın hasta adamı' unvanını hızlı bir şekilde yeniden kazandığını savundu.
'ERDOĞAN, ATATÜRK'ÜN İZİNDEN GİTME ŞANSINA SAHİPTİ'
Stratejik konumu, ekonomik ve insani potansiyeli sayesinde Türkiye'nin parlak 21. yüzyıl geleceğine doğru hareket etmesi gerekirken milliyetçilik ve yeniden doğuya yöneliş anlayışıyla 19. yüzyıla doğru yol aldığını belirten Fischer, "2014 yılında cumhurbaşkanı olan Erdoğan, Türkiye'nin hızla modernleşmesine ve aynı hızda geriye doğru gidişine başkanlık etti. Atatürk'ün izinden ilerleme ve Türkiye'yi Batı'yla entegre etme görevini tamamlama şansına sahipti ancak başarısız oldu" ifadelerini kullandı.
'İSTİKRARSIZ TÜRKİYE, AVRUPA'NIN İHTİYACI OLAN SON ŞEY'
Her şeye rağmen istikrarsız bir Türkiye'nin Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu son şey olduğunu kaydeden Fischer, "Erdoğan'a sempati duyun veya duymayın, Avrupa'nın güvenliği, son yıllarda Ortadoğu'daki çatışmalardan kaçan milyonlarca göçmene ve sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye'ye büyük oranda bağlı" vurgusu yaptı.
Fischer, "Hem Avrupa'da istikrar hem de Türkiye'de demokrasi için AB, Türkiye krizine kendi demokratik ilkelerini esas alarak sabırla ve pragmatik bir şekilde yaklaşmalıdır" diye ekledi.
