Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2021 yılı ikinci çeyreğine ilişkin büyüme verilerine açıkladı. TÜİK verilerine göre, Türkiye yılın ikinci çeyreğinde yüzde 21.7 büyüdü. TÜİK’in açıkladığı büyüme rakamlarını yorumlayan Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, gerçek büyümenin yüzde 21.7 değil, yüzde 0.9 olduğunu söyledi.
2020 yılında pandemi nedeniyle yaşanan ekonomik daralmayı hatırlatan Gürsel, Covid-19 pandemisinin ekonomik etkilerinin azalmasının ekonomi üzerindeki etkisinin gerçek bir büyüme olarak algılanmaması gerektiğini söyledi. Gürsel, “Bu muazzam büyüme ne sürpriz ne de Türkiye ekonomisinde büyük bir hamleye iktidarın deyimiyle ‘şahlanışa’ tekabül eden bir rakam değildir” dedi.
Gürsel, TÜİK’in açıkladığı ekonomik büyüme rakamlarını, Türkiye ekonomisinin büyüme rakamlarına etki eden faktörleri ve ekonomiye ilişkin öngörülerini t24.com.tr'ye yorumladı.
ÇEYREKTEN ÇEYREĞE BAKTIĞIMIZDA 0.9 BÜYÜMÜŞÜZ
TÜİK’in açıkladığı yüzde 21.7 büyüme rakamının tahminlerle uyuştuğunu belirten Gürsel, 2020 yılında koronavirüs etkisiyle ekonomide yaşanan daralmaya dikkat çekerek, “2020’de Covid-19 şoku vardı. Büyük bir faaliyet kısıtlamaları oldu. Büyük bir belirsizlik oldu. İstihdam neredeyse 2 milyon azaldı. Bunu sonucunda milli gelirde büyük bir düşüş ortaya çıktı. Bir kere baz etkisi nedeniyle yüzde 20’si buradan geliyor zaten” ifadelerini kullandı. Gürsel, “Olduğundan çok daha büyümüş görünüyoruz ama çeyrekten çeyreğe baktığımızda 0.9 büyümüşüz” dedi.
Büyüme kalemlerine bakıldığında net ihracatın katkısının çok yüksek olduğunu söyleyen Gürsel, bunun şaşırtıcı olmadığını ifade ederek, rakamlara bakıldığın Türkiye ekonomisinin bir düşük büyüme patikasına girdiğini belirtti.
TÜİK’in açıkladığı ikinci çeyrek büyüme rakamlarından baz etkisi çıkarıldığında büyüme oranının yüzde 0.9 olduğunu ifade eden Gürsel, önceki yılların büyüme rakamlarına da bakıldığında Türkiye ekonomisinin düşük büyüme patikasına girdiğinin göründüğünü söyledi.
İthalat ve ihracat rakamlarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisini anlatan Gürsel, “Bu büyümenin kalemlerine baktığımızda esas net ihracat çok yüksek katkı yapmış. Özel tüketim yüzde 22.9 ama ihracat neredeyse yüzde 60 artarken ithalat sadece yüzde 19 artmış dolayısıyla net ihracat katısı çok yüksek. Böyle olması çok şaşırtıcı değil malum iç talepte büyük bir daralma oldu ve bu tabi ithalatı etkiledi. Öbür yandan da Türk Lirası’nda çok ciddi değer kayıpları yaşandı. İçeride iç piyasada talep daralır ve rekabetçi hale gelirse ihracat da tabi ciddi ölçüde artar” dedi.